SAYIN PATRONUM..! ERTUĞRUL ÖZKÖK'TEN AYDIN DOĞAN'A ÇOK ÖNEMLİ NOT!
Hürriyet Gazetesi'nde "gençleştirme" operasyonu adı altında bazı yazarların ilişkilerinin kesildiği bir süreçte Özkök'ün bu notu bir hayli mesaj içeriyor...
45 yaşını geçmiş yönetici atılmalı
BU ay, bir “45 yaş soykırımının” kenarından dönüldü.
Olayın perde arkası şöyle:
Geçen ocak ayında, İngiltere’nin prestijli tıp dergisi British Medical Journal’da çok önemli bir bilimsel araştırmanın sonuçları yayınlandı.
Araştırmayı İNSEE adlı kuruluşla, Londra Kolej Üniversitesi birlikte yapmıştı.
45 YAŞINDA MUHAKEME KABİLİYETİ KAYBOLUYOR
Araştırmanın ortaya koyduğu sonuç şuydu:
“İnsan beyni 45 yaşından sonra zayıflamaya başlıyor.”
Bu araştırma uluslararası basının manşetlerine şöyle yansıdı:
“45 yaşında performans düşüyor.”
“Muhakeme kabiliyeti 45 yaşında zayıflıyor.”
Bu başlıklar, bir anda rekabetçi şirketlerin insan kaynaklarında “dogma” haline dönüşmeye başladı.
Sonuçlar çok dehşet vericiydi. Çünkü aynı konuda daha önce yapılan araştırmalar, “Beynin gerilemesinin 60 yaşında başladığını” ortaya koyuyordu.
Oysa, şimdi, kaba bir deyişle, insanın 45 yaşında “bunamaya” başladığı anlamına gelen bir dogma yerleşiyordu.
Şirketlerin insan kaynakları bölümlerini alerte eden ise şuydu:
Bu araştırma İngiltere’de 10 bin 308 yönetici ve çalışan üzerinde yapılmıştı.
Yani direkt çalışan insanları hedef alıyordu.
45 İLE 49 YAŞ ARASINDA 4 YILDA YÜZDE 3.6 GİDİYOR
Araştırma başladıktan 10 yıl sonra ilk sonuçlar gelmişti.
Erkeklerde, 45 ile 49 yaş arasında, yani sadece 4 yıl içinde muhakeme kabiliyeti yüzde 3.6 azalıyordu. 65 ile 70 arasında azalma daha da büyüyor ve yüzde 9.6’yı buluyordu.
Kadınların durumu biraz daha iyi idi. 45-49 arasında onlarda da yüzde 3.6 azalma vardı. Ama 65-70 arasındaki azalma yüzde 7.4’tü.
Kısaca 45 yaşından itibaren, bir insanın muhakeme kabiliyeti azalıyordu.
Öyleyse, bu rekabet ortamında bir şirket, muhakeme kabiliyetini kaybeden personelini niye yerinde tutacaktı?
İnsan kaynakları bölümlerine bomba düşmüştü.
Şirketler artık, 45’ini geçmiş yöneticileriyle el sıkışmalıydı.
Ancaaak...
Gerçeği keşfetmek için buyurun yan tarafa.
Sevgili patronum gençleri at, bizi tut
İŞTE tam bu sırada, Fransa’nın ünlü popüler bilim dergisi Science et Avenir bu araştırmanın üzerine gitti. Araştırmayı yapan INSEE şirketinin müdürü Archana Singh-Manoux’u buldu. Malum makaleyi de o yazmıştı.
Dergi biraz işin üzerine gidince şunu ortaya çıkarıp, nisan sayısında yayınladı:
Araştırma sonunda ortaya çıkan raporun eklerinin dışında yer alan 15 sayfalık bir bölüm vardı.
Makale yayınlanırken bu bölümden hiç söz edilmemişti. Bir anlamda dünyadan saklanmıştı.
Oysa o bölümde şu çok çarpıcı bir başka sonuç vardı:
İŞTE ARAŞTIRMACILARIN BİZDEN SAKLADIĞI 15 SAYFA
“45 yaş sonrası erkeklerin yüzde 25’i, kadınların ise yüzde 30’unda hiçbir muhakeme kaybı gözlenmemişti.”
Erkeklerin yüzde 29’unda, 45 ile 49 yaş arasında hiçbir gerileme tespit edilmemişti. 65 ile 70 arasındaki erkeklerin yüzde 17’sinde de aynı durum söz konusuydu.
Aynı yaş dilimindeki kadınların yüzde 33’ü; 65 ile 70 arasındakilerin ise yüzde 22’sinde, herhangi bir muhakeme gerilemesi gözlenmemişti.
Yani “İnsanlarda 45 yaşında muhakeme zayıflamaya başlar” tezi, herkes için genellenebilir bir sonuç değildi.
Derginin bastırması üzerine, makaleyi kaleme alan Archana Singh-Mannoux pişmanlıkla şunu itiraf etmek zorunda kalmıştı:
“Raporun negatif kısımlarını ön plana çıkararak yanlış yapmışız.”
BEN GAZETECİNİN ATİK OLANINI HİÇ SEVMEM
Ama raporun o bölümü bile şu bilimsel gerçekleri ortadan kaldırmıyor:
Beynimizde 100 milyon nöron ve bunların milyonlarca milyarlık bağlantıları var.
İnsan beyni her 10 yılda, yüzde 2 küçülüyor.
Yağlı madde konusunda ise durum daha vahim. İnsan beyni 30’la 70 yaş arasında, yağlı maddesinin yüzde 10’una yakınını kaybediyor.
Buna karşılık iyi bir haber de var. Beynin emirlerini nakleden sinirleri oluşturan beyaz madde 50 yaşına kadar çoğalmaya devam ediyor.
Bu madde 50 yaşından sonra azalmaya başlıyor. Sonucu şu: Beynin emirleri daha yavaş iletiliyor.
Yani daha ağır hareket ediyorsunuz.
Gazeteciyseniz, hiç mesele değil. Ben, 20 yıl boyunca çok atik ve hızlı davranmanın çok acısını çektim.
Belki de yaşadığımız dönemde, gazetelerin başına daha yaşlı kimseleri getirmekte yarar var.
Ağırdan alırlar, belki haber atlarlar, ama daha az riske girerler.
ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın patronum, sakın beni ciddiye almayın. Bu yazıyı kendime menfaat sağlamak için yazdıysam namerdim. Neticede ben, 60’ını geçmiş, egoist bir gazeteciyim.
Ve Allah kahretsin, hâlâ çok tehlikeli şekilde atiğim!
Ertuğrul Özkök/Hürriyet