SERDAR TURGUT'TAN TWITTER İSYANI; TİKSİNİYORUM!
Habertürk yazarı Serdar Turgut, Twitter için 'Sevimsiz banal sohbetlerin geçtiği bir alem' dedi.
İnsanların toplum içinde ifade edemedikleri, "öteki" olanı
aşağılama hissiyatı ve marjinal duygularını artık internette
özgürce, acımasız söylemlerle ifade edebilmeleri, "sosyal
medya"olarak tanımlanan internet ortamlarının ne kadar
"sağlıklı"olduğu sorusunun sorulmasına yol açtı. Bu ortamlardan
biri de Twitter. Dünyanın en çok kullanılan sosyal paylaşım
ortamlarından olan Twitter, birçok skandalın, siyasetten magazine
birçok tartışmanın kaynağı oldu.
Son olarak Türkiye'de BDP milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlunun
intiharı sonrası internet ortamında yazılanlar, "toplumdaki
yozlaşmanın ne kadar ileri boyutta olduğu" eleştirilerini de
beraberinde getirdi. Gazeteci-yazar Serdar Turgut, bir süredir
hiçbir mesaj yazmadan takip ettiğini söylediği Twitter'ı, yaşanan
bu son olay nedeniyle kullanmaktan vazgeçtiğini Habertürk'teki
köşesinden duyurdu.
DÜŞÜNCE, SEVİMSİZ BANAL SOHBETLER VE GEYİK MUHABBETLERİ
OLMUŞ..
Şöyle bir dünya düşünün; henüz ergen olan ve
yaş almasına rağmen ergen beyinli kalanların ezici çoğunluğunu
oluşturduğu bir dünya. Sevimsiz banal sohbetlerin, geyik
muhabbetlerinin düşünce yerine geçtiği bir âlem. Hemen hepsi ergen
beyinli olduklarından rahatlıkla çocuk diye hitap edebileceğimiz bu
çocuklar, genellikle baskı altına alınmış seksüel duygulardan
kaynaklanan vahşilik ve kabalıkla en sevimsiz, en önemsiz, en
aptalca fikirlerini günün her saatinde yazmaya uğraşıp bunları da
düşünce sanıyorlar. Herhalde espri olsun diye sosyal medya
dedikleri âlem içinde toplumdan tecrit olmuş halleriyle, şehvetle
bilgisayarın başına oturup baskı altına alınmış duygularını, kendi
zavallı yaşamlarına duydukları nefreti saatler boyunca 140 kelimede
anlatmanın yollarını düşünüyorlar.
KAYBEDENLER KULÜBÜ
Bu tür insanlar,
Twitter'ın global dili olan İngilizce'de "loser" olarak
tanımlanırlar, yani Twitter bir anlamda kaybedenler kulübüdür. Bu
kulübün en parlağı olarak kabul edileni bile bir düşünce fakiridir.
Zaten benim kuşkum, 140 kelimeyi aşmamak kuralı bu tiplere uysun
diye getirilmiş olmalı. Çünkü bunlar kendilerini çok zorlasalar da,
maksimum gayret sarf etseler de zaten 140 kelimeden fazla kelimeyle
düşünemezler. Derin ve anlamlı düşünce, bu dünyaya ve onların
havalı olarak gördükleri dünyanın trendlerine aykırıdır. Okumaya,
düşünmeye alışık insanların endişe ve biraz da iğrenerek seyrettiği
dünyadaki herkes, kendi sınırlı yaşamlarından pek memnun gibi
davranıyor. Gerçekten düşünme zorunluluğundan kurtulmuş
yaşamlarındaki büyük boşluğu, Twitter'dan hiç kopamayarak
dolduruyorlar. Bu absürd dünyada kendini 140 kelimede en saçma, en
tuhaf, en zavallı bir şekilde ifade eden insanlar, o dünyanın
yıldızı olabiliyorlar. Rutininde son derece sıkıcı olan bu dünya,
arada bir suni heyecanlara ihtiyaç duyar.
KOLAY GELEN POPÜLERLİK
Ve bu nedenle âlemin
starları tarafından arada bir ortaya atılan en saçma, en olamayacak
fikir hemen büyük tartışma ve dalgalanmaya neden olur. Ben bir
defasında bu dünyayı test etmek için canlı yayında sakız
çiğnemiştim. Tabii ki bu hareketim alemde o gece en fazla konuşulan
konular arasında yer aldı, düşünün siz düzeyi.
YAZIK BU İNSANLARA
Benim asıl üzüldüğüm,
aslında gerçekten yalnız ve tek başına olan bu insanlara
sosyalleştikleri izlenimi veren, okumayı sadece başkalarının
saçmalamalarını okumaktan ibaret sayan ve bu yaşamı sayesinde
dünyada hiçbir konuya, fikre saygıyla, hak ettiği derinliğiyle
yaklaşma zorunluluğu hissetmeyen bir tuhaf kuşağın var olmaya
başlamasıdır. Bunların çoğunluk oluşturduğu bir toplum felakete
doğru gider.
ARTIK TERK ZAMANI GELDİ
Ben eskiden girdiğim bu
dünyayı bir süredir hiçbir mesaj yazmadan uzaktan izlemekteydim.
Artık olan bitenden tiksinti duymaya başladığımdan, bu dünyaya
katiyen aktif biçimde bulaşmak istemiyordum. En sonunda beni
çileden çıkarıp"Yeter artık, cehennemin dibine kadar yolun var
Twitter" dedirttiler ve artık sözüm ona sosyal medyayı fiziksel
olarak tamamen terk ediyorum. Hesabımı da kapatıyorum.
MİDE BULANDIRAN SON OLAY
Sırrı Sakık hakkında
bu âlemde kendisine yakışan düşüncesizlik ve duygu yoksunluğu ile
oğlunun intiharının hemen sonrasında söylenenler, beni en sonunda
kusma noktasına getirdi. Onlarla çok az muhatap oldum; içerikli
düşünceye alışık olmadıklarından hemen hiç mesaj yazmadığım ama
buna rağmen gördüklerimin beni tiksindirmesine yetmiş olan bu
medyayı şu anda hayatımda hiç olmamış gibi geride bıraktım ve
unuttum. Bu kalitesizlik, çapsızlık dünyamdan çıktı diye daha
şimdiden arınmış, temizlenmiş hissediyorum kendimi.
ACIYARAK GİDİYORUM
İçimde kızgınlık da yok,
sadece bu dünyada arada bir muhatap olduğum düşünce ve davranış
biçimlerinden dolayı bir acıma duygusu var. Bu absürd dünyanın hâlâ
bir yerlerde var olduğunu bilsem de onu yakında tamamen unutacağım
ve acıma duygum da geçecek. Vaktimi çok daha güzel şeylere
harcayacağım.