Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular

Değerli dostlar bu hafta sonu için şöyle soft bir yazı yazayım dedim. Oturdum anıları tazeledim, geçmişe gittim.

Bir baktım eski dostlara, beraber haber peşinde koşturduğumuz güzel insanlara.

Şimdi hepsi de başka başka kurumlarda, birbirinden önemli işlere imza atıyor.

O kadar çok haberci yollamışız ki İstanbul’a, adeta sektörün bel kemiğini Ankara kökenli gazeteciler oluşturmuş.

Hepsi ile de o kadar çok o kadar çok güzel anılarım var ki; yazmaya kalksam bu köşeler yetmez.

Kim mi bu arkadaşlar; hadi başlayalım saymaya...

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 1

HAKTAN UYSAL / A HABER
Heyecanlı hevesli başarılı genç bir muhabirdi. Çok ilginç, bazen çok güldüğümüz bazen de ağladığımız bir çok habere birlikte gittik. Haktan’la ilgili hiç unutamadığım anım, haber merkezimize ulaşan bir ihbarla başlayan maceramız. İhbar Afyon’un bir köyüyle ilgiliydi. İddiaya göre o köydeki tüm haneler organ ticareti yapıyordu. Genel Yayın Yönetmenimiz sevgili Erdoğan Aktaş ve Ankara Haber Koordinatörümüz Faruk Demirel, bizden mutlaka köydeki her haneden biriyle röportaj yapmamızı, akşam da ana haber bültenine ilk haber olarak bağlanmamızı istediler. Haktan hatırlar, röportaj için hangi kapıyı çalsak olumsuz yanıt aldık. Yine de birkaç kişiyle konuşma imkanı bulduk. İş öyle bir hal aldı ki; o köyden kendimizi dışarı zor attık. Neredeyse bizim organları da alıp pazarlayacaklardı... Yayın saati geldi çattı. Canlı yayın aracımız köyün dışına kuruldu. Haktan yayına başladı. Yaklaşık 4-5 dakika sonra arkamızdan silah sesleri yükselmeye başladı. O yayını nasıl bitirdik, kabloları ve ekipmanı hangi ara toplayıp aracın içine attık, oradan nasıl kaçıp canımızı kurtardık hala unutamam. Ne güzel, ne heyecanlı günlerdi değil mi Haktan?

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 2

ÇETİNER ÇETİN / HABERTÜRK
Yıl 2011. ATV Haber'de çalışıyorum. O zaman muhabir olan arkadaşım Ahmet Görmez’le birlikte sınır ötesi harekatı takip için Kuzey Irak’a geçtik. Görevimizi tamamlayıp Erbil'e döndük. O tarihte sevgili Çetiner Çetin, TRT Erbil Temsilcisi. Sağ olsun bizi ağırladı, yedirdi içirdi, çevreyi gezdirdi. O sırada İbrahim Tatlıses silahlı bir saldırıya uğradı. Saldırıyı azmettiren kişi olarak o dönemde Erbil’de bulunan ve Tatlıses’le ortaklığı olan bir işadamının adı ön plana çıktı. Çetiner bizi bu şüpheli şahısla görüştürebileceğini söyledi ve dediğini de yaptı. Yanımıza bir mihmandar verdi, Tatlıses’in ortağı ile görüşmemizi sağladı. Çok tuhaf ve gergin bir ortamda röportajı tamamladık. Tam oradan ayrılacağız, adam bize “İbrahim Tatlıses’in inşaatlarda çalıştığı dönemde yanında olan demir ustası da burada. İsterseniz onunla da röportaj yapabilirsiniz” dedi. Tabi biz de böyle bir fırsatı kaçırmak istemedik. O demir ustasıyla da röportaj yaptık. Bindik arabaya heyecanla dönüyoruz, muhteşem bir haber var elimizde. Hemen Ankara’yı ‘Patron’ dediğimiz Faruk Demirel’i aradık. Habere çok sevindi. O İstanbul’u, Haber Koordinatörümüz Uygar Eremektar’ı aradı. Uygar Abi de bizi. Uygar Abiye yaptığımız röportajları anlattık. Bizi tebrik etti ve hemen arkasından da sordu, “Demir ustasına Ayağında Kundura Türküsünü söylettiniz değil mi?” Ahmet’le birbirimize baktık ve “Evet Abi, tabii ki söylettik” dedik. Uygar Abi çok sevindi. Ama ufak bir pürüz vardı; orada demir ustasına türkü söyletmek aklımızın ucundan bile geçmemişti. Tabi hem Ahmet hem de ben pratik insanlarız. Hemen çözümü bulduk. Çetiner’in yanımıza verdiği mihmandara gömleğini çıkarttırdık, atletle yere çömelerek ‘Ayağında Kundura’ Türküsünü söylettik. Biraz yandan, biraz amorstan çekimlerle işi zar zor hallettik. Tabi yolda Ahmet'i arı sokmasa daha iyi olacaktı ama o da bu güzel işin nazarlığı oldu...
Çetiner bizi Erbil’de krallar gibi ağırladı sağ olsun. Tatlıses’in ortağıyla aramızda geçen bir olay ise Ahmet’le aramızda hala bir sır olarak saklanıyor :))))

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 3

ENİS ERSOY - KUBİLAY TÜMEN / NOW HABER HABER MERKEZİ KOORDİNATÖRLERİ
Vallahi bu iki arkadaşımla anılarımı anlatmaya nereden başlasam, nasıl anlatsam bilemedim. Hoş zaten çoğu ortak anımızı buradan yazmam mümkün değil. Hiç unutamadığım anılarım sevgili Enis'le TGRT Haber'de geçen günlerimize ilişkin. O dönemde taşradan çok ziyaretçimiz olurdu. Enis de gece sorumlusu olarak onların hepsini ağırlardı. Ve bundan da mutlu olurdu. MHP Lideri Alparslan Türkeş’in cenaze yayınını asla unutamam. Enis’le inanılmaz bir yayın yapmış ve tüm kanalları geride bırakmıştık. 17 Ağustos 1999 depreminde de sevgili Enis’le bölgeye ulaşan ilk ekiplerden biri olduk. Orada yaşadıklarımızı, şahit olduklarımızı ömür boyu unutmak mümkün değil. Yaklaşık bir ay valiliğin önünde kartonların üstünde yattık. Bölgede ciddi su sorunu vardı. Öyle ki; duş alabilmek büyük lükstü. Biz de bu konuda sıramızı hep, daha çok ihtiyacı olan bölge insanına veriyorduk. Fakat bir süre sonra farkettik ki; dışarıdan biri geldiğinde kokudan yanımıza yaklaşamıyordu. Baktık olacak gibi değil, yine pratik bir çözüm geliştirdik. İki kalıp sabun alıp kendimizi doğruca Sapanca Gölü’ne attık. Enis’le bir de unutulmaz bir MHP Genel Merkezindeki basın toplantısı anımız var ama anlatmasam daha iyi :))))

Ve Canım Dostum Kubi. Kubilay Tümen’le meşhur çiğ köfte partilerimizi unutmak ne mümkün. Her gün Sakarya Caddesi'ne gidip haber yapardık ve her gün de Show Haber'in o bülteni birinci olurdu. İnanılmaz keyifli günlerdi. Kubilay’ın bir gün beni Sakarya esnafına, o dönemin en ünlü ve en nefret edilen isimlerinden İMF Türkiye Temsilcisi Cottarelli olarak tanıtmasını asla unutamam. Hele bir bayram günü rahmetli Ankaralı Turgut'u alıp Altındağ sokaklarında baklava dağıttığımız günler... İnanılmazdı.

Velhasıl güzel insanlardır Enis ile Kubi...

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 4

SALİH NAYMAN / HABER GLOBAL
Yayın canavarım benim... Atatürk Orman Çiftliği, Ergenekon kazıları… Ne yayınlar yaptık seninle be Salih. Hele ki o yayınlardan birini asla unutamam. Yıl 2008-2009. O dönem Habertürk’te çalışıyoruz. Ergenekon kazılarından birinde, kepçenin dibinde, 55 dakika boyunca kamerayı omuzumdan hiç indirmeden, yayına asla ara vermeden, bu sırada da güvenlik görevlileri ile sürekli itişip kakışarak yayın yapmıştık. Ben yorgunluktan ölsem de kameramı omzumdan indirmeyerek, Salih Nayman da o 55 dakika boyunca bir saniye bile susmadan, kamera kadrajına girmeyen kısımlarda güvenlikçilerle omuz omuza mücadele ederek, inanılmaz bir yayın yapmıştık. Tabi sonuçta bizi kazı yapılan alanın dışına atmışlardı. Ofise dönünce de başta o zamanki Ankara Temsilcimiz Faruk Demirel, ardından da İstanbul’daki yöneticilerimizden büyük övgü ve teşekkürler almıştık. Hey gidi günler be Salih...

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 5

DENİZ GÜREL / TV100 GENEL YAYIN YÖNETMENİ

TV100, son yılların en başarılı haber kanallarından biri. Elbette bunda Ankara’dan İstanbul’a giden kardeşim Deniz’in de katkısı büyük. Kanalın yaptığı işleri ve izlenme oranlarındaki başarısında onun emeği yadsınamaz. O, bir Ankaralı!

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 6

İLKER KARAGÖZ / NOW HABER ÇALAR SAAT
Evet Karagöz İlker... Doğu ve Güneydoğu’daki operasyonlar, Kıbrıs günleri. Anlatacak o kadar çok anımız var ki seninle. Ama benim için en güzeli; terörün kol gezdiği günlerde Gabar Dağı'nın eteklerinde fink attığımız günlerdi. Hatırlarsın; bir keresinde olayı o kadar abarttık ki, sürekli terör operasyonlarının yapıldığı bir yerde mangal yaktık. Bulunduğumuz yere doğru gelen Skorsky helikopterlerinin sesini duyunca da hemen topuklayıp, ortadan kaybolduk. Ne güzel günlerdi, Rakip kanallarda olduğumuz için akşama kadar sahada birbirimize haber atlatmaya çalışır, akşam da otelde buluşup sanki gün içinde hiçbir şey olmamış gibi oturup sabahlara kadar sohbet ederdik. Hakikaten muhteşem günlerdi be İlker Abi...

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 7

KEREM KIRÇUVAL / HABERTÜRK
Kerem Kırçuval deyince akla ilk gelen, Ankara’da Sakarya Caddesindeki Net Cafe’dir. Orası öyle bir yerdi ki; gün boyu birlikte çalıştığımız ya da karşı kurumlarda mücadele ettiğimiz arkadaşlarımızla, akşam iş çıkışı orada buluşup, günün kritiğini yapar, gülmekten ölürdük. Kerem Kırçuval da her daim bu ortamın en renkli kişisi olurdu. Ama onunla ilgili en unutulmaz anılarım, Merhum Başbakan Mesut Yılmaz'ın Karadeniz seyahatleri ve aynı otobüste geçen o güzel günler. Trabzon Ustaoğlu Oteldeki hamsi partilerini unutmak ise mümkün değil. Güzel insandır Kerem Kırçuval...

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 8

SENA ALKAN / HABERTÜRK
Evet Sena, şimdi belki kızacaksın ama yazmak durumundayım. Haber çıkmayacağını çok iyi bildiğimiz yerlere gidişimiz, müdürlerimize “araştırıyoruz” deyip, kafelerde oturup saatlerce çay kahve içmelerimiz :)))) Soğuk kış günlerinde Dışişleri Bakanlığı’nın önünde saatlerce titreyerek beklediğimiz günler. Sen benim en sevdiğim suç ortağımdın Sena :)))

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 9

DENİZ KİLİSLİOĞLU / NTV
Deniz de bugün NTV ekranlarının en beğenilen isimlerinden biri olmasına rağmen uzunca bir süre Ankara sokaklarının tozunu yutmuş saf kaliteden müteşekkil bir arkadaşımdır. Onunla bir seyahatimizi asla unutamam. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Tunceli ziyareti inanılmazdı. Ne büryan kebapları yemiştik, ne kadar keyifli toplantılara katılmıştık. Hatta Cumhurbaşkanı’nın ekibi, o kritik seyahatin sonunda kendilerini takip eden ekibe de teşekkür etmişti hatırlarsan 😊

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 10

SEÇİL ÖZER / KRT

İstanbul’daki Ankaralılar arasında benim için en ilginci belki de Seçil Özer’dir. Seçil'in dayısı benim mahalleden çok yakın arkadaşımdır, Murat Tuzcuoğlu. Biz dayısı ile arkadaşlık ederken, Seçil’i omuzlarıma alıp mahallede gezdirirdim. Gel gör ki kader bizi aynı mesleğin çatısı altında bir araya getirdi. Hatta Seçil, dayısıyla ilgili bazı konularda bana sitem ederdi. Heyhat kim bilebilirdi o küçük çitlembik bir gün büyüyecek ve bu piyasanın en tanınmış, en iyi isimlerinden biri olacak? Yolun hep açık olsun mahallemizin küçük kızı Seçil...

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 11

MEHMET TAHİR İNAN / A HABER
Tahir Ankara'ya geldi. Baktım ses ve görüntü güzel. “Bak Tahir yapma etme, senden çok iyi spiker olur” diye başının etini yedim. Hatırlardın değil mi Tahir? Ve neymiş, Cezmi Abin haklı çıkmış. Zaten bir Cem Öğretir hayranıydın. Ankara'da kaldığın kısa dönemde seninle güzel haberlere imza attık. Şimdi seni A Haber’de izledikçe ne kadar haklı olduğumu daha iyi anlıyorum.

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 12

A PARA / ÖZLEM DOĞANER
Ekonominin nabzını tutan, samimi ve içten bir kadın. A Para’yı A Para yapan, kısa sürede televizyonun başına geçerek bu makama tırnaklarıyla çalışarak ulaşmış bir dostumdur. Ankaralı kimliğiyle sektörde ekonominin yüz akıdır.

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 13

BURAK BİRSEN / NOW HABER SUNUCU
Yakışıklı Burak, unutulur mu hiç seninle ve Hasan Altıntaş kardeşimle geçirdiğimiz Kıbrıs günleri? Sabahnur her fırsatta aynı şeyi söyler; “Ah be Cezmi Abi, Burak Abi ile tekrar bir seyahate gitsek” Candandır Burak kardeşim. İçtendir, dosttur ve bu piyasada mutlaka çok daha iyi yerlere gelecektir.

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 14

HASAN ALTINTAŞ / ANGARALI GAZETECİ 😊
Onun için ne yazsam az kalır. Yıllar önce işsiz olan Cezmi Abi için Hasan Altıntaş'ın yaptıkları anlatmakla bitmez. Kendisi dosttur, candır ve iyi ki vardır. İstanbul'a giden Ankaralıları yazarken, her ne kadar kendisi artık çok önemli bir kurumun Basın Danışmanı olsa da Hasan Altıntaş’ı yazmamak, anmamak olmaz. İyi ki varsın Hasan Baba, seviyoruz seni...

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 15

ALİCAN TÜRKOĞLU / BLOOMBERG HT GENEL MÜDÜRÜ
O bir Ankaralı, O klasın ve zarafetin vücut bulmuş halidir. Mesleğe her ne kadar geç başlamış olsa da, önce arayı çabuk kapatmış ve sonra da çok büyük işler yapmıştır. O kadar başarıdan sonra ‘Genel Müdür’ sıfatını kazanmayı da fazlasıyla hak etmiştir Alican. Aramızda zaman zaman ‘telefon’ tartışması yaşansa da, Alican benim hayatımdaki önemli isimlerden biridir.

Sektörün bel kemiği Ankaralılar... Şimdi İstanbul’u mesken tuttular - Resim : 16

TAHİR SARIKAYA / BEYAZ TV
Hafta sonlarının gülü, bülbülü, kendine has yorumuyla bir ekran yıldızı. Tahir de büyük mücadeleler verip İstanbul'a gidip başarılı olmuş bir kardeşimdir.

Ve Ankara’dan İstanbul’a giden ve orada kendine önemli bir yer edinen diğer değerli meslektaşlarım; Now Haber’den Fersun Yelken, Orkun Öz, CNN Türk’ten Büşra Aslantaş ve ilk anda isimlerini hatırlayamadığım birbirinden kıymetli dostlar; hepsi birlikte şimdi sektörün bel kemiğini oluşturuyorlar.

Meslek hayatları boyunca verdikleri emek, gösterdikleri özveri ve kabiliyetleri sayesinde geldikleri nokta umarım yeni jenerasyon genç gazeteci kardeşlerime ders olur.

Çünkü bu arkadaşlarımızın hepsi de, stajyer olarak başladıkları meslek hayatlarında, tırnaklarıyla kazıya kazıya şimdi bulundukları yerlere geldiler. Hiçbirinin de sırtını dayadığı birileri yoktu.

Ve son olarak; umarım benim için çok anlamlı olan anılarımla sizi sıkmadım dostlar.

Şimdilik hoşçakalın.

Cezmi Abiniz...