Şarkıcı Çelik, yıllar süren suskunluğunu bozdu! Polis, sorguda ne yapmasını istedi?
Şarkıcı Çelik Erişçi yıllar süren suskunluğunu TRT Radyo Haber'de yayınlanan gazeteciler Erdal Kılınç ve Toygun Atilla'nın hazırladığı Türkiye'nin Davası programında bozdu.
Şarkıcı Çelik Erişçi mesleğinin zirvesindeydi. Yaptığı şarkılar
milyonlara ulaşıyordu. Atatürk'e olan sevgisini, bağlılığını,
şarkılarına da yansıtıyordu.2000'li yılların başında bir anda
herşey ters düz oldu. Bir anda hakkında tarikatçı olduğu iddiaları
ortaya atıldı. "Dost Tarikatı" mensubu olduğu öne sürüldü. Ardından
şarkı sözlerinin ve bestelerinin "çalıntı" olduğu iddiası geldi.
Son olarak ise, 2009'da firari FETÖ'cü savcı Zekeriya Öz'ün
hedefiydi. Yakın dostları Necip Hablemitoğlu ve emekli binbaşı
İhsan Güven cinayete kurban gitmiş, Çelik ise yaşıyordu. Bu durum
savcı Öz'e göre manidardı. Çelik Erişçi şüpheliydi. Şarkıcı Çelil
Erişçi yıllar süren suskunluğunu TRT Radyo Haber'de yayınlanan
gazeteciler Erdal Kılınç ve Toygun Atilla'nın hazırladığı
Türkiye'nin Davası'nda bozdu.
FETÖ RADARINA GİREN RÖPORTAJ
Şarkıcı Çelik Erişçi, 1994'te Hürriyet Gazetesi'ne verdiği bir
röportajda "Aydını Eşber Yağmurdereli, sanat güneşi Zeki Müren,
Başbakanı'da Ecevit gibi, cemaat liderlerine kırmızı pasaport veren
bir ülkeden bir şey olmaz" dediğinde henüz 24 yaşındaydı. Bu söz
FETÖ'nün radarına takılıp, hedef olması için yeterliydi. 2002'den
sonra ise ardı ardına sistematik saldırılara maruz kaldı.
"ALGI OPERASYONLARI İLE HEDEF YAPILDIM"
Şarkıcı Çelik Erişçi, TRT Radyo Haberde yayınlanan Türkiye'nin
Davası programında, Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra
"Algı" operasyonlarının farkına vardığını belirterek kendisinin de
FETÖ'nün "Algı" operasyonlarının kurbanı olduğunun altını çizerek,
"Mesala sen dine çok inanıyorsun sana ateist diyorlar. Sen
askersin, seni vatan haninliği ile suçluyorlar, Sen, Atatürkçü'sün
en karşıtı kimse onla suçluyorlar. Ergenekon benim ülkemin destanı
kardeşim. Öyle bir ad koyuyorlar ki, o ad leş oluyor. Tarikat
iddiaları da böyledir, bir isim koyuyor. O senin üstüne
yapışıyor.Halen günümüzün tartışmalarını biz o operasyonlar
üzerinden karşılıyoruz" dedi.
SORGUDA, POLİSLER ŞARKI SÖYLEMESİNİ
İSTEMİŞ
Emekli Binbaşı İhsan Güven'in eşi ile birlikte Tuzla'daki evinde
öldürülmesinden sonra ifade verdiği sırada polislerin kendisinden
şarkı söylemesini istediğini belirterek, "
Polis sorgusunda çok büyük bir psikolojik baskı oluyor. Özü şu, bir
tanesi dedi ki ,"şarkı söylesene bana". Kuş kadar beyni olan biri
orda kameraların olduğunu bilir. Senin kayıt altına alındığını,
karşılıklı iyi yada kötü kişiler tarafından çapraz sorgulandığını
bilir. Onu yaptığı sırada sana “bana şarkı söyler misin” der. Böyle
bir baskı .Arka sonu çok ciddi bir niyet o. Artık dümen suyu neyse
sizi oraya getirecek o. Baskı neyse sizi oraya getirecek o. Baskıyı
hissettim orda."
OPERASYONLARLA SAVUNMASIZ HALE GETİRDİLER
Sistematik "algı" operasyonları ile adeta linç ediliğini söyleyen
Çelik Erişçi, "Ben paramparça edildim medyada. Mesala, bir gazetede
benim ağzımdan “Ben Atatürkçü değilim” diye koca bir manşet atıldı.
Biz bunun gerçek olmadığının kayıtlarını mahkemeye götürdük. Asla
böyle bir şey söylemediğim kayıtlarda ortada. Mahkemeyi kazandık.
Buna rağmen bu manşeti atan gazete tekzibi yayınlamadı.
Yayınlamadılar. Yani sistem kendinizi savunamaz hale getiriyor.
Şöyle düşünün, Ergenekon sonrası operasyonlarda saldırı altında
olanlar kendilerini savunabildiler mi ? Hedef budur.
Karşısındakilerini kendini savunamaz hale getirmek. Ben,
"şarkılarımın çalıntı" olduğu şeklindeki iddialar da dahil tüm
mahkemeleri kazandım. Ama bunu kim biliyor ? Asıl problem şu
hukukla ilgili problem. Ben bunların içerisinde ne teşhis ettim.
Adalet ve hukuk yok mu ? Yandın Kendini ifade edemiyorsun.
Mahkemeye gidiyorsun mahkeme seni haklı buluyor. Belgelerini
çıkartıyorsun, ortaya koyuyorsun. Geliyorsun gazeteye bunu yayınla…
Yayınlamıyor. Nasıl bir güç… Burda çok büyük güç var. "
ATATÜRK ŞARKILARI YAPTIM DİYE ELEŞTİRİLDİM
1994'te yaptığı ve milyonlara ulaşan "Benimle Kal" adlı albümüne
koyduğu "Atatürk" şarkıları nedeniyle eleştirilere maruz kaldığını
belirten Çelik Erişçi, "İlk aldığı tepkilerden sonra gücendim."Ey
Türk Gençliği" halamın oğluna yapılmış, bana yapılmamış gibi bir
tepki görüyorsun. Kardeşim, “Ey Türk Gençliği”. İşte gencim…Bana
söylemiş. "Sana mı kaldı kardeşim Atatürk" böyle eleştirdiler beni.
Ee size kaldıysa 15 Temmuz niye oldu abi ? Böyle çok ciddi bir
problem var. Yani o günlerde bizim büyüğümüz olan ve bize, " niye
bunları söylüyorsun kardeşim diyenler" 15 Temmuz gelince de
dağıldılar bu sefer. O yüzden, toplumdaki herkesin, her
söylediğine ,devlet aklı dediğimiz şey dikkat etmek zorunda.
Bunları dikkate alacak .. 24 yaşında bir çocuk çok ciddi bir şey
söylüyor. Sen onu dikkate almıyorsun. 15 Temmuz’da iş bizim
üstümüze savaş açılması olarak sonuçlanıyor."
"HABLEMİTOĞLU GİBİLERİNİN UYARILARINI DİKKATE ALMAZSSAN 15
TEMMUZ OLUR"
2002'de katledilen Necip Hablemitoğlu'nun toplumu FETÖ konusunda
uyardığının altını çizen Erşiçi, "2002’deki vefatından önce
yazılmış Köstebek isimli Hablemitoğlu’nun kitabı var. Adresleri ile
yazıyor, örgütü. Sen ona dikkat etmezsen, 15 Temmuz oluyor işte.
Edicen mi etmeyecek misin ? Kusur ya da eksik anlamında
söylemiyorum ama günlük hayatın ve devlet aklı gibi düşündüğümüz
toplumumuzun tamamen hayatı maç dizi vs üzerinden kurgulanırsa
senin üstüne 15 Temmuz geldiğinde sen hazırlıksız yakalanırsın.
Halbuki orda, rahmetli Necip Hablemitoğlu canını feda etmiş.
Ülkedekiler zarar görmesin diye"
15 TEMMUZ'U DOĞRU ANLADIK MI ?
"Ama işin realitesi, benim ülkem 15 Temmuz gibi bir olay gördü.
Yani biz bunu ne kadar anladık, anlamadık onu tam bilmiyorum. Neler
oldu, bizim ülke tam anladı mı, anlamadı mı ? Onu da bilmiyorum.
Ama ben çok ciddi bir olay geçirdiğimizi düşünüyorum. Ülke çok
büyük bir saldırı aldı. Bu saldırıdan sonra gördük ki, bizim
ülkemizde hiç farketmediğimiz ittiğimiz ya da operasyonlarla ekarte
edilmiş olan Necip Hablemitoğlu gibi, insanlar var ve bu insanlar
ne olacağını söylemişler. Fakat bizim bunlardan hiç haberimiz
olmamış"
DEVLETİMİN YANINDAYIM
Çelik Erişçi, 15 Temmuz darbe girişimin ardından Yenikapı'da
yapılan "Demokrasi ve Şehitler Mitingine giderek, destek verdiğini
belirterek, "15 Temmuz’dan sonra bir şey anlaşıldı. Senin
devletinin her tarafı ele geçirilmiş. Ele geçirilmediyse de ele
geçirmek için çok büyük hamle yapılmış. Allah’tan da devlet güçlü
bir devlet vatandaşı ile sokakta tankın altına yatanı ile bütün
refleksi ile buna karşı çıktı. Aynı düşünürsün veya düşünmezsin biz
Yenikapı’daki mitinge gidip destek verdik. Bu, "biz devletimizin
yanındayız" demek. Partinin başında kim var? Şu oluşumun başında
kim var ? Bunlar ayrı siyasi tartışmalar. Yani birisi yol yapmak
istiyor, öbürü yol burdan değil de burdan diyor. Bu siyasetle
ilgili bir şey . Yani toplum yönetimi ile ilgili bir şey. Devlet
söz konusu olduğunda… Çağrı şu; “Kardeşim karşımızda bir düşman
var. Beraber duruyor muyuz, durmuyoruz ? Bilinç olarak, vatandaş
olarak, Çelik olarak, her zaman devletimin yanındayım"
SOSYAL MEDYADA BAYRAK RESMİ KOYMAKLA İŞ
ÇÖZÜLMEZ
Toplumsal bilinç ve tavır noktasında eleştirilerde bulunan Erişçi,
"Herkes televizyonun arkasına ya da sosyal medyanın arkasına
saklanıyor, şehitler olduğunda keyfine bakıyor. Orda şehitler var.
Bayrak resmi koyunca iş çözüldü zannediyor. Öyle, olmuyor
ama"
LİNÇ ETMEYİN, DİNLEYİN
Türkiye'de linç kültürünün giderek arttığına ve kendisi gibi
düşünmeyen insanların linç edildiğine vurgu yapan Çelik Erişçi, bir
dönem Aysun Kayacı'nın da benzer bir lince maruz kaldığını
belirterek, "Ülkede biri birşeyler söylediğinde bizim
alışkanlığımız linç. Onu linç edicez. Ne dediğini dinle. Ona değer
ver. O senin vatandaşın. Dinlemeyip linç ediyoruz, yok ediyoruz,
geçip ondan sonra oturuyoruz.Her türlü bilgiyi devlet aklı
değerlendirecek, ona göre yapılanacak, bütün unsurları bilinçli
olacak. Askeri de bilinçli olacak, avukatı da…. Muhalif de, tabi
bilinçli olacak çıkıp televizyona söyleyecek fikrini.. Söyleyecek
ama bu öyle bir muhalefet olacak ki , devletin asli fikri zarar
görmesin"
"BU MEMLEKET İYİ MEMLEKETTİR"
Ülkenin içinde bulunduğu zor şartları atlatacağına inancının tam
olduğunu belirten Çelik Erişçi, "Ama benim inancım şu; Asırlardır
devlet kurma yeteneğine sahip asil ve büyük Türk milleti var. Bu
bir deneyim. Bu 3 günde kazanılmaz. Bu, sadece Kurtuluş savaşında
kazanılmış bir deneyim değil. Bu Hunlar döneminden başlamış. Bu bir
gelenek.
15 Temmuz'da hayal görmediysem tankın altına yatan insan gördüm.
Bizim memleket iyi bir memlekettir. Çok normal adam işi değil o
tankın altına yatmak. Ben gördüm bunu. Evet zor günler geçiyor, ama
biz zor günlerde bir araya gelmeyi ve bu ülke için hep beraber bir
arada durmayı becerebilen bir milletiz diye düşünüyorum"
"BAŞKA 15 TEMMUZLAR YAŞANMASIN. "
15 Temmuz darbe girişiminden sonuçlar çıkartmamız ve bir daha
benzer acılar yaşamamız gerektiğini vurgulayan Çelik Erişçi, "A
harfini bilmeyen birisi adalet hakkında vaaz veriyor televizyonda
.. Olmaz. Dolayısı ile biz televizyonlara kimi çıkartmalıyız, kim
konuşacak ? Bununla ilgili bilinç oluşması lazım. Toplum, bugün bu
geçirdiğimiz olaylardan ders alması lazım . Şimdi bizim 20 tane, 15
Temmuz geçirmemiz lazım. Ayıp olur. Çok büyük hakaret olur
kendimize. 1 tane oldu, artık ona göre önlemini al. İkincisi,
3'ncü, 23'ncü 15 Temmuz'lar olmasın. 23'ncü de, "sen buna
alışmışmışsın" derler. Başka bir şey olur onun adı. Sıkıntı olur
bize. Ben dikkat gerektiğini düşünüyorum"
"HABLEMİTOĞLU GİBİ İNSANLARIN SÖYLEDİKLERİNDEN HABERİMİZ
OLMAMIŞ"
"Ama işin realitesi, benim ülkem 15 Temmuz gibi bir olay gördü.
Yani biz bunu ne kadar anladık, anlamadık onu tam bilmiyorum.
Ama ben çok ciddi bir olay geçirdiğimizi düşünüyorum. Ülke çok
büyük bir saldırı aldı. Bu saldırı da anladık ki, bizim ülkemizde
hiç farketmediğimiz ittiğimiz ya da operasyonlarla ekarte edilmiş
olan Necip Hablemitoğlu gibi, insanlar var ve bu insanlar ne
olacağını söylemişler. Fakat bizim bunlardan hiç haberimiz
olmamış"