29 Mayıs 2019 15:26 Son Güncelleme: 29 Mayıs 2019 17:20

Savcılığa teslim olan Kadri Gürsel cezaevine gönderildi

Eski Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında açılan dava kapsamında, 2 yıl 6 ay hapis cezası onanan gazeteci Kadri Gürsel, denetimli serbestlik hükümleri için cezaevine gönderildi.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Cumhuriyet gazetesi davasında yargılanan Kadri Gürsel için verdiği “kişi güvenliği ve özgürlüğü ile ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiği” kararına rağmen savcılığın 2,5 yıllık hapis hükmünün infazı için kendisini çağırdı. Kadri Gürsel saat 14:00 sıralarında Çağlayan Adliyesi’ne geldi. Gürsel’in işlemlerinin ardından Metris Cezaevi’ne gönderileceği öğrenildi. Gürsel’in denetimli serbestlik işlemlerinin ardından kısa süre sonra tahliye edilmesi bekleniyor.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, eski Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının da arasında bulunduğu 18 sanığa verilen kararların temyiz edildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 19 Şubat'ta verdiği kararla, 18 sanık hakkında, yerel mahkemece verilen hapis cezaları ile beraat hükümlerini usul ve yasaya uygun buldu.

Bu kapsamda, "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" suçundan 2 yıl 6 aylık hapis cezası onanan ve kendisine tebliğ edilen Gürsel, İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek teslim oldu.

Gürsel, infaz müdürülüğündeki işlemlerinin tamamlanmasının ardından, denetimli serbestlik hükümleriyle ilgili işlemlerinin başlatılması için cezaevine gönderildi. Cezaevindeki bu işlemlerin bitmesinin bir, iki günü bulabileceği öğrenildi.

Savcılığa teslim olan Kadri Gürsel cezaevine gönderildi - Resim : 1

Kadri Gürsel, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, "Hakkımdaki 2,5 yıllık hükmün infazı için aldığım çağrıya uyarak bugün Başsavcılığa başvurdum. 11 aylık tutukluluğum, 2,5 yılın hapisteki infaz süresini karşılamaktadır. İnfaz gerekçesiyle yeniden hapsedilmem hukuka aykırıdır. Cumhuriyet davasında verilen 11 aylık süresini tutuklu geçirdiğim 2,5 yıllık hapsin infazı, yasa gereği denetimli serbestlik yoluyla olmak zorundadır. Buna rağmen hapse konulmam söz konusudur." ifadelerini kullandı.

- Yerel mahkemenin kararı

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Nisan 2018'de açıkladığı kararında, Twitter'daki "jeansbiri" hesabının sahibi Ahmet Kemal Aydoğdu'yu "terör örgütüne üye olma" suçundan 10 yıl, "terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" suçundan ise Akın Atalay'ı 7 yıl 13 ay 15 gün, Mehmet Orhan Erinç'i 6 yıl 3 ay, Mehmet Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Aydın Engin'i 7 yıl altışar ay, Hikmet Aslan Çetinkaya'yı da 6 yıl 3 ay hapisle cezalandırmıştı.

Aynı suçtan, sanıklar Bülent Utku'nun 4 yıl 6 ay, Yusuf Emre İper'in 3 yıl 1 ay 15 gün, Kadri Gürsel'in 2 yıl 6 ay, Güray Tekin Öz, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik'in de 3 yıl dokuzar ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmeden heyet, sanıklar Bülent Yener, Günseli Özaltay ve Turhan Günay'ın tüm suçlardan beraatini, firari olan gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ile İlhan Tanır'ın ise dosyalarının ayrılmasını karara bağlamıştı.

-"Hapsedilmem hukuka aykırıdır"

Twitter’dan savcılığa başvurduğunu açıklayan Gürsel şunları kaydetti:

Delilsiz, keyfi biçimde 11 ay hapiste tutulduğum Cumhuriyet soruşturması davasında gazetecilik faaliyetimin suçlanması nedeniyle hakkımda verilen, onanan 2,5 yıllık hapis hükmünün infazı için 20 Mayıs’ta 10 gün içinde savcılıkta olmam istendi.

Hakkımdaki 2,5 yıllık hükmün infazı için aldığım çağrıya uyarak bugün Başsavcılığa başvurdum. 11 aylık tutukluluğum, 2,5 yılın hapisteki infaz süresini karşılamaktadır. İnfaz gerekçesiyle yeniden hapsedilmem hukuka aykırıdır.

Cumhuriyet davasında verilen 11 aylık süresini tutuklu geçirdiğim 2,5 yıllık hapsin infazı, yasa gereği denetimli serbestlik yoluyla olmak zorundadır. Buna rağmen hapse konulmam söz konusudur.

Cumhuriyet davasında verilen ve tutuklulukta peşinen infaz edilmiş olan haksız ve delilsiz hüküm nedeniyle, değil birkaç gün, bir saniye için dahi hapsedilmem hukuken mümkün değildir, olursa, bu hukukun ağır bir ihlalidir.

AYM’nin hak ihlali başvurumdan 28,5 ay sonra nihayet 2 Mayıs’ta verdiği, ifade özgürlüğü hakkımın ihlal edildiği yönündeki kararı, aleyhimdeki sözde delili, dolayısıyla suçlamayı ve mahkumiyeti düşürür niteliktedir.

Aleyhimdeki delili, suçlamayı ve mahkumiyeti hukuken geçersiz kılarak yeniden yargılanıp beraat etmemin yolunu açması gereken AYM kararı varken, tutukluğum sırasında infaz edilmiş bir hüküm için hapsedilmem hukuksuzluğu büyütüyor.

Gazetecilik faaliyetimden dolayı delilsiz, haksız hukuksuz olarak verilmiş ve 11 aylık tutukluluğum ile peşinen, tamamı infaz edilmiş bir hüküm gerekçe gösterilerek hapse konulmam, maruz kaldığım adaletsizliği daha da artırıyor.