Sedat Peker’in ifşası davanın seyrini değiştirdi! Burhan Kuzu’nun WhatsApp yazışmalarını paylaşmıştı
İş insanı Deniz Durmay’ın mal varlığını, sonradan evlendiği eşi ve üvey kızı lehine elden çıkarmasına ilişkin dava, Sedat Peker’in “Burhan Kuzu Adli Tıp sürecine müdahale etti” iddiasının ardından seyir değiştirdi.
İş insanı Deniz Durmay’ın malvarlığını sonradan evlendiği eşi ve eşinin ilk evliliğinden olan kızı lehine elden çıkarması ve hızla tüketmesi üzerine Durmay’ın kızları tarafından açılan kısıtlama davası Adli Tıp Kurumu tarafından verilen raporlara dayanılarak reddedilmiş, karar Yargıtay’ca da onaylanmıştı. Süreci değiştirense, Sedat Peker’in paylaşımları oldu.
Cumhuriyet'ten Miyase İlknur'un haberine göre Peker, karara dayanak olan Adli Tıp raporunun Durmay’ın sağlıklı olduğu yönünde verilmesi için Burhan Kuzu’dan yardım istendiğini ve onun da gerekeni yaptığını belirten yazışmaları yayımlamıştı. Peker’in ifşası sonrasında savcılık yeni soruşturma açtı. Durmay’ın kızlarının avukatları İlhan Cihaner ve Mustafa Ateş, bunu gerekçe göstererek yargılamanın iadesi talebinde bulundular.
Sedat Peker’in ifşa ettiği iş insanı Deniz Durmay’la ilgili dava öyle bir dava ki içinde ne ararsan var. Mafya, siyaset, ticaret ve Külkedisi masalını andıran bir evlilik. Dava dosyasında pek çok ünlü ismin adı geçiyor. Başta iş insanı Deniz Durmay, bir dönem uluslararası çöpçatanlık şirketi olan ve bekâr bakanlarımız Yıldırım Aktuna ve Gökberk Ergenekon’u evlendirmeye soyunan Zeynep Bingöllü ve şimdilerde sosyetede adını duyuran Bodrum’daki Ayşe Deliismail Çiftliği’nin sahibi Serin Kayello, Necdet Ulucan, Aydın Doğan, Burhan Kuzu, Tanfer Özkanlı ve avukat olarak İlhan Cihaner.
Dava konusu iş insanı Deniz Durmay’ın devasa servetinin Zeynep Bingöllü ile gönül ilişkisi başlamasından itibaren hızla tüketilmesi ve servetinin bir bölümünün sonradan evleneceği Zeynep Bingöllü ile kızı Serin Kayello’nun üzerine geçirilmesi nedeniyle Durmay’ın kızlarının açtığı vasi altına alınması davası.
Beykoz 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülen dava, Adli Tıp raporlarına dayanılarak aslında karara bağlanmış ve bu karar Yargıtay’ca da onaylanmıştı. Kazanan Deniz Durmay, eşi Zeynep Bingöllü ve sonradan evlat edindiği Zeynep Bingöllü’nün ilk eşinden olan kızı Serin Kayello tarafı olmuştu. Kaybeden ise babasının servetini hesapsızca tükettiği için vesayet alıntına alınmasını isteyen Deniz Durmay’ın ilk eşinden olan kızlarıydı. Artık herkes yargının verdiği kararla kaderine razı olmuştu. Ta ki Sedat Peker 7 Ağustos 2021 tarihinde sosyal medya hesabından bu davanın dayandığı Adli Tıp raporlarına Cumhurbaşkanlığı Hukuk Kurulu Üyesi Burhan Kuzu’nun müdahale ettiğini açıklamasına kadar.
Peker, Twitter hesabından 7 Ağustos’ta Burhan Kuzu’nun WhatsApp hesabının ekran görüntülerini paylaştı. Kuzu’nun WhatsApp görüntülerinde şu diyaloglar geçiyordu:
“Hocam Adli Tıp’ta tanıdık birileri var mı? Milyoner bir amcamızın pazartesi ordan sağlam raporu alması lazım. Gerekli her tür ödemeyi yapacak.”
Peker, Twitter hesabından 7 Ağustos’ta Burhan Kuzu’nun WhatsApp hesabının ekran görüntülerini paylaşmıştı.
Bu görüşmeden sonra diyalog ertesi gün de sürüyor. Bu kez aynı kişi Burhan Kuzu’ya Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın dosya numarasını göndererek “Hocam görüştünüz mü Adli Tıp’la” sorusunu yöneltiyor. Kuzu’nun “İlettim” yanıtı vermesinden sonra karşı taraf “İnşallah çözer hocam” temennisinde bulunuyor. Adli Tıp’tan torpil isteyen kişi üçüncü defa iki sesli mesaj gönderdikten sonra şöyle diyor:
“Hocam ses kaydını ..... gönderdi. Çok basit bir iş. Kurumun başındaki adamı arayıp olumlu netice almanız yeterli. Akrabam dersiniz hocam. Çocukları para ile akli dengesi yerinde değil raporu aldırmaya çalışıyor.”
“Çocukları para karşılığında babalarına akli dengesi yerinde değil raporu almak istiyor” diyen kişi yukarıda yer verdiğimiz ilk mesajında da “Milyoner bir amcamızın pazartesi sağlam raporu alması lazım. Gerekli her tür ödemeyi yapacak” demesi hayli ilginç.
Bu görüşmenin Peker tarafından ifşa edilmesinden sonra Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı, Adli Tıp Kurumu’nda bu raporu verenler hakkında bir soruşturma açarken kurum da kendi içinde bir soruşturma başlatıyor. Devamında da iş insanı Deniz Durmay’ın kızlarının avukatları İlhan Cihaner ve Mustafa Ateş harekete geçerek Deniz Durmay’ın şimdiki eşi Zeynep Bingöllü Durmay, ilk eşinden olan ve sonradan Deniz Durmay’ın nüfusuna geçirdiği kızı Serin Kayello Durmay Preleviç ile Adli Tıp Kurumu yetkilileri hakkında “Görevi kötüye kullanma, rüşvet almak ve vermek, resmi belgede sahtecilik, nüfuz ticareti suçları ve bu suçlara iştirak etmek” suçundan dava açılması amacıyla suç duyurusunda bulundular. Bu kadarla da kalmayıp davanın yeniden görülmesi ve Deniz Durmay’ın vesayet altına alınması için de iki ayrı dava açılması için başvuru yaptılar.
EN BÜYÜK ÇÖPÇATANLIĞI KENDİSİNE YAPTI
Bu davaya konu olan Deniz Durmay’ın servetinin hızla tüketilmesine ve Durmay’ın yeni eşi Zeynep Bingöllü ile kızı Serin Durmay’a adım adım transferi için epey gerilere gitmek gerekiyor.
Zeynep Bingöllü ile Durmay’ın tanıştığı 2000’li yılların başına. Hatta ondan da öncesine. Zeynep Bingöllü, kamuoyunun karşısına 15 Kasım 1991 tarihli Milliyet gazetesinin birinci sayfasında “2 milyona karıkoca” başlığıyla verilen haberle çıktı. O tarihteki soyadı Kayello soyadı ile. Herhalde Suudi Arabistan uyruklu ilk eşi Burhan Ahmet Halil Kayello’dan henüz boşanma işlemi gerçekleşmemişti. Haberde yurtdışında uzun bir süre evlendirme şirketinde çalışan Zeynep Kayello’nun, Türkiye’ye dönüşünde evliliklerin bilimsel uyumlu kimselerle yapılabilmesi için Kadıköy’de Marcom Litd. adıyla uluslararası evlilik şirketi kurduğu bildiriliyor ve şirketine abone olan bekârlara yüzde 80 uyumlu eş adayı bulma garantisi verdiği aktarılıyordu. Yüzde 80 garantili eş adayının maliyeti de 2 milyon liraymış. Halkımız çöpçatanlığın bilimsel yönünü de ilk kez Zeynep Bingöllü sayesinde öğrenmiş oluyordu.
Zeynep Bingöllü, 15 Kasım 1991’de Milliyet gazetesinde “2 milyona karıkoca” başlığıyla haber olur. Uzun bir süre evlendirme şirketinde danışman olarak çalışan Zeynep Bingöllü, dönemin bekâr bakanları için de harekete geçmişti.
Zeynep Kayello’nun bilimsel eş bulma yöntemi çok başarılı olmalı ki dönemin bekâr bakanları Gökberk Ergenekon, Yıldırım Aktuna, Abdülkadir Ateş ve İbrahim Tez’i de başgöz etmek için harekete geçiyor. Bunu da bir yıl sonraki bir gazete haberinden öğreniyoruz. Zeynep Kayello, ilk olarak dönemin Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş’i gözüne kestirmiş ve çöpçatanlık şirketinin broşürlerini bakanın danışmanına teslim etmiş. Kayello o dönemde bizim gazete de dahil pek çok gazetede haber olmuş. Hatta televizyona bile çıkmış. Hem de Rüstem Batum Show programına. ABD’de iç mimarlık eğitimi almış olduğunu belirten Zeynep Kayello’nun, asıl mesleği olan iç mimarlık şirketi kurmak yerine çöpçatanlık şirketi kurması da enteresan. Tabii gerçekten böyle bir eğitim aldıysa...
Verdiği söyleşilerde eş adaylarını sergi, resital ve salon toplantılarında bir araya getirdiklerini belirten Zeynep Kayello ya da sonraki adıyla Zeynep Bingöllü müşterilerine uyguladığı garantili zengin eş bulma taktiklerini bizzat kendisi üzerinde de denemiş ve başarılı olmuş.
Önce Tansaş Yönetim Kurulu Başkanı Tanfer Özkanlı ile evlenen Zeynep Bingöllü, Özkanlı’nın hapse düşmesiyle boşta kalır. Eş adaylarını sergi ve salon toplantılarında buluşturan Zeynep Bingöllü, yeni eş adayını da İstanbul Yelken Kulübü’nde bulur. Anlatılanlara göre, 2003 yılında Yelken Kulübü’nde gördüğü iş insanı Deniz Durmay’ın masasına oturarak kendisiyle tanışmak ister. Sonrasında Deniz Durmay’ın himayesine giren Zeynep Bingöllü, maddi durumunu düzeltir. Hem kendisinin ve kızının hem de cezaevindeki eşinin giderleri için gerekli desteği Durmay’dan alır.
BİNGÖLLÜ’YE TALİH KUŞU
Deniz Durmay ve Zeynep Bingöllü birkaç yıl sonra Göksu Evleri’nde Zeynep Bingöllü adına 700 bin dolara alınan evde birlikte yaşamaya başlıyorlar. Bu arada Durmay’la birlikte aynı evi paylaşırken henüz Tanfer Özkanlı’dan boşanmış değildir.
Zeynep Bingöllü’ye piyango 2008’de vuruyor. Zira Durmay, 250 milyon dolar olduğu söylenen malvarlığının yüzde 25’ini bir vasiyetname ile Zeynep Bingöllü’ye bağışlıyor.
Vasiyetnameden bir yıl sonra sağlığı bozulan ve by-pass ameliyatı geçiren Deniz Durmay, Gebze’deki plastik üretim fabrikası Boran Plastik’i aniden kapatma kararı alıyor. Öyle plastik üretim fabrikası deyip geçilecek bir işletme değil orası. Unilever, Henkel gibi uluslarası şirketlere plastik deterjan ambalajı üretiyor. Alanında tekel konumunda. Deniz Durmay, hazır siparişleri ve müşterisi olduğu halde daha yüksek bedelle satmak yerine işçilerinin tazminatlarını ödeyip kapattıktan sonra 28.4.2011 tarihinde 11 milyon TL’ye (o tarihte 8 milyon Avro) Aromsa’ya satıyor. Bilirkişi incelemesine göre satış bedeli rayicin altında değil.
TORBA ARAZİSİ AYDIN DOĞAN’A
Fabrikanın satışından sonra Deniz Durmay’dan bir büyük satış kararı daha geliyor. Bodrum Torba’daki değerli arazisini Aydın Doğan’ın Ortadoğu Otomotiv AŞ’sine satıyor. Torba Kaynar mevkiinde de 8 bin metrekare arazinin 2014 Ağustosu’nda 6 milyon Avro (o tarihte 16.955.200 TL) karşılığında Aydın Doğan’a satıldığı günlerde ise Zeynep Bingölü kendi hesabına elden 1 milyon Avro yatırıyor. Bu para Deniz Durmay’ın arazi satıldıktan sonra kendisine hediyesi mi yoksa araziyi satmada aracılık yaptığı için komisyon parası mı belli değil.
Bilirkişi raporlarında Aromsa’ya satılan fabrika gibi Aydın Doğan’a satılan arazi de rayiç değer üzerinden gerçekleşiyor. Doğan, Deniz Durmay’dan aldığı arazi üzerine otel yapıyor.
Bodrum merkezde üç katlı villası ile arsasını 2010 tarihinde de Mehmet ve Sultan Poyraz’a toplam 365 bin TL’ye satan Durmay’ın bu satış işlemi bilirkişi raporunda satış tarihi itibarıyla 900 milyon TL değerinde olduğu ve bu nedenle satış senedinde gösterilen bedelin gerçeği yansıtmadığı kanaatine varıldığı belirtiliyor.
Deniz Durmay, Bodrum Gündoğan’da dubleks villasını da 43 milyon TL’ye Lütfiye Çıtak’a satıyor. Bilirkişi bu satışın da gerçeği yansıtmatığı kanısında. Zira o tarihte aynı mevkide benzer taşınmazların rayiç değerinin 800 milyon TL olduğunu rapora kayıt düşüyor.
Deniz Durmay ha bire mal satıyor ama elde ettiği sermaye ile kendi adına yeni bir taşınmaz almıyor. Hesaplarda nakit miktarı da artacağına eksiliyor. Altı ayda 6 milyon Avro buharlaşıyor.
İKİ VİLLA, BİR ÇİFTLİK HEDİYE
2012’ye kadar Deniz Durmay’ı ziyaret eden kızlarının bu tarihten sonra irtibatı kesiliyor. Zira Deniz Durmay kızlarına kendisini artık ziyaret etmelerini istemediğini belirtiyor.
Deniz Durmay ve Zeynep Bingöllü, 7.11.2014’te Göksu’da birlikte yaşadıkları evde gizlice evlenirler. Zeynep Bingöllü, nikâhtan önce noterden kendisinden 25 yaş büyük Deniz Durmay’la ömür boyu bakım sözleşmesi yapmayı da ihmal etmemiş.
Deniz Durmay, gelin hanıma Acarkent’te her biri 2 milyon TL’ye (bugünkü değeri 13 milyon TL) olan iki villa hediye eder. Bu villalar daha sonra Zeynep Bingöllü’nün Suudi eşinden olan kızı Selin Kayello’nun Acarkent’te açtığı restoran için ipotek edilerek sermayeye konuyor. Sonra da Zeynep Bingöllü bu villaların birini 2017’de Rıfat Sarıcaoğlu’na 3 milyon 20 bin, diğerini de 2019 yılında Aylin Eren’e 2 milyon 800 bin lira bedelle rayicinin çok altında satıyor.
Düğün hediyesi bu kadarla sınırlı değil. Bodrum Milas’ta 600 dönümlük çiftlik arazisi alınıyor. O günkü rayiç bedeli tam 3 milyon 753 bin TL olarak bilirkişi raporunda değer biçiliyor. Şu anda sosyetenin uğrak yeri, gazete ve televizyonların tanıtmaya doyamadığı Ayşe Deliismail Çiftliği işte bu arazi üzerine kuruluyor. İşletmesini de Bingöllü’nün kızı Serin Kayello üstleniyor. Gerçi onun da soyadı artık değişmiş, Durmay olmuştur. Zira iş insanı Deniz Durmay, soyadını eşinin kızına da vermiştir.
Ev, çiftlik tamam da araba olmadan olmaz. Deniz Durmay çiçeği burnunda eşi ile kızına BMW marka iki otomobil hediye ediyor.
LİTERATÜRE GİREN DAVA
Zeynep Bingöllü, iş insanı Deniz Durmay’a eş olurken önceki eşinden olan kızı da evlat olmak için harekete geçiyor. Nikâhtan bir yıl sonra Deniz Durmay, eşinin kızını nüfusuna geçirmek için dava açıyor.
Bu arada ilginç bir dava da evlatlık alınacak Zeynep Bingöllü’nün kızı Serin Kayello tarafından açılıyor. Davanın konusu doğum yerini düzeltmek. Hukuk literatüründe ve nüfus idaresinde daha önce hiç rastlanmayan bir durum. Serin Kayello, Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde doğmasına rağmen “Aslında ben Datça’da doğdum” diyerek tanıklarla doğum yerinin değiştirilmesi için dava açıyor. Mahkeme nüfus müdürlüğüne ve Cidde Konsolosluğu’na yazı yazarak durumun araştırılmasını istiyor. Yapılan araştırmalar sonucunda Serin Kayello’nun doğum yerinin Datça değil Cidde olduğu kesin olarak belirleniyor. Ancak mahkemede ifade veren nüfus müdürlüğü temsilcisi “Aslında Serin Kayello Cidde’de doğmuştur ama karar mahkemenin” diyor ve mahkeme de takdir hakkını kullanarak doğum yerini Datça olarak değiştiriyor. Deniz Durmay’ın kızlarının babalarının evliliğinden haberi olmadığı gibi Serin Kayello’yu nüfusuna geçirme girişiminden de haberleri yoktur. Haberleri olduğunda bu evlatlık işlemine onay vermeyince Zeynep Bingöllü’nün kızı resmi olarak evlat olamıyor ama soyadını değiştirerek Durmay yapıyor.
KIZLARINDAN VASİ TAYİNİ İÇİN DAVA
Deniz Durmay’ın banka hesaplarından sürekli yüksek miktarlarda para çekilmesi ve gayrimenkullerinin bir kısmını değerinin altında elden çıkarması üzerine, kızları vesayet altına alınması için dava açıyorlar.