"SETTE KENAN´IN ÇOK YARDIMINI GÖRÜYORUM" TEFO NEDEN ŞİKAYETÇİ?
Ezel dizisi ile yıldızı parlayan Sarp Akkaya, dizideki rolünü, gelecek planlarını ve tiyatro sevdasını anlattı.
Ezel dizisi ile yıldızı parlayan Sarp Akkaya, dizideki rolünü, gelecek planlarını ve tiyatro sevdasını anlattı.
Sizi "Ezel" dizisinde Tevfik rolünde izliyoruz. Rolünüzden ve dizinin yakaladığı başarıdan bahseder misiniz?
- Şimdiye kadar pek çok dizide rol aldım, keyifli ortamlarda çalıştım. Bu iş de diğerleri kadar keyifli ama bir başka anlamda da kendi türünde tek bir iş. Zor olan şeyleri yapmak isteyen bir iş ve bunu başarıyor. Bu dizide olmayı kendi adıma bir ayrıcalık olarak görüyorum. Bu projeyi benim gibi bir sene bekleyen başka oyuncular da var. "Ezel" yaklaşık 2-2,5 senelik bir çalışmanın ürünü. Senaryoyu okuduğumuz zaman zaten hepimiz "Biz bekleriz" demişiz. Senaristimiz Kerem Deren, yazdıklarını takip ettiğim ve çok başarılı bulduğum bir yazar. Zaten benim için bir projedeki en önemli faktörler, senaryo ve yapım şirketidir. ıyi bir senaryo kötü bir yapımla mahvedilebilir, kötü bir senaryo iyi bir yapımla başarılı sonuçlar elde edemeyebilir. Bu sistem "Ezel"de iyi işliyor ki böyle bir sonuç ortaya çıkıyor.
Tevfik, aynı zamanda bir başkası uğruna adam öldürebilecek biri. Sizce bu bağlılık başına iş açar mı?
- Tevfik kime, ne kadar bağlı acaba? Her şey göründüğü gibi mi? Ben bu dizide kimin kime ne kadar sadık olduğu konusunda emin değilim. (Gülüyor) "Ezel"de bir bölümde geçen hikayeyi birçok dizide bir sezonda izliyorum. Tevfik´le ilgili tahmin edilemeyen olaylar yaşanıyor. O yüzden rolümle ilgili büyük cümleler kuramıyorum. Çalıştığım en zor projelerden biri "Ezel", çünkü Tevfik birine çok samimi davranıp ötekinin kuyusunu kazarken dahi ona yakın olabiliyor. Ezel´e "Bana güvenebilirsin" diyor, Ali´ye de aynı samimiyetle yaklaşıyor. Tevfik´in Ali´de bulduklarıyla Ezel´de buldukları farklı. Ali´yi belki biraz daha kendisine benzetiyor. Ama ödenmesi gereken bir borcu var. O yüzden şu anda her yere gidebilecek gibi duruyor. Ben de merakla bekliyorum.
İKİZİMLE KONSERVATUVAR BAHÇESİNDE BÜYÜDÜK
Dizi sesli çekiliyor, bu açıdan bakınca oyuncuyu zorlayan ya da ona kolaylık sağlayan taraflar neler?
- Sesli çekim, oyuncuyu kesinlikle rahatlatan bir şey. 12 senedir seslendirmenin içindeyim ama kendimi dahi seslendirirken oyunun mutlaka bir şey kaybettiğini düşünüyorum. Zaten oyuncunun sesi, fiziği ve yeteneğinin ayrı değerlendirilmesi taraftarı değilim.
Oyuncu bir ablanın, Esra Akkaya´nın kardeşi olmak kariyerinizi nasıl etkiledi?
- Tabi ki olumlu etkiledi. Kariyerimden öte, hayatımı olumlu etkiledi. ıkiz kardeşim Kaya ile konservatuvar bahçesinde büyüdük diyebilirim. Sırf bu yüzden, bilincimi başka mesleklere kapattığım için, o dönemler iki kademe olan üniversite sınavının ilkine girdikten sonra ÖYS´ye girmedim. ÖSS´de baraj puanını geçtikten sonra yetenek sınavına girdim ve konservatuvarlı oldum.
SETTE KENAN´IN ÇOK YARDIMINI GÖRÜYORUM
"şöhret Okulu" dizisindeki rolünüz için özel olarak klarnet dersi almıştınız. "Ezel" için buna benzer bir ön hazırlık yaptınız mı?
- Aslında ders almadım, evde çalıştım. Sette onun üzerine başka bir melodi ekleniyordu, benim çaldığımı insanlar duymuyordu. Sadece nasıl doğru tutulur, nasıl doğru üflenir gibi konularda bir-iki profesyonelden yardım aldım. "Ezel" için bu tarz bir çalışmam olmadı. Böyle bir araştırma yapacağım malzemem de yoktu.
Dizide Kenan İmirzalıoğlu ile oynuyorsunuz. Bu tarz rollerde daha çok gördüğümüz biri. Onunla oynamak size kolaylık sağladı mı?
- Tabii ki sağladı. Çünkü Kenan, kolaylıkla yardım isteyebildiğim, danışabildiğim, sohbet ederken keyif aldığım ve "ıyi ki tanıdım" dediğim insanlardan biri. Çok faydasını, çok yardımını görüyorum.
Bir bankanın reklam filminde komik bir taksi şoförü rolünde karşımıza çıkmıştınız. Komediye bakış açınız nedir?
- Ben gülmekten ve güldürmekten çok eğlenen, keyif alan bir adamım. Sette Yiğit (Özşener) bana çok güler ve "Sen komedi oynamalısın" der. Oynarken de çok eğleniyorum ama sanırım eşkalden dolayı bana komedi rolleri fazla gelmez. Geldiği zaman da keyfini çıkararak, hakkını vermeye çalışıyorum.
EKRANI MOZAİKLEME EMEĞE SAYGISIZLIK
"Kurtlar Vadisi" dizisi ve "Kurtlar Vadisi Irak" filminde rol almış bir oyuncu olarak; toplumun şiddete bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Diziler insanları şiddete mi yönlendiriyor?
- Bu durum yapılan dizilerle ya da işlerle ilgili değil, izleyenlerle ilgili. Ülkemizde yapılanın 10-20 kat daha şiddetlisi diğer ülkelerde yapılıyor. Ama suç oranlarına bakarsak, belki bizim daha fazladır. Hollywood diye bir sektör var. Neredeyse dünyayı yöneten bir sektörden bahsediyoruz. Adamlar uçak patlatıyor, birbirlerini öldürüyor. Ama ben bir tek bizim ülkemizde mozaikleme diye bir şey görüyorum. Bir gün psikopat bir katili oynadığımda beni bile mozaikleyebilirler! Çocukların kötü etkilendiğini düşünüyorlarsa buna başka bir sınırlama, belki bir saat sınırlaması koymalılar. Mozaiklenmeyi yapılan işe, oradaki emeğe saygısızlık olarak, sansür olarak görüyorum. Sansüre de karşıyım!
TİYATRODAN VAZGEÇEMEM
İlerleyen süreçte tiyatro ağır basacak mı, yoksa dizi ya da sinemaya doğru bir kayma mı göreceğiz?
- Tiyatro bende her zaman ağır bastı. Henüz üçüncü sınıftayken, şimdi "Kapalıçarşı" dizisinde oynayan Onur Bayraktar ile "Stüdyo Drama" adında bir tiyatro kurduk ve senelerce o tiyatroda oyunlar oynadık. Çok zorluklarla karşılaştık. Bugün yine konservatuvar mezunu altı arkadaşımla beraber tiyatro yapıyorum ve yine aynı zorlukları yaşıyorum. Ben her zaman tiyatro yapmaya çalıştım, çünkü beslendiğim, kafamı boşalttığım, mutluluğumu yaşadığım yer orası. Ondan vazgeçmem mümkün değil. Halen, yönetmen Serdar Akar´ın maddi-manevi desteğiyle kurmuş olduğumuz "Tiyatro Adam"la birlikte tiyatro yapmaya devam ediyoruz.