"SEN KEVİN'İ RÜYANDA BİLE GÖREMEZSİN O...PU!.." AKŞAM YAZARINA OKUR TEPKİSİ!..
Akşam yazarı Elif Aktuğ, ünlü oyuncu Kevin Costner'le 'bir geceyi' yazdı, mail bombardımanına tutuldu. İşte ilginç mailler...
Geçen hafta 'Kevin Costner ile sevişmek' başlıklı bir yazı yazdım, görünen o ki, ülkenin seks sağlığı ve açlığı açısından oldukça faydası olmuş ve bir boşluğu doldurmuşum. Yazıyla ilgili birkaç elektronik postayı paylaşmak istiyorum, haftayı gülerek kapatalım...
İlk iki e-mail kadınlardan, diğerleri erkeklerden; anladınız siz zaten!
'Sen Kevin'i rüyanda bile göremezsin o...pu!'
'O seninle naapsın çirkin kadın!'
'Hiç mi Allah'tan korkmadın, sen güya muhafazakarsın, bize nasıl ihanet edersin? Bu gece dua et, af dile ve akıllı uslu yazılarına başla yeniden e mi kızım'.
'Ben Kevin'den daha yakışıklıyım, benimle msn'den sohbet eder misin, bak gör aklın şaşar.'
'Sen yazılarını yazarken hangi hapları kullanıyorsun?'
İşte Aktuğ'un Costner'la sevişmesini anlattığı o yazı...
Evet, tanıştık; fotoğraf çektirdik, sarıldık ve ben kulağına bir şeyler fısıldadım. O da bana sarıldı ve bir şeyler söyledi. Zaten basın toplantısında sürekli göz göze gelmiştik. Söyleyin bakalım kaç kadın ona 'hayır' diyebilir, hatta kaç erkek? Üstelik ben sadece 'celebrity' olduğu için hayran değilim ona, hatta kendim için çok rahatlıkla 'tanınmış insanlardan hoşlanmam hatta haz etmem' diyebilirim. Oysa Kev, çok eskiden beri bana tanıdık gelir, tek kulağının biraz daha kepçe olması, dudaklarının sağa doğru yamuk duruşu, hafif dökülmüş sarı saçlarını geriye dağınık taraması, sakinliği, tatlılığı zaten her şeyiyle bayıldığım bir erkek. 'Hayır' demedim. Bir kadın böyle bir adamla buluşmaya giderken ne giyer, nasıl hazırlanır, ne konuşur; şaşkındım ama gittim. Bir Hollywood starı ile beraber olunca kendinizi gerçekten de filmde gibi hissediyorsunuz, adam gözlerinizin içine bakıp sizden ne kadar etkilendiğini söylüyor ve bunun için 15 milyon dolar almıyor. Hatta bu lafı söylemese de onunla beraber olacak bir dolu kadın var sırada bekleyen, çok daha genç, zayıf, alımlı, her renk ve ırktan. Ama o, 'size' bakıyor, kadehinizi dolduruyor, sizinle oynaşıyor, sizi güldürmeye çalışıyor, iltifatlar ediyor ve Boğaz'a da dolunay ışıklarını saçmış cömertçe; haydi bakalım. Sevişmeye gerek yok, delirmek üzereyim. Çok yakışıklı, büyüleniyorum, 'Sen beni böyle öpüyorsun, sonra bunu kim yapacak' diye geçiyor aklımdan. 'Sakın uyanma, ben seni öpmeye devam edeceğim' diyor. Hiçbir kitabın yazmadığı tarifsiz bir sevişme bu, hiçbir kadının yaşamadığına eminim.
Vücudu o kadar güzel ki bakmaya doyamıyorum, o da bana aynı şeyi söylüyor; utanıyorum ama uyanmamalıyım. Kevin Costner ile sevişmek istemeyecek bir kadın yoktur herhalde, onunla uyumak ve uyanmak istemeyecek. Bildiği aşk kadını mutlu etmek üzerine, sevişme oyunları hep kadın mutlu olsun diye... Şöminenin karşısında birkaç saat geçirdikten sonra odaya geçiyoruz nihayet...