Nefes alamıyorum, yutkunamıyorum. Boğazımda oturan yumru, konuştuklarım, sustuklarım, anlatmak zorunda olduklarım, hazmetmeye çalıştıklarım... Sokakta yürüyorum, yol bana yürüyor sanki ben sabit... Hastaneyi gördüm! Beni bekliyorlar.
“Senem Hanım?” “Evet?” “Siz oturun, biz işlemlerinizi halledelim.” Çok güzel gülümsüyorsun yüzüme de gel bana sor bakalım ne kadar sevimli buluyorum seni?
İçimde korkular dalgalanıyor. Ağlamak istiyorum. Artık gözyaşım kalmamış. Bir damla düştü önüme öyle ağır çekim, öyle yavaş. Yanağımdan inerken her salise hissettim sıcaklığını. 3. Kat ah hayatımın dönüm noktası, karşımda saçları jöleli, canti tabir ettiğimiz, daha sonraları alkolden yattığını öğrendiğim arkadaş gözlerini büyüttü.
“Yeni yatış mı?” Hani 5 yaşında çocuğa şeker verseniz bu kadar sevinirdi zaar. Ağır adımlarla bir diğeri sinsi sinsi sokuldu yanıma: “Yeni misin?” O an yanlış bölümde olduğumu düşündüm. Anneme yalvarıyorum: “Kalk gidelim, vallaha bağımlı değilim, sadece abarttım, kalk.”