"SEN AHLAK BEKÇİSİ MİSİN? O KOCADA SENDE OLMAYAN HERŞEY VAR HINCAL ABİ!"
Vatan yazarı Reha Muhtar, Defne Joy Foster'ın arkasından en ağır yazıyı kaleme alan Hıncal Uluç'u topa tuttu!
O kocada sende olmayan her şey var Hıncal Abi!..
Hayat acımasız bir serüven...
İnsan başına ne zaman ne geleceğini hiç bilmiyor...
En mutlu olduğun günlerde, yeni doğmuş bir çocuğu büyütmekte olduğun bir zaman diliminde “başına öyle bir olay geliyor ki” feleğin şaşıveriyor...
Ne yapacağını, ne edeceğini ilk anda kestiremiyorsun...
Öfke mi duysan, tepki mi koysan, hayata lanet mi okusan, intikam mı alsan, yoksa sukunetle mi sussan karar veremiyorsun...
***
Defne Joy Foster öldü...
Arkasında dünyalar güzeli bir bebeği bırakarak...
Ölümden daha fazlası yok...
Ölüp gitti ve artık konuşamayacak ki...
Kendini savunamayacak ki...
İlişkisini, kocasını, hayatını, çocuğunu, neler hissettiğini, ne yaşadığını, neyi neden yaptığını anlatamayacak ki...
Öldü işte...
Belki hatalıydı...
Belki günahtı...
Belki haklıydı...
Belki kocasıyla ayrı hayatları yaşıyordu...
Belki çocuğu için evliliği kağıt üstünde sürdüyordu...
Bunları bilebilir miyiz?..
Bunları sen bilebilir misin Hıncal Abi?..
***
Peki bunları soracağın bir kimse var mı şimdi?..
Soramayacağın bir ölümün, cenazesinin kalktığı günde, “Su testisi su yolunda kırılır... Babası çocuğuna ‘annesini bir bekar evinde bir ton alkolle öldü’ diye mi anlatacak” diyecek kadar yangını nasıl düşürebiliyorsun cenaze evine?..
Bir çocuğu korumasını hiç bilmiyorsun değil mi Hıncal Abi?..
Hayatta her zaman bir şeyler söylemek zorunda değilsin...
Her zaman bağırmak, kızmak öfkelenmek mecburiyetinde de değilsin...
İnsanların susacağı, susması gerektiği anlar, susması gerektiği durumlar vardır...
Bazen konuşulmaz susulur...
İnsanlık adına, ölen insan adına sukunet ve tevekkül gösterilir...
***
Sana sorduğun soruların cevaplarını verebilecek mi Defne?..
Böyle bir olanağı var mı o kızcağızın?..
Ölmedi mi o daha bir gece önce?..
Cenazesinin kalktığı gün annesi için yazdığın bu yazıyı okumayacak mı o küçük çocuk?..
İyilik mi yaptın o çocuğa şimdi?..
Korumuş mu oldun o çocuğu bugün?..
Geleceğini mi sağlam inşa ettin, yazdığın bu yazıyla o çocuğun şimdi?..
***
Hıncal Abi,
Sen eleştirdiğin için insanlar sana kızıyor zannediyorsun...
Oysa eleştirdiğin için kimse kızmıyor sana...
“Kötülük” yaptığın için kızıyorlar sana...
Yaşamın boyunca biriktirdiğin onca kini ve nefreti, suçsuz, günahsız insanlara kötü günlerinde, akrebin iğnesi gibi soktuğun için insanlar sana bu kadar öfke duyuyorlar...
Hem sana bir şey soracağım?..
Sen bu kadının kocası mısın ki bu soruları öldüğü gün ona sorabiliyorsun?..
Sen o çocuğun babası mısın, annesiyle ilgili bu kadar fütursuz sözcükleri kullanabiliyorsun?..
***
Aldatılan sen misin de bu kadar ahlak bekçisisin?..
Biliyor musun aralarındaki ilişkiyi?..
Belki başka hayatlar yaşıyor, çocuk için birarada bulunuyorlardı...
Biliyor musun, bilebilir misin?..
Bazen hayat bizlere çok acı oyunlar oynar...
Tahmin edemeyeceğin şeyler çıkar...
Ne yapacağını bilemediğin, öfke, tepki, acı, sevgi, üzüntü arasında sürekli bir tahtaravalliden geçtiğin günler yaşarsın...
Öyle anlarda, Tanrı’nın bana mümkün olan en büyük sabrı vermesini dilerim...
En azından elaleme karşı sukunetimi muhafaza edebilmek için...
***
Kocasını gözlüyor musun Defne’nin, Hıncal Abi?..
Sende olmayan her şey var o adamda biliyor musun?..
Sen “bir gecelik ilişki için erkeğin evine koşan kadından” söz edip, ortalığı velveleye veriyorsun...
O adam susuyor...
Sen, “bu çocuğa, bu baba ne anlatacak” diye bağırıyorsun?..
O baba yine susuyor, karısının cenazesini defnediyor...
Sen “Ben bu kadına saygı duymam.... Su testisi su yolunda kırılır” diyorsun...
O adam tabutu öperek karısını son yolculuğuna uğurluyor...
Aralarında ne geçti bilmiyorum?..
Sorunları var mıydı yok muydu, ondan da bihaberim... Yeni bir hayata mı yelken açmışlardı, yoksa çocukları için mi aynı evde kalıyorlardı onu da süzemiyorum...
Bebeğiyle yalnız başına kalan genç babanın, kafasında soru işaretleri var mı onu da çıkartamıyorum...
Ancak bildiğim bir şey var!..
O kocada sende olmayan herşey var Hıncal Abi...
Reha MUHTAR / VATAN