25 Mar 2008 11:57
Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:01
SARIKIZ VE AYIŞIĞI'NI "ŞAL OPERASYONU" MU KAPATTI?..OPERASYON KİMLERİN ESERİ?..ERGUN BABAHAN SORUYOR!..
"Cunta yanlısı medya ile SABAH'ın çizgisi arasındaki fark ve SABAH'ın bu çizgisinin önemi çok kolay göze çarpıyor" diyen Sabah Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan bugüne kadar duyulmayan "Şal Operasyonu"nu kamuoyuna tanıttı.
Eğreti demokratlar
Ergenekon ve AK Parti'ye yönelik kapatma davası Türkiye'nin gündemini oluşturdu.
SABAH, böylesi kritik bir dönemde demokrasiden, AB hedefinden şaşmadan bir yayıncılık anlayışı sürdürmeye çalışıyor.
Cunta yanlısı medya ile SABAH'ın çizgisi arasındaki fark ve SABAH'ın bu çizgisinin önemi çok kolay göze çarpıyor.
AK Parti'ye yönelik iddianamede başbakana yönelik iddiaları ayrıntılarıyla sayanlar, Ergenekon operasyonunda gözaltına alınanlar hakkındaki iddiaları okurdan ve kamuoyundan ustaca saklıyor.
Gözaltına alınma saati konusunda haklı olarak ağır eleştirilerde bulunuyorlar ama bu insanların neden gözaltına alındığı konusuna hiç ama hiç değinmiyorlar.
Eğer siz bir kısım medyanın okuruysanız, Sarıkız ve Ayışığı'nın sonuçsuz iki darbe girişiminin adı olduğunu bilmeyebilirsiniz.
İktidara yönelik 2003'ten beri süregelen bir darbe çabası olduğundan hiç haberiniz olmaz.
Sarıkız ve Ayışığı'nı gündeme getirenlerin şu anda kimlerle kol kola olduğu konusunda da bir fikriniz olmaz tabii.
Ümraniye'de bir gecekonduda bulunan el bombalarının Makine Kimya Enstitüsü ürünü olduğu ve ordu malı olduğundan da bihaber kalırsınız..
Türkiye'de düzen böyle yürüyor çünkü.
"Şal Operasyonu" sürekli gündemde.
Laiklik konusunda kaygıları anlamak mümkün ama onların da demokrasi olmadan laikliğin korunamayacağını anlaması gerekir.
Demokratik rejim elden giderse, ülkenin başına ne gibi felaketler geleceğini görmek için kahin olmaya gerek yok.
Ama 1950'den beri demokratik gelişimden rahatsız olanların bunu anlamasına olanak yok tabii.
Bugün geldiğimiz noktayı, "çağdaş Ziya Paşa", Namdar Rahmi Karatay'ın dizeleri en iyi özetliyor aslında. "Selvi gibi ümitler döndü birer iğdeye, geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye" dizeleriyle hatırlayacağınız Karatay, ne güzel anlatmış meramını:
"Böyle kambur Aslı'nın
Topal olur Kerem'i
Tezekten terazinin
Boktan olur dirhemi." ~hs~-->
SABAH, böylesi kritik bir dönemde demokrasiden, AB hedefinden şaşmadan bir yayıncılık anlayışı sürdürmeye çalışıyor.
Cunta yanlısı medya ile SABAH'ın çizgisi arasındaki fark ve SABAH'ın bu çizgisinin önemi çok kolay göze çarpıyor.
AK Parti'ye yönelik iddianamede başbakana yönelik iddiaları ayrıntılarıyla sayanlar, Ergenekon operasyonunda gözaltına alınanlar hakkındaki iddiaları okurdan ve kamuoyundan ustaca saklıyor.
Gözaltına alınma saati konusunda haklı olarak ağır eleştirilerde bulunuyorlar ama bu insanların neden gözaltına alındığı konusuna hiç ama hiç değinmiyorlar.
Eğer siz bir kısım medyanın okuruysanız, Sarıkız ve Ayışığı'nın sonuçsuz iki darbe girişiminin adı olduğunu bilmeyebilirsiniz.
İktidara yönelik 2003'ten beri süregelen bir darbe çabası olduğundan hiç haberiniz olmaz.
Sarıkız ve Ayışığı'nı gündeme getirenlerin şu anda kimlerle kol kola olduğu konusunda da bir fikriniz olmaz tabii.
Ümraniye'de bir gecekonduda bulunan el bombalarının Makine Kimya Enstitüsü ürünü olduğu ve ordu malı olduğundan da bihaber kalırsınız..
Türkiye'de düzen böyle yürüyor çünkü.
"Şal Operasyonu" sürekli gündemde.
Laiklik konusunda kaygıları anlamak mümkün ama onların da demokrasi olmadan laikliğin korunamayacağını anlaması gerekir.
Demokratik rejim elden giderse, ülkenin başına ne gibi felaketler geleceğini görmek için kahin olmaya gerek yok.
Ama 1950'den beri demokratik gelişimden rahatsız olanların bunu anlamasına olanak yok tabii.
Bugün geldiğimiz noktayı, "çağdaş Ziya Paşa", Namdar Rahmi Karatay'ın dizeleri en iyi özetliyor aslında. "Selvi gibi ümitler döndü birer iğdeye, geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye" dizeleriyle hatırlayacağınız Karatay, ne güzel anlatmış meramını:
"Böyle kambur Aslı'nın
Topal olur Kerem'i
Tezekten terazinin
Boktan olur dirhemi." ~hs~-->