30 Mar 2010 17:04 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:12

"SAVCILIĞA YIRTIK DONLA ÇIKTIM!.." YİĞİT KARAMEHMET'TEN BİR MEKTUP DAHA!..

Uyuşturucu nedeniyle tutuklu bulunan Yiğit Karaahmet duruşmasına az bir süre kala yaşadıklarını dile getiren bir mektup kaleme aldı.

TARKAN VE KARDELENLER

Hayatım boyunca hep ünlü olmayı istedim. Çok ünlü... En az Tarkan kadar ünlü.

Daha önce eski Yiğit'e "Kimin kadar ünlü olmak istersin?" diye sorsalar Sibel Can derdim. Önce oryantal sonra assolist. Önce Hakan Ural sonra şen dul.

Ama şimdi anladım ki en az Tarkan kadar ünlü olmak gerekiyormuş bu hayatta. O yüzden çocuklarınızı okutmayın. Bırakın şarkı söylesin, dans etsinler. Çünkü gün gelip de başlarına adli bir olay geldiğinde buna çok ihtiyaçları olacak.

Tarkan'la aynı suçtan göz altına alındık. Aynı binada tutulduk ama birbirinden tamamen farklı iki uygulama yapıldı. Tarkan gözaltında mesnevi okuyup tost yiyebildi. Ben ise içeri kıyafet alınmadığı için savcılığa dört günlük kıyafet ve yırtık pantolonla çıkmak zorunda kaldım.

Hadi yırtık pantolon mevzusunu bir tarafa bırakalım. Tarkan ve diğerleri serbest bırakılırken, ben iki buçuk aydır ceza evindeyim. Aynı suç iddiasına aynı ifadeyi verdik, bizim için de aynı ifadeleri verdiler. Ama aramızda bir fark var herhalde? Tarkan bu olayı koğuştaki 37 ekran tv den takip ederken bu düşündüklerimi sesli dile getirecek oldum. Buradakiler susturdu "Ay sen Tarkan mısın? O tabi tutuklanmayacak." Diye. Hemen sustum. Uzun zamandır sonuçsuz şeyleri tartışmıyorum.

Sakın yanlış anlaşılmasın, burada derdim "ben neden tutuklandım? Tarkan neden serbest? Oda tutuklansın" değil. Elbette Tarkan'ın tutuklanmaması gerekiyordu. O zaman ben neden buradayım diye sormak yanlış mı? Yoksa gerçekten bu ülkede herkes eşit ama bazıları biraz daha mı eşit? Adalet herkes için, ama iyi göbek atıyorsun biraz daha fazla mı adalet?

Tek merak ettiğim şey bu.

Ben bu mektubu aslında ilk önce Hıncal Uluç'a yazmayı istedim. Bu konuyla ilgili çok güzel bir yazı yazdı. Tebrik edecektim ve hislerimi anlatacaktım ama sonra korktum. Zaten yıldızımız onunla pek barışmadı. Şimdi birde en hoşlanmadığı şeyden ceza evindeyim. Daum'a olan tavrı yıllardır sürüyor. Şimdi birde ben girmeyeyim topuzun altına.

Bu arada merak edenler için mahkememe çok az kaldı. Aylardır sabırla, saniyeleri sayarak ve tavana bakarak beklediğim gün yaklaşıkça daha da heyecanlanıyorum. Sizler benim eski tanıdıklarımsınız o yüzden size bir sır vermek istiyorum çünkü buradaki hiç kimseye söyleyemiyorum. İçinde bir yerde çıkmayı ümit ediyorum, biliyor musunuz? Bu tatlı heyecan aklıma geldikçe hemen bu iyi niyeti yok edip kendimi kötüye hazırlamaya çalışıyorum. Burada olay böyle, kendini hep kötüye hazırlamak zorundasın. İyi niyete pek yer yok. Ama içimdeki umudu ne kadar istesem de yok edemiyorum. Kardelen bursuyla okuyan kızlar gibiyim. Pes etmiyor, hep filiz veriyor. Adaletin terazisi gerçekten eşitse, bekleyin minnoşlar. Belki yakında görüşürüz..

Sevgiler

Yiğit k.