Bazen insanların geçmişleri, bugün yaşananlara dair önemli ipucları verir, ben de Sarıkaya’nın geçmişine baktım biraz. Daha 7 yaşındayken anne-babası boşanmış, sonra babası bir başka kadınla evlenmiş. Baba demek sevgi kadar, güven de demektir.
Hiç dikkatinizi çekti mi bilmem, babaların derin izler bıraktığı kız çocukları, büyüdüklerinde yaşıtlarından daha büyük insanlarla ilişki yaşıyor ya da evleniyorlar. Maslow’un ‘İhtiyaçlar Hiyerarşisi’ piramidinde de fizyolojik ihtiyaçlardan sonra, ilk güvenlik ihtiyacı gelir insanın. O yüzden ‘güven’ şişmiş kas yumağından da, yüzdeki gamzeden de daha değerlidir.
Sonra bir diğer önemli nokta, ünlü adamların, en az ünleri kadar şişkin egoları ve o egolarla beslenen biraz umursamaz, biraz ‘Ben senin için büyük bir şansım’ havaları olur.
Bir yanda öyle adamlar diğer yanda çıkıp, gizli gizli hesabına baktığını ve her seferinde rüyalara daldığını itiraf eden bir Cem Yılmaz portresi gördü Serenay Sarıkaya. Sadece bir kadın ve bir erkeğin arasında söylense sıradan olabilecek bir cümle, kadının olmadığı bir yerde ve herkesin önünde söylendiğinde daha da kıymetli hale geldi kaçınılmaz olarak.