18 Eki 2011 15:43 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:55

ŞEMDİNLİ DAVASINDA POLİS-GAZETECİ GERGİNLİĞİ!

"Sizin suikast düzenlemeyeceğiniz ne malum. Çekip silahı vurmayacağınızı nerden bileyim."

Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’nde eski PKK hükümlüsü Seferi Yılmaz’a ait Umut Kitabevi’nin bombalanması olayı ile ilgili astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş’in yargılanmasına, Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci duruşmasına bugün devam edildi. Duruşma öncesinde polis ile basın mensupları arasında gerginlik yaşandı. Gerginlik sırasında bazı muhabirlerin fotoğraf makinesi kırıldı, polisler "Sizin suikast düzenlemeyeceğiniz ne malum. Çekip silahı vurmayacağınızı nerden bileyim" diyerek bağırdı.

Şemdinli davası başladı

Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’nde, 9 Kasım 2005’te meydana gelen patlamayla ilgili dava Van 3’ncü Ağır Mahkemesi’ndeki ikinci duruşması bugün yapıldı. Mahkeme, 19 Haziran 2006 tarihinde bu davada verdiği kararda sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş’i 'adam öldürmek', 'çete kurmak' ve 'adam öldürmeye teşebbüs' suçlarından 39 yıl 5 ay 10’ar gün hapis cezasına çarptırdı. Sanık avukatlarının, Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına itirazı üzerine temyiz incelemesini 16 Mayıs 2007’de tamamlayan Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi, 3 sanık hakkında verilen kararı, usul ve görev yönünden bozdu. 13 Haziran 2007’de yeniden Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan davanın 14 Eylül 2007’deki duruşmasında, mahkeme heyeti 'görevsizlik' kararı vererek, dosyayı Van Askeri Mahkemesi’ne gönderdi.

Van Askeri Mahkemesi de 14 Aralık 2007 tarihindeki ilk duruşmada sanıkların tahliyesini kararlaştırdı. Askeri mahkeme 22 Ocak 2010 tarihindeki duruşmada dava dosyasının Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderme kararı aldı. Müdahil avukatlarının itirazı üzerine dosya, Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildi. Uyuşmazlık Mahkemesi de anayasanın bazı maddelerinde yapılan son değişikliği gözönünde bulundurarak 2 Mayıs 2011 tarihinde verdiği kararla, Şemdinli davası dosyasını yeniden Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi’nden gelen dosyayı inceleyip, 9 Haziran 2011’de sanıkların tutuklanasına karar verdi ve ilk duruşma 21 Temmuz 2011’de yapıldı.

Tutuklu yargılanan sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş bu duruşmada da hazır bulunduruldu. Duruşma öncesi açıklamalarda bulunan sanık avukatı Vedat Gülşen, davanın kendi seyrinde devam ettiğini söyledi. Avukat Gülşen "Yargıtay'ın davayı bozmasının ardından dava uyuşmazlık mahkemesine gitti. Uyuşmazlık mahkemesi askeri mahkemelerin yetkisini kaldıran evet-hayır anayasa oylamasından sonra kabul edilen 145. maddesi ile birlikte dava Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etmeye başladı. Büyükanıt suç duyurusu bizimle ilgili bir konu değildir. Savcıda soruşturmayı yapar mı, takipsizlik mi verir, dava mı açacak, bu bizim davayı ilgilendiren bir konu değil" dedi.

SAVCI MÜTALAASINDA CEZA İSTEDİ

Duruşma yarım saat sürdü. Duruşmaya sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve itirafçı Veysel Ateş ile kitapevi bombalanan Seferi Yılmaz, patlamada hayatını kaybeden Zahir Korkmaz’ın kardeşi Metin Korkmaz, BDP Van miletvekili Nazmi Gür, BDP Eski Genel Başkanı Hamit Geylani, sanık ve müdahil avukatları katıldı.

Mütaalasını veren savcı Osman Özdamar, daha önceki yargılamada verilen cezaların aynısını istedi. Mahkeme 19 Haziran 2006 tarihinde bu davada verdiği kararda sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş’i 'örgüt kurarak adam öldürmek', 'çete kurmak' ve 'adam öldürmeye teşebbüs' suçlarından 39 yıl 5 ay 10’ar gün hapis cezasına çarptırmıştı.

Duruşmada sanıklar Ali Kaya, Özcan ildeniz ve Veysel Ateş savcının mütalasını kabul etmeyerek beraatlerini istediler. Mahkeme heyeti, duruşmayı sanıkların ve avukatların mütalaaya karşı savunma hazırlamaları için 17 Kasım 2011’e erteledi.

Duruşma sonrası müdahil avukatlar adına açıklama yapan Selçuk Kozağaçlı, sanıkların eyleminin küçük bir çete eylemi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. Kozağaçlı, savcının istediği cezayı yetersiz bulduklarını belirterek, "Biz bu cezayı kabul etmiyoruz. Bugünkü karar geçmişte verilen karara çok benziyor. Geçmiş karar zor şartlar altında verilmişti. Bu yetersizdir. Şimdi biz bu cezaların büyük örgüt kapsamında verilmesini ve anayasal düzene karşı işlenen suç olarak değerlendirilmesini istiyoruz. Bunun cezası da ağırlaştırılmış müebbet hapistir. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve sorumlu komutanlar hakkındaki soruşturma da bu dava ile birleştirilmelidir. Karşımızda büyük, kanlı ciddi bir örgüt var. Önemli bir ölçüde devlet desteği ve devlet politkası çerçevesinde hareket etmiş bir örgüt var. Bunun ortaya çıkartılmasını istiyoruz" dedi.

BÜYÜKANIT İÇİN SUÇ DUYURUSU

Bu arada, geçen duruşmada müdahil avukatların talebi üzerine mahkeme heyeti dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile dönemin Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Selahattin Uğurlu, yine dönemin Hakkari İl Jandarma Komutanı Albay Erhan Kubat ile halen Genelkurmay Plan Harekat Daire Başkanlığı görevini yürüten Tümgeneral Erdal Öztürk hakkında Van Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılğı’na suç duyusunda bulunulmasını istemiş ve bu talep mahkeme heyeti tarafından kabul edilmişti. Ancak bu duruşmada, istenen bu soruşturma ile ilgili her hangi bir gelişme olmadı.

POLİS-GAZETECİ GERGİNLİĞİ

Bu arada, Van’da Şemdinli davası duruşması öncesinde tutuklu sanık Veysel Ateş’in Van Adliyesi’ne çıkarılmasını görüntülemek isteyen basın mensuplarına, polisin izin vermemesi gerginliğe neden oldu. Gerginlik sırasında bazı muhabirlerin fotoğraf makineleri kırılırken, polisler, "Sizin suikast düzenlemeyeceğiniz ne malum. Çekip silahı vurmayacağınızı nerden bileyim" diyerek görüntü çekmeye çalışan gazetecileri, adliye çevresinden uzaklaştırmak istedi.

Van Gölü Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yahya Öylek, adliye önünde basın açıklaması yaparak polisin tutumunu kınadı. Öylek, "Gazetecilerin kamu görevi yaptıklarını izah etmemize rağmen çok sert bir tavırla karşılaştık. Çevik kuvvet ekipleri çağrıldı ve polisle gazeteciler arasında arbede yaşandı. Biz bu yaşanan olayı kınıyoruz. Kimler bu sert tavrı yaptıysa hakkında gerekli işlemlerin başlatılmasını istiyoruz ve takipçisi olacağız. Cumhuriyet Başsavcısına suç duyurusunda bulunacağız. 'Siz burada görüntü çekemezsiniz, suikast düzenlemeyeceğiniz ne malum' diyen bir zihniyetle karşı karşıya kaldık. Her şey kameralar önünde yaşandı" dedi.