14 Eyl 2015 15:22
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:52
Serdar Turgut'tan ilginç yazı: Burası Türkiye... Yok öyle!
Habertürk yazarı Serdar Turgut bugünkü yazısında ilginç bir ayrıntıya dikkat çekti...
"Hiç bitip tükenmeyen bir hercümerç içinde olduğumuzdan "Türkiye bizim için ne anlama geliyor" diye gerçekten derin bir şekilde düşünemiyoruz" diyerek yazısına başlayan Serdar Turgut'a göre zaten böyle bir düşünme eylemini yapabilmek için "biraz sakinlik, biraz kafa rahatlığı da gerekiyor."
Habertürk'teki köşesinde "Bazen son derece acılı ve yüreklerin dayanması çok zor olaylarla gelebiliyor bu ders" yazdı ve şöyle devam etti:
"Bu, son olarak yine maalesef bir acı olay sayesinde oldu. Yüreğimizi acıtan içimizi öfkeyle tutuşturan bu olay aslında Türkiye hakkında öyle şeyler söylüyordu ki, olayların bize yüklediği öfkeden, acıdan biraz sıyrılıp biraz sakin düşünürsek ülkemizin bize nasıl bir güzellik sunduğunu ve bu ülke gibi başka ülkenin bu dünyada olmadığını ve olamayacağını da görürüz.
Olay şu:
Yine maalesef bir evin önünde acılı haber vermeye gelmiş olan askerleri taşıyan araç duruyor. Ben bu durumlarda daima, bu konuyu anlatan bir filmin sonunda, aynı aracı pencereden görünce kendisine ulaşmasınlar diye evin üst katlarına kaçmaya çalışan kadını aklıma getiririm. Kaçar, ama acı haber onu orada da bulur filmin sonunda. Bu araçtan da askerler iniyor ve evin kapısını çalıyorlar. Acı haberi alan aile ilk önce içine kapanıyor. Evin büyükleri evin kapısına bir Türk bayrağı asıyorlar; "ülkemiz için şehit verdik bu bizim onurumuzdur" diyordur bu bayrak.
Bir süre sessizlik oluyor. Komşular ve civardan gelenler evin etrafında toplanmaya başlıyor. Müsait zamanda evdekilerin acısını paylaşacaklar bunu bekliyorlar.
Etrafta sessizlik var, bu hüzünden acıdan ve kızgınlık karışımı ağır havadan kaynaklanan bir sessizlik... Sonra bu sessizlik evin içinden gelen seslerle bozuluyor. Evde şehit olan yiğit için Kürtçe ağıtlar yakılmaya başlanıyor.
Şehit verildiği için bayrak asılan evden Kürtçe ağıtlar yükseliyor.
Şimdi "Burası Türkiye... Yok öyle!" dedim ya başlıkta...
Sen, sokaklara dökülüp de kendine hedefler arayan!
"Onun kılığı böyle, beriki şu otobüse binip bu şehre gidiyor, öbürü işyerine bayrak asmıyor" diye kendine bahaneler yaratıp ona buna saldıran arkadaş! Bir dur da düşün. Bu ülke senin için ne anlama geliyor? Düşünmeden yaşamayı sürdürürsen, ne yani, o evden çıkıp da ertesi gün büyük acısını paylaşmak için doğduğu şehre gitmek üzere otobüse binen insana da mı saldıracaksın? Ayıp be, utan kendinden, otur da biraz düşün!
Oğlunu, kocasını şehit verdiği için evine Türk bayrağı astıktan sonra yüreğindeki acıyı Kürtçe ağıtlarla ifade edenlerin ülkesi burası arkadaş. Bizler arasından kendine göre hedefler seçip başarman mümkün değil, çünkü biz o evdekiler gibiyiz, bizler çoğunluğuz aslında.
Şu anda kendimiz olmasak dahi ailemizde, belki ninemizde, belki dedemizde mutlaka böyle evine Türk bayrağı astıktan sonra Kürtçe ağıtlar söyleyecek insan var.
O yüzden kimse korkmasın. Kimse enseyi karartmasın Türkiye'ye bir şey olmaz.
Çünkü bizler neyin ne olmadığını ve olmayacağını da çok iyi biliyoruz. Kimse bizi çevremizdeki temelde ilkel kabile olan ülkeler gibi karışıklığa itmeye, birbirimize düşman etmeye çalışmasın. Çünkü bizler kökenleri çok sağlam olan kaç yüzyıllık bir medeniyetin çocuklarıyız. Çevremizdeki kabileleri de yöneterek geldik bugünlere.
Birbirimize düşmeye çalışsak karşımıza alacağıımız insanlar da mutlaka benim canımdan kanımdan olacaktır.
Burası Türkiye, bu insan malzemesiyle bu sessiz çoğunluğumuzla atlatacağız bu günleri ve tekrar yolumuza yürüyeceğiz.
Habertürk'teki köşesinde "Bazen son derece acılı ve yüreklerin dayanması çok zor olaylarla gelebiliyor bu ders" yazdı ve şöyle devam etti:
"Bu, son olarak yine maalesef bir acı olay sayesinde oldu. Yüreğimizi acıtan içimizi öfkeyle tutuşturan bu olay aslında Türkiye hakkında öyle şeyler söylüyordu ki, olayların bize yüklediği öfkeden, acıdan biraz sıyrılıp biraz sakin düşünürsek ülkemizin bize nasıl bir güzellik sunduğunu ve bu ülke gibi başka ülkenin bu dünyada olmadığını ve olamayacağını da görürüz.
Olay şu:
Yine maalesef bir evin önünde acılı haber vermeye gelmiş olan askerleri taşıyan araç duruyor. Ben bu durumlarda daima, bu konuyu anlatan bir filmin sonunda, aynı aracı pencereden görünce kendisine ulaşmasınlar diye evin üst katlarına kaçmaya çalışan kadını aklıma getiririm. Kaçar, ama acı haber onu orada da bulur filmin sonunda. Bu araçtan da askerler iniyor ve evin kapısını çalıyorlar. Acı haberi alan aile ilk önce içine kapanıyor. Evin büyükleri evin kapısına bir Türk bayrağı asıyorlar; "ülkemiz için şehit verdik bu bizim onurumuzdur" diyordur bu bayrak.
Bir süre sessizlik oluyor. Komşular ve civardan gelenler evin etrafında toplanmaya başlıyor. Müsait zamanda evdekilerin acısını paylaşacaklar bunu bekliyorlar.
Etrafta sessizlik var, bu hüzünden acıdan ve kızgınlık karışımı ağır havadan kaynaklanan bir sessizlik... Sonra bu sessizlik evin içinden gelen seslerle bozuluyor. Evde şehit olan yiğit için Kürtçe ağıtlar yakılmaya başlanıyor.
Şehit verildiği için bayrak asılan evden Kürtçe ağıtlar yükseliyor.
Şimdi "Burası Türkiye... Yok öyle!" dedim ya başlıkta...
Sen, sokaklara dökülüp de kendine hedefler arayan!
"Onun kılığı böyle, beriki şu otobüse binip bu şehre gidiyor, öbürü işyerine bayrak asmıyor" diye kendine bahaneler yaratıp ona buna saldıran arkadaş! Bir dur da düşün. Bu ülke senin için ne anlama geliyor? Düşünmeden yaşamayı sürdürürsen, ne yani, o evden çıkıp da ertesi gün büyük acısını paylaşmak için doğduğu şehre gitmek üzere otobüse binen insana da mı saldıracaksın? Ayıp be, utan kendinden, otur da biraz düşün!
Oğlunu, kocasını şehit verdiği için evine Türk bayrağı astıktan sonra yüreğindeki acıyı Kürtçe ağıtlarla ifade edenlerin ülkesi burası arkadaş. Bizler arasından kendine göre hedefler seçip başarman mümkün değil, çünkü biz o evdekiler gibiyiz, bizler çoğunluğuz aslında.
Şu anda kendimiz olmasak dahi ailemizde, belki ninemizde, belki dedemizde mutlaka böyle evine Türk bayrağı astıktan sonra Kürtçe ağıtlar söyleyecek insan var.
O yüzden kimse korkmasın. Kimse enseyi karartmasın Türkiye'ye bir şey olmaz.
Çünkü bizler neyin ne olmadığını ve olmayacağını da çok iyi biliyoruz. Kimse bizi çevremizdeki temelde ilkel kabile olan ülkeler gibi karışıklığa itmeye, birbirimize düşman etmeye çalışmasın. Çünkü bizler kökenleri çok sağlam olan kaç yüzyıllık bir medeniyetin çocuklarıyız. Çevremizdeki kabileleri de yöneterek geldik bugünlere.
Birbirimize düşmeye çalışsak karşımıza alacağıımız insanlar da mutlaka benim canımdan kanımdan olacaktır.
Burası Türkiye, bu insan malzemesiyle bu sessiz çoğunluğumuzla atlatacağız bu günleri ve tekrar yolumuza yürüyeceğiz.