Sedat Ergin isyan etti: Zarrab'ın tutuklandığı haberini okurdan saklamamız mı bekleniyordu?
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Reza Zarrab haberiyle ilgili Hürriyet'e gelen tepkilere bakın ne yanıt verdi...
17/25 Aralık operasyonlarının odağındaki işadamı Reza Zarrab'ın
ABD'de tutuklandığını ilk olarak duyuran Hürriyet'in Genel Yayın
Yönetmeni Sedat Ergin, gazetenin Washington temsilcisi Tolga
Tanış'ın haberi kendisine nasıl ulaştırdığını aktardı ve iktidara
yakın medya organlarında yer alan iddialara yanıt verdi. Sedat
Ergin, "Konuya hakim olmayan biri, bütün bu yayınları okuduğunda
Hürriyet’in, Doğan Medya Grubu’nun ciddi bir kusur işlemiş olduğu
izlenimine bile kapılabilir. Gelin görün ki, 2016 yılında
Türkiye’de kamuoyunu ilgilendiren, haber değeri taşıyan önemli bir
olayın haberini yapmak bile bir kusur olarak görülebiliyor ve hemen
bir karalama kampanyasına konu olabiliyor" dedi. Sedat Ergin,
"Hürriyet'e saldırmanın dayanılmazlığı" başlıklı yazısında
"Anlaşıldığı kadarıyla bizden beklenen, arzu edilen, böyle bir
haberi görmemek, o habere yokmuş muamelesi yapmak. Yani
gazeteciliğimizden feragat etmek, Reza Zarrab’ın tutuklandığı
haberlerini okurlardan saklamak..." ifadelerine yer verdi.
Sedat Ergin'in Hürriyet'in bugünkü (27 Mart 2016) nüshasında
yayımlanan yazısı şöyle:
Pazartesi gecesi yatmaya hazırlanıyordum ki, tam 23.39'da cep
telefonum çaldı.
Gazetemizin Washington muhabiri Tolga Tanış’ın adını gördüm
ekranda. Bana Reza Zarrab’ın Florida’da tutuklandığını söyledi.
Kendisine belge olup olmadığını sorduğumda, hemen göndereceğini
söyledi.
Gerçekten de bir-iki dakika içinde ABD’nin Federal Soruşturma
Bürosu’nun (FBI)Zarrab’ın cumartesi günü Florida’da yakalanıp
pazartesi günü çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandığını
duyurduğu açıklamasıyla, Zarrab hakkında hazırlanmış olan
iddianamenin metnini bilgisayarımda karşımda buldum. İşi sağlama
almak için FBIaçıklamasında geçen isimlerin Google’dan süratle
kontrolünü yaptığımda, gerçekten de bu kuruluşta üst kademe
yöneticiler olduklarını teyit ettim. Zarrab hakkındaki iddianame de
daha önce okumuş olduğum ABD’deki pek çok iddianamenin formatıyla
birebir örtüşüyordu.
Haberin doğruluğu konusunda en ufak bir tereddüt yoktu. Tolga
Tanış’a hemen Florida’ya geçmesi talimatını da verdim.
Gececi arkadaşlarımızla süratle hareket ettik. Bu önemde bir haberi
hak ettiği şekilde gazetenin sürmanşetine yerleştirdik. Hürriyet’in
salı günü piyasaya çıkan şehir nüshalarında Zarrab haberinin
“Miami’de Tutuklandı” başlığıyla sürmanşetten çıkmasının kısa
öyküsü bu şekilde özetlenebilir.
* * *
Haberin Hürriyet’e ulaşmasından bir süre sonra FBI’ın Zarrab’la
ilgili açıklaması internette de yayılmaya başladı. Ertesi gün zaten
Habertürk, Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri de Zarrab’ın
tutuklandığını birinci sayfalarından duyurmuşlardı.
Tolga Tanış Florida’ya giden tek Türk gazetecisi oldu, bu şekilde
Zarrab’ın tutuklandıktan sonra nezarethanede çekilen fotoğrafını da
elde etmeyi başardı, ayrıca soruşturmayla ilgili yeni ayrıntılara
ulaştı. Bu haberleri layık olduğu şekilde değerlendirdik. Örneğin,
iddianamenin aslında üç ay önce hazırlanıp mühürlenmiş
olduğunu Tolga sayesinde öğrendik. Tolga, Miami’de başarılı bir
gazetecilik mesaisinden sonra Washington DC’ye döndü.
Tümüyle gazetecilik ölçüleri içinde yapılan bir yayının ardından
son iki gün içinde Hürriyet gazetesi ve Doğan medyası olarak
hükümete yakın yayın organlarında büyük bir karalama kampanyasının
hedefi haline gelmiş bulunuyoruz.
Bu kampanyada “Hükümete karşı algı operasyonu yapmak”, “ABD’nin
hükümete karşı darbe planına yardımcı olmak”, “AK Parti hükümetini
hedef almak” ve “Zarrab üzerinden kirli bir oyuna başlamak” gibi
suçlamalarla karşılaşmak mümkün. Bu yazılardan birinde “ABD
Savcısı’nın da devreye sokulduğu” iddiasına bile rastlamak
mümkün...
“ABD’deki bir iddianameyi en ince ayrıntısına kadar aktarmak ve
eklerini çarşaf çarşaf yayımlamak” yöneltilen eleştirilerin en
hafif olanı...
* * *
Gazeteci olarak içinde yer aldığınız bir yayın sürecinin
dinamikleri ve gerçekliği ile dışınızda sizinle ilgili olarak
yaratılan sanal gerçekçilik arasında büyük bir uçurum var.
Konuya hakim olmayan biri, bütün bu yayınları okuduğunda
Hürriyet’in, Doğan Medya Grubu’nun ciddi bir kusur işlemiş olduğu
izlenimine bile kapılabilir.
Gelin görün ki, 2016 yılında Türkiye’de kamuoyunu ilgilendiren,
haber değeri taşıyan önemli bir olayın haberini yapmak bile bir
kusur olarak görülebiliyor ve hemen bir karalama kampanyasına konu
olabiliyor.
Anlaşıldığı kadarıyla bizden beklenen, arzu edilen, böyle bir
haberi görmemek, o habere yokmuş muamelesi yapmak. Yani
gazeteciliğimizden feragat etmek, Reza Zarrab’ın tutuklandığı
haberlerini okurlardan saklamak...
Bu mantığı izlediğinizde, bir suçumuz varsa, o da merak duyup olay
yerine bir muhabir göndermiş olmamız herhalde...
* * *
Hürriyet, Reza Zarrab’ın ABD’de tutuklanmasıyla ilgili
haberleri verirken gazeteciliğin en temel gereklerini yerine
getirdi, tümüyle gazetecilik saikleriyle davrandı. Bunu yaparken
hükümete karşı bir çaba içinde değildi. Böyle bir art niyet içinde
olmamız da söz konusu olamaz.
Basın özgürlüğünün geçerli olduğu dünyanın herhangi bir ülkesinde
böyle bir gelişme karşısında nasıl hareket edilirse, biz de öyle
davrandık.
Biz işimizi yapıyoruz. İşimizi iyi yapmaya çabalıyoruz. İşimizi
yapmaya da devam edeceğiz.