01 Kas 2009 10:36 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:55

"SEVGİLİ ROJİN SERDAR TURGUT'UN ERKEK MELEKELERİ YOKTUR!..GÜL GEÇ,CİDDİYE ALMA!.." ERTUĞRUL ÖZKÖK'TEN ROJİN'E SERDAR TURGUT'U TANIMA KILAVUZU!..

Ertuğrul Özkök, son günlerin tartışılan ismi Serdar Turgut'u gayet iyi tanıdığını söyleyerek Rojin'e için rahat olsun mesajı verdi. İşte Özkök'ün Rojin'e yazdığı ilginç mektup.

Sevgili Rojin, o bunu yapamaz


Serdar Turgut'un en sevdiği kelimelerden biri "oksimoron"dur.


Yani yan yana gelmesi mümkün olmayan iki sıfat veya kelimenin birlikte kullanılmasını ifade eder.


Örnek mi?


"Kaynar buz..."


İki-üç yıl önce, bana çok kızdığı günlerden bir gün bu ifadeyi benim için de kullanmıştı.


Üşendiğim için arşive bakmadım, galiba beni eleştirmek için şöyle bir oksimoron nitelemesi yapmıştı.


"Demokrat Ertuğrul..."


Bununla benim demokrat olmadığımı anlatmaya çalışıyordu.


Belki de buna benzer başka bir şey kullanmıştı.


Pek hak ettiğim bir şey değildi ama, Serdar'ı asıl olarak "mizah yazarı" kabul ettiğimden üzerinde durmamıştım.


* * *


Geçen gün onun Rojin için yazdığı yazıyı da aynı duyguyla okumuştum.


Serdar, "Rojin'i dağa kaldırmaktan" söz ediyordu.


Baktım, bizim gazetenin kadın grubu bile ayaklanmış. Herkes Serdar'a taarruzda.


Bir tarafta Serdar, öteki tarafta çok sevdiğim Rojin.


Araya girmek istemedim.


Ama iş büyüdü ve neredeyse Serdar'ı linç noktasına geldi.


Böyle olunca da içimdeki mizahperest isyan etmeye başladı.


O nedenle, sevgili Rojin'e bu açık mektubu yazmak istedim.


* * *


Sevgili Rojin,


Her şeyden önce şunu söyleyeyim.


Serdar Turgut ve "dağa kadın kaldırmak" oksimoronun Allahıdır.


25 yıldan beri tanıdığım Serdar Turgut, bırak bir kadını "dağa kaldırmayı", "dansa bile kaldıramaz."


Çünkü çok utangaçtır.


Öyle erkek melekeleri yoktur.


Diyelim ki bir gece içti içti, zurna oldu ve böyle bir şeye yeltendi.


Emin ol o da mümkün değil.


İçinde öyle bir Rana korkusu vardır ki, zilzurna sarhoş olsa bile bunu yapamaz.


O korku hiçbir şeye benzemez.


Diyeceğim, Sevgili Rojin, bu dağa kaldırma meselesini katiyen ciddiye alma.


Gül geç...


Gazetede bazı arkadaşlar, "Ama Serdar Turgut o yazıyı ciddi bir üslupla yazmış" diyor.


Doğru...


Serdar çok iyi bir kara mizah yazarıdır ve kara mizah ciddi üslupla yazılır.


Swift'in, "İrlanda Cumhuriyeti'nin kurtuluşu için mütevazı bir öneri" yazısını, dünyanın mizah klasiği yapan da üslubundaki ciddiyettir.


* * *


İsterseniz kendimden de bir örnek vereyim.


Serdar son 20 yıl içinde beni takriben 126 defa beyzbol sopasıyla döverek öldürdü.


Aşağı yukarı 87 defa bıçakla doğradı, 39 defa da elleriyle boğdu.


Tansu'yla birlikte beni kaç defa öldürdüğünü ise vallahi hatırlamıyorum.


Ben o sırada başka işle meşguldüm.


Ama bakın bugün hâlâ hayattayım ve sağlığım yerinde.


Yani Sevgili Rojin, ben bütün bu badireleri atlatıp hâlâ hayatta kalabildiysem, merak etme senin iffetine de halel gelmez.


Bu çocuğun o kabiliyeti yoktur, seni katiyen dağa kaldıramaz.


Ben Serdar'ın yerine olsaydım, hemen ertesi gün bir yazı yazar ve "Özür dilerim sevgili Rojin, çok içmiştim, İclal diyecektim, isimleri karıştırmışım" deyip geçerdim.


Peki İclal deyince kim üzerine alınırdı?


Onu da bir gün sonra, başka bir isimle telafi ederdim.


Şaka bir yana...


Ülkedeki en ciddi, en faşizan suçlamaları, saldırıları iplemeyip; bir mizah yazısını kaldıramayacak duruma geldiysek, vay halimize.


* * *


Sevgili Rojin, Serdar'ı iyi tanıyorum.


Geçmişte çok kızdığım da oldu.


Hatırlıyor musun, bir gece evine gelip, anahtarı kapıya soktuğunda, dehşetten donup kalmıştın.


Anahtar deliğinden kan gelmişti.


Emin ol, bu yazı, onun yanında çok masumdur.


Tanıdığım güzel Rojin'e yakışan, gülüp geçmektir.


Çok iyi biliyorum ki, Allah bu kara mizah duygusunu sana ziyadesiyle vermiştir.


Ertuğrul Özkök/Hürriyet