Seçil Erzan davası öncesinde kritik açıklama: "Tetikçi ve sözde gazetecilerin..."
Seçil Erzan'ın fon dolandırıcılığı olayında yarın görülecek duruşma öncesinde çarpıcı bir gelişme yaşandı. Avukat Rezan Epözdemir, Denizbank'ın davayı etkilemek için bazı kişilere manipülatif ve gerçek dışı paylaşımlar yaptırdığını iddia etti. Sosyal medyadan açıklamalar yapan Epözdemir, banka yöneticilerinin işledikleri suçları örtbas etmeye çalıştığını ileri sürdü.
Seçil Erzan davasında bir sonraki duruşma yarın görülecek. Avukat Rezan Epözdemir, Denizbank'ın yarınki duruşmayı etkilemek amacıyla bazı kişilere manupilatif ve gerçek dışı paylaşımlar yaptırdığını iddia etti. Epözdemir, "Dosya sanıklarının tamamının durumu aynı olmasına rağmen ısrarla bize ve müvekkillere karşı saldırılmasının yegane amacı bizlere psikolojik baskı uygulayarak Denizbank'ı sorumluluktan kurtarmak ve yöneticilerin işlediği suçları örtbas etmektir" dedi.
Epözdemir şunları ifade etti:
"Denizbank tarafından yine yarınki duruşmayı ve yargılamayı etkilemek amacıyla kötü niyetli bir şekilde kredi verdikleri, maaş hesaplarını ödedikleri ve ticari ilişki içerisinde oldukları basın kuruluşlarına haber yaptırmak ve kamuoyunda hiçbir saygınlığı bulunmayan tetikçi oldukları bilinen kişilerin sosyal medya hesaplarında manupilatif ve gerçek dışı paylaşımlar yaptırılmıştır. Bu paylaşımlar ile ilgili de müvekkiller ve şahsım tarafından gerekli hukuki yollara başvurulacaktır. Öncelikle Denizbank'ın yaptığı ve yapmakta olduğu tüm şikayetler gelişine takipsizlikle sonuçlanmakta ve tarafımızdan Denizbank yöneticilerine karşı bu gerekçelerle TCK m. 267 uyarınca iftiradan ötürü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına şikayetler yapılmıştır.
Şöyle ki; 1) Denizbank'ın Selçuk İnan, Musa Mert Çetin, Emre Çolak, Emrah Çolak hakkında daha önce basına servis ettiği tefecilik ve banka itibarının zedelenmesi suçlarından ötürü yaptığı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2023/236336, 2023/230218, 2023/230231, 2023/230240 sor numaralı 4 dosya da, MÜVEKKİLLERİN İFADESİ DAHİ ALINMADAN, iddialar gerçek dışı ve hukuk dışı olduğundan gelişine TAKİPSİZLİKLE sonuçlanmıştır. Yani Denizbank'ın daha önce basına servis ettiği şikayetlerinin tamamının gerçek dışı ve manüplatif olduğu yargı kararıyla tespit edilmiştir.
2) Bu iftiralar nedeniyle müvekkiller tarafından Hakan Ateş, Derya Kumru, Tanju Kaya, Burcu Çalıklı ve diğer tüm Denizbank yöneticileri hakkında iftiradan 2 ayrı dosyadan şikayette bulunulmuştur.
3) Daha önce yine basına manüpile edilerek sunulan Hakan Ateş ve Denizbank'ın Megeve konusuyla ilgili hakkımda yapmış oldukları iki şikayet ile İlgili de, Avukatlık kanunu uyarınca Başsavcılık tarafında ORTADA SUÇ OLMADIĞINDAN ve GERÇEK DIŞI OLDUĞUNDAN SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMiŞ VE BU KONUDA FEZLEKE hazırlanmıştır. Yani bu açıklama ve iddia da boş çıkmış ve dosyası kapanmıştır.
4) Bugün basına servis edilen haberde ise ; Selçuk İnan'a Seçil Erzan tarafından yatırdığı para karsiliginda bankadan verilen belgelerin sahte olduğundan bahisle sahtecilik ve dolandırıcılık şikayeti yapılmış, Türk hukuk tarihinde ilk defa müvekkilin sahibi olduğu belgeleri dava dosyasına avukat sıfatıyla sunduğu için, avukatlık faaliyetleri nedeniyle hukuk garabeti mahiyetinde hakkımda da şikayet ikame edilmiştir. Hakkımdaki şikayet Avukatlık kanununa göre özel soruşturma iznine tabi olduğundan, Başsavcılıkça dosya incelenmiş ve bugünkü habere konuman dosya nedeniyle de AVUKATLIK FAALİYETİ SUÇ OLMADIĞINDAN VE ORTADA SUÇ OLMADIĞINDAN SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE karar verilmiş ve bu kapsamda fezleke hazırlanmıştır. Yani daha önce yapılan ve kapanmasına rağmen yeniymiş gibi gayri ahlaki bir şekilde manüplasyon amacıyla bugün basına servis edilen şikayetlerin de altı boş çıkmıştır.
5) Bugün Basına kapanmış olmasına rağmen derdestmiş gibi manüplatif bir şekilde servis edilen haberlere konu gerçek dışı şikayetlerle ilgili hem tarafımdan, hem de müvekkiller bakımından HAKAN ATEŞ, MEHMET AYDOĞDU ve diğer Denizbank yetkilileri hakkında T.C.K m. 267 uyarınca İftira suçundan ötürü 2 adet şikayet yapılmıştır.
6) Aynı zamanda Hakan Ateş, Sermin Tekin, Tanju Kaya, Ali Murat Dizdar, Cenk İzgi ve diğer banka yöneticileri hakkında daha önce ikame ettiğimiz TCK m. 281 uyarınca Suç delillerini gizleme yok etme ve değiştirme ile TCK m. 283. uyarınca Suçluyu kayırma suçundan ötürü yaptığımız şikayetlerde derdest olup, Başsavcılıkça soruşturmalar yürütülmektedir.
7) Ha keza TCK M. 136 ve 239. Maddesi uyarınca kişisel verileri hukuka olarak verme ve müşteri sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelerin açıklanması suçundan ötürü iki şikayet ikame edilmiştir.
9) 8) Bugün basına gayri ahlaki şekilde servis edilen şikayetler ili ilgili de TCK M. 267 uyarınca Denizbank yöneticileri hakkında iftira suçundan ötürü şikayetler ikame edilmiştir. Ha keza Kişisel Verileri Koruma Kuruluna da tarafımızca banka hakkında başvuru yapılmıştır.
Sonuçta; Denizbank tarafından şimdiye kadar yapılan 6 şikayet hakkında da takipsizlik ve soruşturma izni verilmemesine dair kararlar verilmiştir. Bugün basına yansıyan yarınki duruşmayı etkilemeye matuf olarak kötü niyetli ve gayriahlaki bir şekilde servis edilen şikayet ile ilgili de soruşturma izni verilmemesine dair başsavcılıkça karar verilmiş ve fezleke hazırlanmıştır. İşbu gerçeğe rağmen bu haberlerin servis edilmesi kötü niyetlidir. Denizbank yetkilileri hakkında ise önceki tweette etraflıca açıkladığım üzere tarafımızca ve müvekkillerce yapılan birçok şikayet ve yürüyen soruşturma vardır. Dosya sanıklarının tamamının durumu aynı olmasına rağmen ısrarla bize ve müvekkillere karşı saldırılmasının yegane amacı bizlere psikolojik baskı uygulayarak Denizbank'ı sorumluluktan kurtarmak ve yöneticilerin işlediği suçları örtbas etmektir. bu haksız, kötü niyetli ve manipülatif şikayetler hak arama mücadelemize asla zarar veremeyecektir. Bilinmelidir ki bağımsız Türk yargısı hiçbir etki ve tesir altında kalmadan maddi gerçeği ortaya çıkaracak ve adalet tecelli edecektir. Denizbank ve yöneticileri dahil kimsenin bundan endişesi olmasın..."