SERDAR TURGUT "DERİN DÜŞÜNCELER"E DALDI!..TURGUT'UN NEDEN İLK DÜŞÜNDÜĞÜ ŞEY "ŞİŞME EŞEKLER" OLDU?..
Serdar Turgut, bugünkü köşesini 'Derin Düşünceler'e ayırdı. Ertuğrul Özkök ile izlediği belgeseldeki suaygırlarının çiftleşmesini anlattı.Ama kafasını kurcalayan en önemli şey Engin Ardıç'la ilgili olanıydı.
DERİN DÜŞÜNCELER
Mutlaka son günlerdeki tavır değişikliğimin farkındasınızdır. Bundan böyle yayın yönetmeniyim diye yazılarımda kendimi kısmak filan yok. Artık acımasız mizaha dönüş yaptım
Bugün Türkiye´nin son derece yoğun ama bir o kadar da abuk olan gündeminin dışına çıkıp, hayatta benim için önemli olan bir dizi konuda düşünmeye karar verdim:
1- Bazı seks dükkanlarında satılan şişme eşeklerden alanlar kimler ve onlar akşam saatlerinde ne yapıyorlar? Bunların bir hayat felsefesi var mı?
2- Bir insanın overlokçu olmaya karar verme süreci nasıl işler?
3- Mastürbasyona neden 31 rakamı verildi ve bu rakamı kim tayin etti? Bu konuda neden bir otorite var ki; onun dediği rakamı kabul etmek zorunda mıyız?
4- Orangutanlar da ön sevişme yapıyorlarmış. Anlayacağınız insan şeklinde olsalar da orangutan şeklinde de kadınların anlamsız talepleri her yerde aynı oluyor.
5- Ertuğrul Özkök ile ben bir keresinde bir suaygırını çiftleşirken seyretmiştik. Bu çok enteresandı.
Anlatayım da isteyen kendine göre ders çıkarsın.
Erkek hipopotam suda uzanmakta olan dişi hipopotamın üstüne abanıyor ve tabii ki dişi hipopotam tamamen suya batıyor. Tüm bu süreçten çıkarılabilecek üç önemli ders var:
a- Dişi hipopotamlar su altında nefeslerini uzun tutabiliyorlar.
b- Hipopotamların penisleri iri vücutlarından beklenmeyen ölçüde küçük.
c- En azından hipopotamlar ön sevişme nosyonuna sahip değiller.
Dişi hipopotamlar çok anlayışlı bu konuda. Hayvanlar âleminde mutlaka erkek orangutanlar erkek hipopotamları kıskanıyorlardır. `Keşke ben de hipopotam doğsaydım´ diyen orangutanlar mutlaka çoktur.
6- Engin Ardıç´ın ısmarlayacağı ilk yemekte Petrus mu içsem yoksa Chateau Margaux mu acaba? Hangisi günün anlam ve önemine uygun olur ki...
7- Jean Jacques Rousseau köpeğine neden Sultan adını vermişti ve David Hume ile neden uzun süren bir kavgaya girişmişti?
8- Liberal arkadaşım `Bir seyahat teklifi var, Darfur´a mı yoksa Etiyopya´ya mı gitmek istersin´ diye sordu. Ben de ona `Prag´a dedim. Umarım mesajımı almıştır ve bir daha saçma önerilerde bulunmaz.
9- Liberal olmayan arkadaşım ise `Dinin diğer koşullarını yerine getiriyor musun´ diye sordu. Ben de ona `Uyduğum koşul hangisi ki diğerlerinden bahsediyorsun´ cevabını verdim. Bir şey diyemedi, hâlâ düşünüyor olabilir.
10- Temel Hollanda´dan sürekli dönmeye hazırlanıyormuş. Hükümet görevlileri `Neden dönüyorsun´ diye sormuşlar. Temel, `Ben buraya geldiğimde eşcinsellik yasaktı ama iki yıl sonra eşcinsellik çok moda oldu. hemen herkes eşcinsel oldu´ demiş. Yetkililer ise `Eee, sana ne bundan´ demişler. Temel, `Ama sonra eşcinseller birbirleriyle evlenmeye bile başladılar´ diye devam etmiş. Yetkililer yine `Peki ama sana ne bunlardan, sen niye kaçıyorsun ki´ demişler. Temel bunun üzerine `Kaçmak zorundayım buradan çünkü bu hızla giderse yakında eşcinsellik burada mecburi hale gelecek´ demiş.
Bu da türban meselesine Laz bakış açısı, kapak olsun herkese.
Son lafım ise şu: Mutlaka son günlerdeki tavır değişikliğimin farkındasınızdır. Bundan böyle yayın yönetmeniyim diye yazılarımda kendimi kısmak filan yok. Artık acımasız mizaha dönüş yaptım. Yani `No more nice guy´. Anlatabiliyor muyum? İlgili, ilgisiz herkese duyurulur. Temkinli okunsa iyi olur.