Şemseddin Sivasi’nin hayatı “Lâl” oyunu ile AKM'de sahnelenecek - Sayfa 2

“Lâl” tiyatro oyununun hikâyesi geçmişe de tanıklık ediyor. Lâl oyununda, “Şemseddin Sivasi’nin yeğeni olan Recep Sivasi amcasının şiirlerini ve eserlerini kayıt altına almaktadır, bu uğurda ömrünün otuz yılını harcamıştır. Artık gözleri görmez olunca bir kâtip arar kendine. Gelen katip ise lâldir, birisi göremez, diğeri konuşamaz ama bizi hayal ve gerçeğin, geçmiş ve geleceğin iç içe geçtiği bir oyuna çağırırlar.”

 

212
Şemseddin Sivasi’nin hayatı “Lâl” oyunu ile AKM'de sahnelenecek - Sayfa 3

Galaya Çok Sayıda Seçkin ve Ünlü İsim Katılacak

8 aylık yoğun bir çalışma va hazırlığın sonucu olan Lâl oyunu 12 Şubat Cumartesi günü saat 19.00‘da yeni açılan Taksim Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu’nda görkemli bir gala gecesiyle sergilenecek. Oyunu izlemeye, devlet, siyaset, akademi, kültür ve sanat dünyasindan çok sayida seçkin davetlinin katılması bekleniyor. Sivas Belediye Başkanı Hilmi Bilgin ile şehrin ülke çapında tanınmış isimleri de yine “Lâl” oyununu izlemek üzere Taksim Atatürk Kültür Merkezi’nde olacak.

312
Şemseddin Sivasi’nin hayatı “Lâl” oyunu ile AKM'de sahnelenecek - Sayfa 4

Türk Tasavvufunun Üç Büyük Şems’inden Biri; Şemseddin Sivasi

1520 yılında Tokat Zile’de doğan Şemseddin Sivasi Anadolu'da yetişen evliyânın büyüklerindendir. Halvetiyye yolunun kolu olan Şemsiyye (Sivâsiyye)nin kurucusudur. Asıl ismi Ahmed'dir ama “Kara Şems” diye ünlenmiştir. Türk-Islâm tarihindeki meşhur üç Sems’ten biridir. Bunlardan biri Mevlâna Celâleddin-i Rûmi’nin hocası olan Sems-i Tebrizi diğeri ise İstanbul’un fethinde Fatih Sultan Mehmed’in yanında bulunan Akşemseddin’dir. Üçüncü büyük isimse III. Mehmed ile birlikte Eğri Seferine katılan Kara Şems yani Şemseddin Sivasi’dir.

412
Şemseddin Sivasi’nin hayatı “Lâl” oyunu ile AKM'de sahnelenecek - Sayfa 5

Lâl oyununda Şemseddin Sivasi şu sözlerle anlatılıyor: “Şemseddin Sivasi, asırlardır gönüllerde taht kuran, medeniyet tarihimizin üç Şems’inden birisidir O, gönüllerin sultanıdır. İlahileri nesiller boyu dilden dile dolaşmaktadır. O, bir mutasavvıftır. Asırlardır, insanlığı Hakk’a, hakikate ve birliğe çağırmaktadır. O, bir müderristir. Yetiştirdiği talebeleriyle tüm Anadolu’ya ilmin ve irfanın ışığını yaymıştır. O, bir âlimdir. Üç dilde kaleme aldığı yirmiyi aşkın eseriyle bir ilim adamıdır. O, seksenli yaşlarına yaklaştığında Avrupa kapılarında, Haçova’da Osmanlı Ordusu’nun önünde dua edendir. O, bu coğrafyanın manevi mimarı, mihmandarı ve gönül dostu bir erendir. Sivas’tan doğan güneştir. Şemseddin Sivasi’dir.”

512