SEVDİĞİNİZ DİZİLERLE VEDALAŞMAYA HAZIR MISINIZ?
Dizi sektöründe Sandy Kasırgası! Yoksa, bir dönemin sonuna mı geldik? Medyaradar Sinema-TV yazarı Murat Tolga Şen'in kaleminden okuyun.
Dizi cephesinde işler yolunda gitmiyor. Muhteşem Yüzyıl, Kurtlar
Vadisi ve Öyle Bir Geçer Zaman Ki gibi rüştünü ispatlamış birkaç
diziyi ve onların yanına gelen Karadayı gibi az sayıdaki işi
saymazsak, kanalların yüzü dizilerden yana pek gülüyor değil. Büyük
umutlarla başlayan bir sürü dizi final bile yapamadan veda etti.
Özellikle Star televizyonu hiç kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. En
çok diziyi ekrana süren de, kaldıran da bu kanal. Sadece İşler
Güçler’i ne yapacaklarına karar veremiyorlar bir türlü… Kendi
kendine ölsün diye günü değiştirilip duruyor ama seyircisi arayıp
buluyor yine de. Olaylar, olaylar!
Dizi sektörü dengesini bir türlü bulamamış, hatalı tasarım bir
lunapark oyuncağı gibi… Özellikle bu sezon ne yapana ne de
yayınlayana keyif veriyor. 90 dk bir diziyi izletmek, ilgiyi daim
tutmak kolay iş değil. Hayatta kalmak isteyen dizinin oyuncuları
usta, sesi temiz, ışığı iyi olacak. Bu da para demek... Bölüm başı
maliyetler 400-500.000 TL’lere dayandı. Bu paraya 2-3 film çeken
bağımsız sinemacılar var!
Diziler birbirine rakip olurken kanal yönetimleri bunu sineye
çekiyordu ama işin rengi bir süredir değişmeye başladı. Gündemi
sürekli değişen renkli bir ülkeyiz. Belki de bu yüzden, ‘Ana Haber
Bültenleri’ hiçbir zaman olmadığı kadar seyirci topluyor.
Asıl istilacı ise eğlence programları ve yarışmalar olacak. Zaten
iki format artık birbirine çok yakın. O Ses Türkiye, Büyük Risk,
Ben Bilmem Eşim Bilir, Yetenek Sizsiniz Türkiye, Kim Milyoner Olmak
İster… Merak ederseniz yayınlandıkları günlerin reyting tablolarına
bir bakın. Kendilerinden 3-4 kat pahalıya çıkmış yapımların ya
önündeler ya da dibinde… Tekrarları bile hatırı sayılır seyirci
topluyor. Masrafları kısmak isteyen yöneticilerin de gözleri
parlıyor doğal olarak.
Başka ve çok önemli bir etki ise reklamlarıyla birlikte 3 saati
bulan ‘dizi’ organizmasını izlemek için hiç kimsenin artık eskisi
kadar vakit harcamaması… İnternet bu dizileri yayınlandıktan 30
dakika sonra yayınlayan sitelerle dolu. İstediğiniz bölümü,
istediğiniz zaman izliyorsunuz. Adeta kılçıksız Ton balığı! Aslında
bu şekilde izleyenler kendi bindikleri dalı kesiyorlar çünkü bunun
yayınlayan kanala hiçbir faydası yok. "Tv’ de yayın arasında reklam
değil, reklam arasında yayın izlersiniz" saptamasına uygun olarak
seyirci artık reklamdan kaçıyor. Doz aşımı bünyeyi iflas
ettiriyor.
Anlaşılan o ki, geçtiğimiz sezon dizi dağının zirvesine çıktık ve
şu anda inmekteyiz. Dün sabah, güzel Değirmendere sahilinde Kanal
D’den yapımcı dostum Fırat Sayıcı ve Star TV’de uzun zaman Soframız
programını sunan çok eski arkadaşım Burcu Vural’la yaptığımız
kahvaltı sohbetinden de üç aşağı beş yukarı bu sonuç çıktı.
İyisi mi siz, hiçbir diziye fazla gönül/bel bağlamayın. Bu işin
sonu kötü!
Not: Ahmet Hakan yeni yazılarından birinde Sibel
Üresin için “Türkiye’nin en iyi kıtır atma şampiyonu” yazmış...
Doğru fakat hatalı tespit. Şampiyonsanız zaten en iyi, sizsinizdir,
ayrıca belirtmeye gerek yok!
Twitter.com/murattolga