İç sesim diyor ki atlatacaksın, bir gün güleceksin tekrar. Her şey geçecek, geçecek, geçe... Annem, ah annem ne çekti benden. Bir anda sevgi patlamamla boğarken bir an hışmımla öldürüyorum kadıncağızı. Bu duvarlar bana bastıkça ben ona basıyorum.
Bir geçerli nedenim de yok hani. Bazen sabrediyor, bazen edemiyor haliyle. Toplantı salonuna gidiyorum. Herkesin derdi kendine büyük. Kimi çoklu kişilikten, kimi alkol, madde, şizofreni, panik atak, refakatçi, ziyaretçi...
Yok yok bu salonda, isteseniz toplayamazsınız. Duyan gelmiş. Komedi dizilerini aratmayacak bir ekip hep bir ağızdan kendi dertlerinden yakınıyor. Arada bir grubun bilirkişisi “Zıkkımın pekini iç!” deyiveriyor. Herkes kahkahayı basıyor, o hariç. Zaten odadan çıktığını görmedim, hastası kendine refakat etti, o herkese.