Selçuk Tepeli'nin tepesi neden attı?
Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.
HABER GLOBAL’DE NELER OLUYOR?
Kabul edin artık.
Maşallah dediğim kırk gün yaşamıyor.
Lanet bende mi, yoksa medya düzenimizde mi?
Yanıtı çok belli değil mi sırdaşlar?
Benden size bir dinozor tavsiyesi, bozuk bir düzende suçu asla kendinizde aramayın.
Böyle kafadan daldım muhabbete yoldaşlarım bu kez.
Çünkü medya alemimizin en çok okunan sitesi Medyaradar’da çıkan bir haber, gözüme takıldı.
Ne diyordu o haber?
Azerbaycanlı Global Medya Grup tarafından Türkiye'de kurulan haber kanalı Haber Global’de üst düzey değişiklik yaşandı.
Medyaradar’ın özel haberine göre; Bu sabah Bakü’den İstanbul’a gelen Haber Global’in sahibi Elnur Abdullayev, genel müdür Mammad Gulmammadov ile bir görüşme gerçekleştirdi.
Kanalın gidişatından memnun olmayan Abdullayev’in “Neredeyse 4 yıldır bu kanala milyonlarca dolar gömdük ama ne reyting ne reklam geri dönüşü ne de saygınlık olarak bir arpa boyu yol alamadık. Bana bu işin hesabını verin” dediği öğrenildi.
Şimdiiiiiiiiiiiiii görünen o ki fatura Genel Yayın Yönetmeni Tuba Atav’a kesilmiş.
Atav pasif bir pozisyona getirilmiş.
Yerine kimin getirileceği daha kesin değil.
Kulislerde daha önce Olay TV için adı geçen Taha Dağlı konuşuluyor.
Fakat gelin biz, işin görünen kısmı değil de, buzdağının birazcık altına göz gezdirelim.
Keskin kulaklarıma gelenlere göre, Haber Global’in sahiplerinde sadece reyting ya da kanalın, başarısı konusunda bir rahatsızlık yokmuş.
Ankara kulislerinde konuşulan ve taaa en tepelere kadar iletilen bazı skandallar ve şikayetler silsilesi belli ki taaaaaaa Bakü’den duyulmuş.
Şimdilik fatura GYY’ye kesilmiş ama asıl rahatsızlığın daha tepe isimler olduğu bir sır değil!
Türkiye artık resmen seçim atmosferine girmişken,
tıpkı siyasi partiler gibi, medya patronlarının da en ufak bir falsoya geçit vermeyeceği aşikar!
O nedenle herkes büyük bir hızla bagajlardan kurtulmaya çalışıyor.
Bakalım Haber Global’deki değişimin önüne birileri geçebilecek mi?
E diyeceksiniz, bre deli Keskin Kalem.
Senin ‘maşallah’ demenle bu meselenin ne alakası var?
Her şeyi açık açık yazacak değilim ya sırdaşlarım, eski yazılarıma bir dönün bakın.
Bazen ben ima ederim, siz ne dediğimi anlarsınız.
Aramızdaki bağ işte tam da bu!
HALK TV’DE PATRONUN KORKUSU NE?
Geçen hafta bir Halk TV yazısı yazdım.
Kıyamet koptu sırdaşlar.
Ne dedim?
Halk TV patronu Cafer Mahiroğlu gazete işine giriyor.
Medyasını büyütmek istiyor.
En çok akıl fikir aldığı, danıştığı isim de İsmail Saymaz.
Öyle ki bu yakınlık Halk TV’de Saymaz ve Halk TV GYY’si Suat Toktaş’ın arasını açmış.
İsmail Saymaz bu haberime karşılık bir tweet attı, ben de cevap verdim.
Gerçi o tweeti sildi ama ben yine de cevabımı şuraya koyayım:
Her zamanki gibi yazdıklarımın arkasındayım.
Kaynaklarım sağlam.
O nedenle Halk TV meselesinde öğrendiğim yeni bilgileri takdirinize sunuyorum siz sırdaşlarımın.
Mahiroğlu’nun çıkaracağı yeni Halk gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni olarak Cumhuriyet’ten ayrılan Aykut Küçükkaya’nın adı geçiyor.
Daha önce yazmıştım.
Ben İsmail Saymaz da GYY’lik yarışında diye yazınca ve Saymaz öfkeyle klavyesine sarılınca,
Küçükkaya’nın koltuğa oturma ihtimali haliyle arttı.
Saymaz başka bir koltuğa oturacak.
Fakaaaaat Mahiroğlu’nun bir çekincesi varmış.
Cumhuriyet’ten ayrılan ekibinin tamamını Halk gazetesine geçirmek isteyen Küçükkaya’ya fren koymuş.
Sadece 3-4 kişiyi yanına almasına izin vermiş.
Nedeni sendikalaşma korkusu!
Biliyorsunuz Küçükkaya ve ekibi Cumhuriyet gazetesinde de sendikalaşmak istemişti.
Fakat vakıf başkanı Alev Coşkun, pek çok kişiyi işten çıkararak engel olmuştu.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ile yapılan toplu sözleşmenin ardından 8 sendika üyesi gazetecinin işine 'ekonomik problemler' gerekçe gösterilerek son verilmişti.
Küçükkaya da ekibinin kendinden habersiz şekilde işten çıkarıldığını söylemiş, işten çıkarılan arkadaşları dönene kadar onlara destek vereceğini belirtmişti.
Sonra da Cumhuriyet’le yolları ayrıldı…
Yaaaaaniiii, Küçükkaya’ya yakın bazı isimlerin de TGS’li olması, Hürriyet’ten sendika nedeniyle atılan isimlerle yakın olması…
İşte tüm bu meseleler alt alta konulduğunda, Mahiroğlu böyle bir karar almış.
Şimdi Keskin Kalem sorsun o zaman:
45 gazeteciyi tazminatsız olarak kapıya koyan, Demirören’den farkınız ne?
SELÇUK TEPELİ’NİN TEPESİ YİNE NİYE ATTI?
Soru çok:
Bir sunucunun kameraya bardak fırlatması normal mi?
Öfkesini başka şekilde, işinin gerektiği gibi sözlerle ifade etmesi gerekmez mi?
Uçağa en çok binen ikinci gazeteciyken nasıl bu hale geldi?
Biz toplumca ve medyaca neden fil hafızalıyız?
Hangi birini sorayım e sırdaşlar?
Hangi birine yanıt vereyim…
Aslında evvel zamaaan önce bir Selçuk Tepeli yazısı yazmıştım.
Linkini şuracığa iliştireyim:
Ne demişim?
Keskin radarlarıma gelen bilgilere göre, yayın yönetmeni Doğan Şentürk ve Tepeli’nin arası Tepeli Portakal’ın koltuğuna oturduğundan beri gerginmiş!
Zaman zaman artan zaman zaman azalan gerilim, her daim belli bir yoğunlukta devam ediyormuş.
Fox Haber’in dümenindeki Şentürk, reyting başarısının sadece spikerlere mal edilmemesi gerektiği görüşündeymiş…Yani Portakal gider, Tepeli gelir…Tepeli gider, başkası gelir…Aslolan ekiptir diyormuş.
Şimdiiii yazının tarihi 3 Mayıs 2021, yani 1 yıl öncesi.
O günden bu güne giçbir şeyin değişmediğinin altını çizmek için, o yazıyla aynı başlığı attım bugün de:
Tepeli’nin tepesi niye attı?
Çünkü farkındaysanız durup durup arada bir yükseliyor!
Şimdiiii azıcık yanaşın da, ben size neden bu kamera önü atar giderinin yapıldığını anlatayım.
Şimdi hakkını yemeyelim, her fırsatta bir çiftçi çocuğu olduğunun altını çizen Tepeli,
uzun süredir ekranda, Türkiye’nin tarım politikasını eleştiriyor, çiftçinin dertlerini anlatıyor.
O nedenle de, kameraya bardak fırlatmasını samimi bulan çok oldu.
Fakat medyada, hele ki ekran önünde samimiyetin en son aranacak şey olduğunu bilen Keskin Kalem, bu garip çıkışın peşine düştü.
Ve ilginç bilgilere ulaştı, eğilin fısıldayayım:
Şimdiiiiiiiii son zamanlarda Fox ana haberin reytinglerinde az da olsa bir düşüş varmış.
Eskiden en değme dizileri geride bırakıp reyting tahtında ikinciliğe kadar yükselen bülten,
sıralamada biraz geriye düşmüş.
Fakat altını çizeyim, hala 1. bülten.
Kendi kendiyle yarışında gerilemiş anlayacağınız.
Asıl önemli konu, bültenin sosyal medyada pek ses getirmemesiymiş.
Daha az izlenen başka bültenler, sosyal medya ölçümlerinde Fox haberin çok üzerine çıkıyormuş.
Bu da yönetimde alarm zillerinin çalmasına neden olmuş.
Bunun farkında olan Tepeli’nin biraz da sosyal medyanın gündemine gelmek ve konuşulmak için bu çıkışı yaptığı da, bir diğer konuşulan senaryo.
Bence Tepeli samimiyet testini zaten en çok da geçmişi nedeniyle geçemiyor.
Daha önce de yazmıştım, şimdinin acar muhalifi eskiden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağına en çok binen gazetecilerin başında geliyor.
Emin olun onun bu halleri en çok iktidara yakın gazetecileri şaşırtıyor.
Mesela Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok o şaşkınlığı köşesine şöyle taşımıştı:
“Selam verildiğinde bile mırıldanarak karşılık verdiği halde, uçaktaki röportajlarda Cumhurbaşkanı'nı görünce aniden canlanıp depar atar, ta dibine kadar sokulurdu. Zaten, sadık, patronuna sormadan tuvalete gitmeyen her medya bürokratından beklenilen de ertesi gün gazetelere basılacak röportaj fotoğrafında grubu temsil edecek "iyi bir" pozdan fazlası değildi. Tepeli'nin, geçen gün sosyal medyada dolaşan videosunu görünce gözlerime inanamadım...
Tamam değişime hızla ayak uydurmuş olabilir ama bence asıl mesele şu haber:
Adana'dan bir profesörün maden suyuyla ilgili söyledikleri, "Fazla maden suyu içmek yüksek tansiyona zararlı" başlığıyla Habertük'ün aile sayfasında bir kutuda yer aldı. Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli, yazı işlerine gelerek "Bu haberi kim koydu?" diye bağırınca sayfa editörü Hüseyin Gündoğdu "Sayfayı ben yaptım" dedi. Selçuk Tepeli bunun üzerine, "Nasıl böyle haber yaparsın, bu gazetenin parası nereden geliyor bilmiyor musun? Maden suyu satanlara, şişeyi ve maden suyunu kim satıyor? Topla eşyanı. Bana güvenliği çağırtma" şeklinde sert ifadelerde bulundu.
Deneyimli gazeteci Hüseyin Gündoğdu ile birlikte Adana'da haberi servis eden Neşet Karadağ ve haberi yazan muhabir de kovuldu.
https://www.birgun.net/haber/haberturk-te-maden-suyu-krizi-uc-kisi-isten-kovuldu-87454
E o zaman sorarlar:
O bardağı neden Habertürk’teyken hiç fırlatmadın?