Sedat Peker'den 7. video! Yine Süleyman Soylu'yu hedef aldı
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, kendisine yönelik operasyonlar sonrası yedinci videoyu çekti. Video #SedatPeker7 etiketiyle sosyal medyada ilk sıraya yükseldi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TRT Haber canlı yayınında sarf ettiği, “Karısının iç çamaşırına sığınamaz kimse, edepsiz. Bu kurguyla karşı karşıyayız. Bu kurguyu yapanların boğazından ilmek ilmek getirmezsek Allah bunun hesabını bizden sorar” sözlerinin ardından, Sedat Peker, “Söyledikleri cevapsız kalacak sakın zannetmeyin. Pazar günü yayınlayacağım videoda ona hak ettiği her şeyi söyleyeceğim” ifadelerini kullanmıştı.
Peker, Youtube’da “Hayata korkusuzca bakanlar, ölümden de korkmazlar” başlıklı 7’inci videosunda açıklamalarına devam etti.
Bu kez siyah gömlek giyen Sedat Peker yine konuşmaya yoklama alarak başladı ve Süleyman Soylu’nun yoklamasını almayacağını söyledi.
Peker, siyah gömlekle ilgili olarak ise “Benim üzerimden bahis yapıyorlar. Yok beyaz gömlekle, yok ceketle… Artık işe uyandım. Bak ters köşe yaptım. Üzerimden para kazandırmam” ifadelerini kullandı.
Mekan değişikliğiyle ilgili olarak ise Peker “Türkiye’den kalabalık bir grup arkadaş geldi. O yüzden mekan değiştirdik. Daha sonra tekrar bir mekan değişikliği yapabiliriz” diye konuştu.
Peker’in açıklamaları şöyle:
“Derin Memet ameliyat olduğu için Bodrum’da hastanede, o yüzden onu yoklamaya almayacağız. Atmosferin değişikliğini görmüşsünüzdür, Türkiye’den kalabalık misafirlerimiz geldi, aslında ben düşkün Abdulkadir ile süslü Sülü’yü bekliyordum, ama onlar gelmediler, her zaman olduğu gibi devletimizi işin işine karıştırdılar. O yüzden bir yer değişikliği yaptık, belki önümüzdeki günlerde bir yer değişikliği daha yapmayı düşünüyoruz. Bugün çok çok ama çok ciddi konular bölümüne giriş yapmaya başlayacağız.
“BANA SEN FAŞİSTSİN DİYORLAR, SULTANGALİYEV’İ OKUDUNUZ MU?”
Bana sen Turan diyorsun, faşistsin diyorlar. Sultangaliyev, Sosyalist turan, düşüncesini okudunuz mu?…
Bir de, milleti sokağa dökmeye, ortalığı karıştırmaya çalışıyormuşum, öyle diyorlar. Eğer ki kim size sokağa çıkın burayı yağmalayın diyorsa o haindir. Bir gün ben size dersem sokağa çıkın diye, bilin ki ufak kızımın başına silah dayamışlardır. O yüzden onu söylüyorumdur. Sülü gördün mü bak bunu da söyledik, artık bloke oldu bu da.
“BEN DESEM BİLE SOKAĞA ÇIKMAYIN”
Darbe için zemin hazırlıyormuşuz, ben bunları onun için yapıyormuşum. Namus sahibi olan herkes eğer bir gün darbe olursa bütün herkes darbeye direnmekle mükelliftir. Eğer ki bir gün darbe olursa, ben size dersem sokağa çıkın darbeye destek verin dersem bilinki, ufak kızımın başına silah dayamışlardır, dayanamamışımdır. Ben desem bile sokağa çıkmayın kardeşlerim.
En komiği, bir şema yapmış (Süleyman Soylu). Ben bunun çapını bildiğim için seyretmedim TRT’deki yayını. Başlıkları bana getirin arkadaşlar dedim. Süleyman sana vallahi devletin ruhunu anlatacağım, inşallah bu sefer anlarsın. Görüşeceğiz seninle.
“FETHULLAHÇILARIN İÇİNDEKİ CANAVARI GÖRDÜM”
Fethullahçılarla düşüncelerimi anlatmak istiyorum. Ben 80’lerde, sizin masumiyetinizi görüp ya iyi insanlar bunlar diyenlerdenim bütün ülke gibi. Ama ben sizin içinizdeki canavarı gördüm. Şehit Kuddusi Okkır’ın memleketine gidecek ambulans parası yoktu. Ölüsünü evine getirecek parası olmayan adamı Ergenekon’un finansörü diye ülkeyi inandırdılar.
Evinde arama yapıyorsunuz general adamın, çocuk pornosu çıktı diye gazetelere haber verdiniz. Başka bir general otele kız arkadaşıyla gidiyor. Otelde ihbar var deyip kadının çantasını ararken avuç içinde bir ekstaziyi bırakıp, ‘Büyük skandal, general-kadın uyuşturucu partisi’ diye haber yaptınız. Kan tahlili bile yok, çünkü siz koydunuz. General namuslu adamdı istifa etti. Daha örnek vereyim mi Ali Tatar… Herkes uyansın diye adam kafasına sıktı. Bunlar gazetede ‘Hesap vermeden nereye gidiyorsun?’ diye yazdılar. Sizin elinizde cennetin anahtarı olsa ben o cennete girmem. Ya siz Muzaffer abiyi kanser hastasıyken inim inim inlettiniz, şehit oldu. Ali Tatar da şehittir.
MUHABİRİN SORU SORDUĞU BAKANIN ABİSİ DE FETÖCÜ O ZAMAN
Sülü ne oldu? Ama senin devamlı Fethullah Gülen’le yazıların çıkıyor. Röportaj yapmışsın. Danışmanlarının Fethullah Gülen’e övgüleri ortaya çıkıyor. Bak ben bu kadar açık söylüyorum ya sen? Ben Süleyman’ın buraya maketini koydum. En komiği bir AA muhabiri genç arkadaş Süleyman Soylu ile ilgili soru sordu. Adamın abisi FETÖ’cüymüş dediler. Senin elinde devletin imkanlarını yok muydu? Bilmiyor muydun abisinin FETÖ’cü olduğunu. Onun abisi FETÖ’cü ise orada iki bakan bu konularla muhatap, onun da abisi FETÖ’cü. Her abisi FETÖ’cü olan FETÖ’cü ise bakan devletin her sırrının olduğu toplantıyı izliyor. Yaptığınız savunmanın mantıksızlığını anlatıyor. Ciğeri yanmış adam söylüyor. Yarın onu da FETÖ’cü bulursunuz. FETÖ’cüler de öyle yapardı. O onu aramış, o onu aramış, o da onu aramış… Yedinci aramada, bir köyde en sade yaşayan bir insan bile dünyada her insanı silsileyle aramış oluyor. Onun mantığı var burada anlatmayayım şimdi onu. Devletin ruhunu yok ettiniz.
“SUÇ ÜSTÜ YAKALANMIŞ BİR İNSANIN EZİKLİĞİ VAR ÜSTÜNDE”
Şimdi televizyona çıkmışsın. Seni rezil rezil rüsva edeceğim. Üzülüyorum, utanmıyorum, mahcup oluyorum. Devletin bakanına inanan en fazla yüzde 9 çıkıyor. Yüzde 91 onun suç örgütü dediği insana inanıyor. Orada oturmuşun (TRT’deki yayın), vücut dili okuyanların hepsi, ‘psikolojisi, suç üstü yakalanmış bir insanın ezikliği hali vardı üzerinde’ diyor. Gördüm resmini.
“YENİ UYUŞTURUCU ROTASI NEDİR, SİZE DELİLLERİYLE İSPATLARIYLA ANLATACAĞIM”
“Diyorsun ki uyuşturucu satıcısıyla resmimi koymuşsun, “Bunlar yeni bir uyuşturucu yolu.” Ben sana Ben sana sizin kurduğunuz o uyuşturucu yolunu anlatacağım herkese. Daha çok konuşacağız. Artık parça parça değil, avuç içi kadar koparma dönemi geldi.
Adam uyuşturucu satıcısıysa niye cezaevinde değil? Diyelim ki uyuşturucu satıcısı adam. Senin başında olduğun, sana bağlı olan kriminal suçlar, istihbarat, terör şu sistemle çalışır; bir adamla bir kişinin resmi var, peki bu insanlar o resmi çektirmenin haricinde yan yana gelmişler mi? Bu insanların yan yana gelip gelmedikleri o sinyaller vasıtasıyla netleşir. İkincisi bunlar birbirini karşılık aramış mı, HTS kayıtları denen şey bunun adı. Adamla birbirimizi hiç aramamışız. Ben adamla bir daha hiç yan yana gelmemişim, HTS kayıtlarını çıkarın. Ben adamın tipini bile bilmiyorum. Bu konuda sen benim muhatabım değilsin. Sayın Cumhurbaşkanı, ana muhalefet partisi lideri ve diğer parti başkanları.”
“MAHALLEDE OKEY MASASI KURACAK ADAM TOPLAYAMAZSIN”
Parti desteğiyle, gazete basın desteğiyle siz bu kadar insan topluyorsunuz. Basın desteği yok, teşkilat yok, bir satır yazıyla ben sizin topladığınız kalabalığı topladım, sen mahallede okey masası kuracak adam toplayamazsın o sevimsiz suratınla. Vicdan ya, yarım saat orada uyuşturucu konusunu (Süleyman Soylu’nun TRT’deki yayını) anlatmışsın. Benim hayatım, uyuşturucu satanların ölümüyle suçlanmakla geçti. Oraya çıkıp onları söyleyip benim bu şekilde seni rezil edeceğimi düşünemedin mi? BTK’dan devamlı yazdırıyorsunuz ya, siteler kapansın diye. Ne oldu kapattınız bir tanesini, ne oldu?
“DEVLETİN O ŞEREFLİ MAKAMINDAN AYRILDIĞINDA BİR GÜN YÜZLEŞECEĞİZ”
Bir de Köfteci Yusuf. Devletin İçişleri makamında bir deli oturuyor, bu adam hasta, manyak. Köfteci Yusuf konusu nedir anlatayım. Köfte yemedim Süleyman. Köfte Süleyman. Bizim atalarımızın sürgünüyle ilgili Bursa’nın Gürsu ilçesinde bir anma etkinliği yapıldı. Ben oraya geldim, duyuru yapıldı. 15 bin kişi parkın içinde, internet görüntülerine bakabilirsiniz, 15 bin kişi de yukarıda konuşma yapacağım yerde bekliyor. Yer gök insan.
Ben oraya gitmeden önce, gidenler aradılar. Köfteci Yusuf var senin hayranın tanışmak ister misin diye sordular. Ayıp olmasın nezaketen tanıştık. Kapattık. Başka ne hayatımda Köfteci Yusuf gördüm, ne köfte yedim ne bir şey yaptım. Sonra bu 4 arkadaş kim biliyor musunuz? Bir tanesi Afyon’un en zengin ailesi. Bilmem kaç bin tane daireleri, et kesim fabrikaları vardır, öbürü gazeteciler bilmem neyin yetkilisi ismi aklıma gelmiyor, öbür bir tanesi de diş malzemeleri ihraççısı. Bunlar hayatta sabıkaları olmayan, varlıklı arkadaşlar. Bu arkadaşlar demişler Köfteci Yusuf’a ‘Bizim et kesim yerimiz var, onu alır mısın? Değeri bu kadar, eksper değeri, biz sana daha ucuza verelim’ Bu da bunlar benim yakın diye çekinmiş birine demiş, emniyete gitmiş. Benim ne adım var, ne sanım var, ne de haberim var. Bu arkadaşları polis gözaltına almış şimdi hepsi serbest. Araştırıyoruz sonradan bu dosyanın içine bu şahıs bir daha gidiyor, ’Ben diyor Sedat Peker’den de davacıyım’ Telefonda tanıştık, köfteni bile yemedim. Farz edelim ki ben demiş olsam git yerini buna sat, eksper değerinden daha düşük, suç yok. Ama böyle de bir şey yok.”
Bir tane yeni savcı, üzerinde zan bırakmak için demiyorum ama bu kadar tesadüf kafa karıştırıcı. Avukatlıktan savcı olup aynı anda da özel yetkili, örgütlü suçlara bakan, benim dosya bir anda bu beyefendinin önünde. Vallahi zan altında bırakmak istemiyorum. Belki gerçek meslek adabı olan bir insandır bilmiyorum. Çünkü halen daha bu dosyayla ilgili aranmam yok. Yalancı bir adam yönetiyor İçişleri Bakanlığı’nı. Ben Köfteci Yusuf’un köftesini ne yapayım? 30 bin kişi Gürsu’da var. 10 tane köfte tezgâhı kurarım 30 bin kişiye satsam, Köfteci Yusuf’un bütün hasılatından daha çok param olur.
Siz delisiniz, hasta ruhlu bir adam. Sen oralara geldin de bizi yönetiyorsun ya. Yaktın bizi, kendini yaktın, her şeyi yaktın, biraz sonra alev alev yanma dönemi başlıyor. Yanacaksın
Devletin İçişleri Bakanlığı makamında bir deli oturuyor. Bu adam hasta. Lan ben Köfteci Yusuf’u n’apayım? 10 tane köfte tezgahı kursam 30 bin kişiye satsam Köfteci Yusuf’un hasılatından daha fazla param olur. Sen hasta ruhlusun. Bizim akrabaya baskı yapıyormuşsun açıklama yapsın diye, akraba makraba ayırmadım herkes kayıt altında. Reşat Baba seni severim sayarım, sakın böyle bir hataya düşme!
Devletin bakanısın neden gazetecilerle FaceTime üzerinden konuşuyorsun? Niye müdürünün telefonundan? Sana sözüm olsun… Devletin o şerefli makamından ayrıldığında bir gün yüzleşeceğiz, bu dünya böyle sürmez. Senin boynuna köpek tasması takıp sokaklarda gezdireceğim.
“BU İŞİN SONUNDA NE OLACAK?”
Almanya’ya gitsem diyecekler “Can Dündar orda, bu da onlarla anlaştı”, Amerika’ya gitsem FETÖ’yle anlaştı, ulan zaten İsrail’e gitsem “bak gördün mü onu yahudiler destekliyor”, Yunanistan’a gitsek “tarihi düşmana gitti”. Lan gidecek ülke mi var nereye gideyim?
Bu işin sonunda ne olacak diyorlar. Ben bu işin sonunda öyle bir hikaye yazacağım ki bu dünyada kimse ufak kız çocuklarını ve annelerini üzmeyecek.
“ERKAN YILDIRIM İDDİASI”
Erkan Yıldırım, Halil Falyalı’nın otelinde veya casinosunda misafiriydi. Mehmet Ağar bu senkronizenin ortasında. Erkan Yıldırım’ın Süleyman Soylu ile çevresinde bu konularla ilgili dostluğuna bakın.
Kokain önceden Kolombiya üzerinden geliyordu. Geçen seni haziran ayında 4 ton 900 kilo yakalandı. Sonra yeni güzergah çalışması yapıldı. Çünkü Amerika Uyuşturucuyla Mücadele, çok güçlü orada, sürekli üstlerinde. 800 kilometre Venezüella’yla sınırları var. Oraya geçirmek kolay çünkü Amerika’nın kontrolü yok. Suriye Lazkiye de Amerika kontrolünde değil. Bu mal yakalandıktan sonra yeni bir güzergah kurmak için Venezüella’ya kim gitti?
Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım. Ocak ayında ve Şubat ayında gidip 4 gün kaldı.
Hep böyle yapıyorlar, vatanseverlik ile milleti coşturuyorlar herkesi birbirine sokuyorlar. Şimdi diyecekler niye anlatmadın? Lan neyi anlatayım siz gördüğünüz her şeyi anlatıyor musunuz?
Mehmet Ağar, tüm uyuşturucu işi yapanlar bunun arkadaşı. Kürt iş adamları diyorlar ya… Hayır uyuşturucu işi yapıyorlardı hepsi. Hepsinden para aldı ve tüm işlerini hallediyordu.
“UĞUR MUMCU’NUN KATİLİ MEHMET AĞAR”
Uğur Mumcu bence şehittir. Neden öldürüldü? Öldürüldüğü zaman yazdığı yazılara bakın. Hep terör bölgelerinde uyuşturucu tarlaları olur ve silah ticareti. Şehit olduğunda yanına ilk gelen kim? Mehmet Ağar. Katil hep ilk gelir.
Sedat Peker arkasında bulunan tahtada yazanları göstererek
“Beni bunları açıklamak zorunda bırakma eğer açıklarsam devlet uluslararası hukuk önünde suçlu duruma düşer bu yüzden uluslararası hukuğu okuyorum ki devlete sıkıntı çıkartmayayım…”
“UYUYAN DEVİ UYANDIRDINIZ”
Bunlar bana ne yaptı gittiğim ülkelerde anlatacağım.
Ben bu ülkeden gittim kimseyle muhatap olmuyorum. 8 ay kaldım sonra bana emniyetten bir davet. Ulan herkes arkaşımız orda da… Bütün iktidar partisi ortakları herkes. Dediler ki parmak izi, bir resim uygulamamız var. Devlet işte sonuçta verdim. Araştırdım Türkiye İnterpolünden yazı gelmiş. Aynı anda Sırp gazeteleri de haber yapmaya başladı. Sırbistan’la kimin arası iyi? Bizim. Tak işi anlamadım…
Kosova’ya geçtik orda da seviliyoruz. Yapmış olduğumuz yardımlarfan dolayı. Hemen Makedonya’ya geçtik.
Türk Partis’nin Başkanı Erkam Başkan ‘burada kal’ dedi. Gittik görüşmeler yaptık, tamam dedik kalacağız. 3. ayın sonunda inanın Amerika Saddam’ın sarayına öyle girmedi. Yüzlerce asker, tüfekler, bombalar… Ne oluyor? dedim. Adamlar çatışmalar bekliyor. Geldiler eve çocuk mocuk, beni aldılar götürüyorlar. Vize ihlali yapmışım cezası 50 Euro. 50 bin dolardır o operasyonun fiyatı.
Bir anda göç idaresinin müdürüne polisler… Afrin’in iş yerine polisler… Bizim büyükelçilik İçişleri Bakanlığını arıyor. Bir insana bu kadar zulüm edilir mi? Oturuyorduk kitap okuyorduk. Bırakın bizi ya. Uyuyan devi uyandırdınız. Bundan sonra sorun sizin, benim değil. 20-25 senedir yatıyordum.
Birgün bir arkadaşı aradım dedim ki böyle böyle… İp ayrı yere gidiyor. Bana 5 sene deport vurdular. Vize ihlaline olur mu ya? Ordan Arnavutluk’a sınır bölgesindeyiz. Orda kalayım biraz dedim. Çıkış yapacam ‘dur’ dediler. Bir tane müdür öbürlerine ‘bırakın’ dedi. Kalktık Fas’a gittik. İkinci gün her yer polis yine…
Bir nefes alayım arkadaş ya! Ukrayna’daki istihbarattan gizli yazışmaları aldı arkadaş. Bizim büyükelçilikle Ukrayna Cumhurbaşkanlığı arasında. Böyle işlere Cumhurbaşkanlığı bakmaz ama buna özelikle Cumhurbaşkanlığı bakıyor bu da enterasan.. Gidecek ülkeler bitiyor. Deport, deport, deport…
Aynı anda Türkiye’de operasyon başlattılar alt zemini hazırladılar… Orda da gazeteler yazıyor. Bir gazeteci ‘Peker bizim ülkemizde değil ama pasaport şu gün alındı diyorsunuz. Karakolun kameralarında görüntüleri yok, imzasının olması, göz retinasının olması lazım bunlar da yok diyor. Bu pasaport hiç kullanılmamış. Bu işte hile var’ diyor… Ülkenin sayın Cumhurbaşkanı ‘Peker gözetim altıdaydı, bu ülkeye herkes gibi gelebilir bu ülkede suç işlemedi’ diyor.
Büyükelçilik o operasyonun olacağını biliyor. Sadece resmim var. Bu operasyona kılıf hazırlanacaktı. Gazeteciler araştırsana Fas’a insansız hava aracı hibe edilmiş mi? Sizin namusunuz maaşınız kadar.
-Çakma solcular çakma gazeteciler sizin Hümanizm masallarınız da bundan ibaret. Süslü Sülo devamlı bunu diyor. FETÖ’cüler de ikinci Cumhuriyetçilerle beraber. Gördük temiz toplumu. İntihar eden namuslu adam Ali Tatar için ‘hesabını vermeden nereye’ dediler.
Fas’tan çıkacağız uçuş iptali. Uyuyan devi uyandırdınız. Bir tripota bir kameraya, zekaya yenileceksiniz.
“BEN İNANIYORUM, TAYYİP ABİ BUNLARI GÖRECEK…”
Vallahi ben inanıyorum Tayyip Abi bunları görecek. Ama bunu da anlamıyorum, bir İçişleri Bakanı, sinir kontrolü olmayan bir adama, televizyondan ‘karısının iç çamaşırlarının arkasına saklanan’ diyor. Biraz namus. Rahat ol, ben sana böyle bir şey demem. Utanmadan rezil ettin kendini. İnsanların bir parça saygısı varsa da o sözden sonra o da kalmadı.
SONU NASIL BİTECEK ÖNEMLİ DEĞİL
Ya devletin televizyon kanalında bir insanın eşinin iç çamaşırını ağzına dolayan adam hala orada oturuyor. Ulan hangi Bakan böyle bir namusuzluk yapabilir! Köpek tasmasıyla dolaştıracağım seni, işemekte yasak sana. Sen adam değilsin bu yüzden Bakan falan değilsin.
Anlatacağım. Yangınlar geliyor. Sonu nasıl bitecek önemli değil.
Ben sabaha kadar devlete zarar gelmesin diye uluslararası hukuk okuyorum Sülo. Suriye ile kalmam otarafa geçeriz. O zaman öyle şeyler olur inan… Devletin alehine söylemem. Siz yapın beni sevenleri toplayıp zulüm etmeyi düşünüyormuşsun Sülo. Remzi Gür bey sen istediğini alamadım biliyorum, sen de sıkıntı yok. Adam nasıl küçültülür göreceksiniz.
Yapın devletten resmi açıklama uluslararası hukuku bağlayacak… Sabah buradan ayrılmazsam şerefsizim.
Nasıl gözünde suçluluk psikolojisi yakalanmışsın. Bana neler ettiniz Sülo. Parça parça koparma evresi bitiyor Sülo. Kütle kütle koparacağım.
‘Bu çocuğunun gözyaşı için olacak hikaye değil’ diyorlar. Bizim insanımızı tanımıyorsunuz. Pireden dolayı yorgan yakmak bizden geliyor. Marazım tuttu.
Sülü geliyor gelmekte olan. Senin akraban var ya Sadık Soylu. Bir iş yeri var Ankara’da NEXT LEVEL diye geçiyor. Bu devletin bir yeri bütün bürokratlar orada. Murat Kurum mu yönetiyor Sadık bey mi?
Bir de bir adam var. Erdal Kayapınar. Bu adamla ilgili FETÖ soruştırması nasıl kapandı? Sonrada FETÖ’cülerle ben yakınmışım. Bu adam ya gerçek FETÖ’cü ise. Adam her şeyi depoluyordur. BU işin hesabı olacak diye. Devleti yok ettiniz. İnsanlar FETÖ’ye inanmıyor artık.”