14 Nis 2012 11:22
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:32
SENİ TİLKİ SENİ! ÖZKÖK'ÜN YAZISI SALİH TUNA'YI KIZDIRDI!
Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, Ertuğrul Özkök'e yönelttiği 28 Şubat eleştirilerini bugünde sürdürdü.
Seni tilki seni
Evren’in avukatı "kurucu irade" lakırdılarıyla boşuna nefes tüketiyor. "Eleman"ı okusun da biraz taktik öğrensin.
Baksanıza ne diyor: 28 Şubat kararlarını imzalayanların arasında bugünün Cumhurbaşkanı da var.
Daha evvel Erbakan’ın imzasına vurgu yapmakla yetinirdi.
Hem "Paşa paşa imzaladı" manşetlerine nazire yapmış olur, hem de Erbakan buna müstahaktı demeye getirirdi.
Şimdi durum başka; çünkü "Tarzan" zorda!
Sayın Gül’ün imzasına vurgu yapmakla, "bugünün Cumhurbaşkanı"nın altına imza attığı kararları destekledik ne var bunda, yollu bir çıkış arıyor.
Kenen Evren biraz taktik öğrensin dediğim buydu işte.
Mesela, "Türk milletinin yüzde 92’si yaptığımız anayasanın altına imza attı nitekim..." şeklinde bir çıkış yolu arayabilir, yapıp ettiklerimizi şu veya bu şekilde onaylayan onca insanı da suçlayacak mısınız diyebilirdi.
Pardon, zaten diyor mu dediniz?
"Eleman" kaşla göz arası Evren’den taktik öğrenmiş de ruhum duymuyor desenize!
Doğrusu şu ki, darbeciler ve "darbeseviciler" birbirlerinden kopya çekmiyor; dara düştükleri vakit argümanları kendiliğinden aynileşiyor.
Peki mahut argümanın neyi ifade ettiğini "Eleman"a nasıl anlatacağız?
Deneyelim...
Diyelim sen "demokrasisin", sana silah doğrultan adamın biri, "Kaldır ellerini balans ayarı yapacağım" diyor.
Ellerini kaldırman, sana silah çekene de silah çekene yardım ve yataklık yapana da meşruiyet kazandırmaz.
Birisi kalkıp "Sen de ellerini kaldırmıştın ama!" derse, zırvadan öte anlam taşımaz.
Besim Tibuk olsaydı hiç kuşkusuz çok daha eğlenceli misaller verirdi, artık bununla idare edeceksin.
İmdi, imza sürecinde attığın manşetleri hatırlatmanın vaktidir.
"Hoca direniyor" manşetinden bir gün sonra, "Ya uy ya çekil" tehdidini manşete çekmiştin. İki gün sonra da "Aynen imzaladı" şeklinde istihfaf etmiştin.
Şimdi de kalkmış 28 Şubat kararlarının altında falanın filanın da imzası var diyorsun.
Sayın tilki "Gerekirse silah kullanırız" manşetini kim attı?
Tankların Sincan’da yürütüldüğü, Çevik Bir’in dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener hakkında, "Söyle o kadına, gelirsek onu ve avenesini İçişleri Bakanlığı’nın önünde yağlı kazığa oturturuz..." dediği, "Topyekûn savaş" manşetlerinin kotarıldığı, Mesut Yılmaz’ın "Erbakan sivil mutabakat arıyor" şeklinde jurnal yaptığı bir dönemde neyin imzasını kimden soruyorsun?
Yanlış anlaşılmasın, mesele "Eleman" değil.
O bir türden ibaret sadece.
Yazık ki alt türlerinden çok var.
Mahalle baskısından biat medyasına, makul akıl insanından rövanşist duygulara kadar tedavüle soktuğu ne varsa anında temellük ediyorlar.
"Rövanş" denilen zamazingoda hiç müsavat aranmaz mı yahu?
Cuntadan bir başka cunta mı hesap soruyor?
Demokrasinin cuntadan hesap sormasına "rövanşist" demek de ne oluyor?
Geçenlerde "Ulan yoksa bazı konularda domuzluğuna mı anlamazlıktan geliyorsun" demiştim de, birkaç gün sonra, "Ben bir domuzum" başlıklı bir yazı dercetmiş, kendisiyle domuz hayvanı arasında durduk yere bir takım "benzerlikler" kurmuştu.
Şimdi de "tilkilik yapıyorsun" diyorum; bakalım "Ben bir tilkiyim" diyecek mi?
Salih Tuna/Yeni Şafak
Evren’in avukatı "kurucu irade" lakırdılarıyla boşuna nefes tüketiyor. "Eleman"ı okusun da biraz taktik öğrensin.
Baksanıza ne diyor: 28 Şubat kararlarını imzalayanların arasında bugünün Cumhurbaşkanı da var.
Daha evvel Erbakan’ın imzasına vurgu yapmakla yetinirdi.
Hem "Paşa paşa imzaladı" manşetlerine nazire yapmış olur, hem de Erbakan buna müstahaktı demeye getirirdi.
Şimdi durum başka; çünkü "Tarzan" zorda!
Sayın Gül’ün imzasına vurgu yapmakla, "bugünün Cumhurbaşkanı"nın altına imza attığı kararları destekledik ne var bunda, yollu bir çıkış arıyor.
Kenen Evren biraz taktik öğrensin dediğim buydu işte.
Mesela, "Türk milletinin yüzde 92’si yaptığımız anayasanın altına imza attı nitekim..." şeklinde bir çıkış yolu arayabilir, yapıp ettiklerimizi şu veya bu şekilde onaylayan onca insanı da suçlayacak mısınız diyebilirdi.
Pardon, zaten diyor mu dediniz?
"Eleman" kaşla göz arası Evren’den taktik öğrenmiş de ruhum duymuyor desenize!
Doğrusu şu ki, darbeciler ve "darbeseviciler" birbirlerinden kopya çekmiyor; dara düştükleri vakit argümanları kendiliğinden aynileşiyor.
Peki mahut argümanın neyi ifade ettiğini "Eleman"a nasıl anlatacağız?
Deneyelim...
Diyelim sen "demokrasisin", sana silah doğrultan adamın biri, "Kaldır ellerini balans ayarı yapacağım" diyor.
Ellerini kaldırman, sana silah çekene de silah çekene yardım ve yataklık yapana da meşruiyet kazandırmaz.
Birisi kalkıp "Sen de ellerini kaldırmıştın ama!" derse, zırvadan öte anlam taşımaz.
Besim Tibuk olsaydı hiç kuşkusuz çok daha eğlenceli misaller verirdi, artık bununla idare edeceksin.
İmdi, imza sürecinde attığın manşetleri hatırlatmanın vaktidir.
"Hoca direniyor" manşetinden bir gün sonra, "Ya uy ya çekil" tehdidini manşete çekmiştin. İki gün sonra da "Aynen imzaladı" şeklinde istihfaf etmiştin.
Şimdi de kalkmış 28 Şubat kararlarının altında falanın filanın da imzası var diyorsun.
Sayın tilki "Gerekirse silah kullanırız" manşetini kim attı?
Tankların Sincan’da yürütüldüğü, Çevik Bir’in dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener hakkında, "Söyle o kadına, gelirsek onu ve avenesini İçişleri Bakanlığı’nın önünde yağlı kazığa oturturuz..." dediği, "Topyekûn savaş" manşetlerinin kotarıldığı, Mesut Yılmaz’ın "Erbakan sivil mutabakat arıyor" şeklinde jurnal yaptığı bir dönemde neyin imzasını kimden soruyorsun?
Yanlış anlaşılmasın, mesele "Eleman" değil.
O bir türden ibaret sadece.
Yazık ki alt türlerinden çok var.
Mahalle baskısından biat medyasına, makul akıl insanından rövanşist duygulara kadar tedavüle soktuğu ne varsa anında temellük ediyorlar.
"Rövanş" denilen zamazingoda hiç müsavat aranmaz mı yahu?
Cuntadan bir başka cunta mı hesap soruyor?
Demokrasinin cuntadan hesap sormasına "rövanşist" demek de ne oluyor?
Geçenlerde "Ulan yoksa bazı konularda domuzluğuna mı anlamazlıktan geliyorsun" demiştim de, birkaç gün sonra, "Ben bir domuzum" başlıklı bir yazı dercetmiş, kendisiyle domuz hayvanı arasında durduk yere bir takım "benzerlikler" kurmuştu.
Şimdi de "tilkilik yapıyorsun" diyorum; bakalım "Ben bir tilkiyim" diyecek mi?
Salih Tuna/Yeni Şafak