SBK’nın geçmişi ile ilgili dikkat çeken detaylar! Kasıtlı yangın, çek-senet-iflas…
Sezgin Baran Korkmaz’ın ‘geçmişini’ köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, çarpıcı iddialarda bulundu.
Sezgin Baran Korkmaz’la ilgili iddiaların boyutu ABD’de hazırlanan iddianame ile birlikte giderek büyüyor. Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, Korkmaz’ın geçmişine dair ‘kasıtlı yangın ile sigortadan para çarpma’, ‘kasten adam yaralama’, ‘çek-senet -iflas’ gibi pek çok çarpıcı iddiada bulundu.
Dilek Güngör’ün “İşte SBK’nın mekanizması…” başlıklı yazısı şöyle:
Son günlerin en çok konuşulan ismi SBK… Birçoğunuz adını İnan Kıraç- Jan Nahum ve Paramount Otel’le duydu. Halbuki, kara para aklama ve dolandırıcılık suçlarından hem ABD hem de Türkiye’de kaçak konumunda olan Sezgin Baran Korkmaz’ın geçmişinde de epeyce icraat (!) var.
Size ufak bir zihin turu yaptırayım.
Esasen Korkmaz’ın (eski soyadı Özbulcum) hikâyesini anlatmaya Ankara’dan başlamak gerekir. Bundan yaklaşık 11-12 yıl önce… O dönemde çok da tanınan birisi olmayan Korkmaz, icraya düşen, iflas noktasına gelen, zor durumdaki şirketleri ele geçirmek için her yolu deniyor. İlk olarak Ankara’da bir strafor fabrikasını gözüne kestiriyor. Fabrikadaki makinelerin seri numaralarını değiştiriyor. Makineleri icradan almış gibi gösterip Bursa Kestel’deki fabrikaya yığıyor. Sonra o fabrikada yangın çıkarıyorlar. Sigorta şirketinden 6 milyon TL para alıyor. 2010- 2015 arasında Bursa, Tekirdağ, Çerkezköy, Alanya ve Eskişehir’de 5 fabrikada daha aynı işlem uygulanıyor. Sigortadan milyonlarca lira para çarpılıyor. Bir metal şirketinin sahibinin evine otomotiv dergisi teslim ediliyor. Şirketin sahibinin ıslak imzasını alıp adına sahte senet düzenleyip, adamı borçlandırıyorlar. Tabii, Korkmaz’ın maceraları Ankara’yla bitmiyor. Adına Antalya’da da rastlıyorsunuz, Kayseri’de de, İstanbul’da da, Bursa’da da…
Liste o kadar çok ki…
Borajet’e, Hexagon’a, Paramount’a gelene kadar Ataç İnşaat’tan da çıkıyor, Boydak Enerji’den de… Kervansaray Otelleri’ne de bulaşıyor, Maktaş Makine’ye de, Taşyapı’ya da…
Korkmaz’ın Ankara çevrelerinde dikkat çekmeye başlaması ise Ermeni ortağı Levon Termendzhyan (Lev Aslan Dermen) ile tanışmasından sonra oluyor. Les Ottomans’ın kapısındaki görevliye “Buraya zengin birisi gelirse haber ver” diye tembihleyen Korkmaz, o zengin kişi (!) geldiğinde harekete geçiyor. Eskortlar, siyah minibüslerle Les Ottomans’a ufak bir şovla giriyor. ABD’de hapiste bulunan ortağı Levon’a kendisini Türkiye’nin önemli bir işadamı gibi tanıtıyor. Ondan sonra ABD-Türkiye hattında kara para trafiği başlıyor. Gelen kara parayla birçok çevrede ‘büyük yatırımcı’ (!) olarak anılmaya başlıyor. Paralandıkça istihbarat emeklilerini de çalıştırmaya başlıyor ünlü avukatları da gazetecileri de… Yargıdan da emniyetten de kendisine yardım etmek isteyenler sıraya giriyor! Tabii bu süreçte kimse paranın kaynağını da sormuyor, o günlere nasıl geldiğini de…
O da gözüne kestirdiği şirketlere senetler, çekler imzalatıyor, içeriye adamlarını sokuyor, firmanın muhasebe elemanını, avukatını satın alıp, kendi lehine kullanmaya başlıyor. O arada kullanışlı (!) basın ordusu da gerek PR’ını yaparak, gerekse alacağı şirketlerin sahiplerine itibar suikasti düzenleyerek sürece müdahil oluyor. Hileli iflas süreçleri, muvazaalı işlemler, şirketlerin içini boşaltma, çek-senet operasyonları, dolandırıcılık derken bir bakmışsınız, mallarınız uçup gitmiş…
Polise başvursanız, mahkemeye gitseniz de hiçbir sonuç elde edemiyorsunuz.
Nereden mi biliyorum?
Poliste kasten yaralamadan tehdide, örgüt kurmaktan dolandırıcılığa kadar onlarca kaydı var. Bir tanesi için geçmişte harekete geçilmiş mi? Mahkemelerde onlarca dosyası var. Hepsi nasıl kapatılmış? İstihbarat kaynaklarında memleketi Kars’ta PKK’ya yardım ve lojistik destek sağladığına dair bilgiler bile var. O bilgiler üzerine ne yapılmış?
Bunlar uydurma değil… Devletin ilgili birimlerinin kayıtları. Fakat bunlar geçmişte ne hikmetse, ya görülmüyor ya üstü kapanıyor.
Ta ki, ABD’de SBK’nın şirketi Mega Varlık’ın başındaki Kingston kardeşler ve Levon Termendzhyan davası başlayana kadar… Ondan sonra bazı çevrelerde SBK’ya karşı soru işareti oluşuyor. Kimi çevreler ise kendisini siper etmeye devam ediyor. Öyle ki, geçen yılın sonunda Türkiye’de başlayan soruşturmada şirketlerine el konulduktan sonra bile ‘muteber iş insanı’ olarak görülmeye devam edilip, kurtarmaya çalışanlar çıkıyor… Türkiye’den elini kolunu sallayarak çıkarılsa da, Korkmaz, ABD’nin talebiyle Avusturya’da yakalanıyor.
Şimdi siper olanlar ne alemde bilmiyorum?
Fakat şunu iyi biliyorum, SBK meselesi epeyce su kaldıracak.