19 Şub 2013 16:20 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:02

SARIGÜL TARAF'INDA NELER OLUYOR? 75-80 BİNLERE FIRLAYAN TİRAJ BOTOKS MU?

Yeni Akit yazarı Hasan Karakaya, Oral Çalışlar'ın Genel Yayın Yönetmenliği'ne getirildiği Taraf'ta yaşanan gelişmeleri köşesine taşıdı...

CHP cephesi belli… Sarıgül Taraf’ında neler oluyor?

Bir zamanlar Cumhuriyet’te yazan Oral Çalışlar’ın, Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği’ne geçtiğini öğrenince, arayıp, “Hayırlı olsun” demeyi düşünmüştüm…
Öyle ya; zaman zaman çeşitli platformlarda karşılaşıyor, hiç olmazsa birbirimize hal-hatır soruyoruz…

İşte bu yüzden aramak istedim…
Ama araya başka işler girince aramayı unuttum…
Önceki günkü Zaman gazetesinde, Oral Çalışlar’la yapılmış röportajı okuyunca; bazılarının, “Zaman, Oral Çalışlar’ı parlatmaya mı çalışıyor” demesinin aksine, ben bunu “meslektaş dayanışması” olarak yorumladım…
Zaten, Çalışlar’ın “insani yönü”nü öne çıkarmışlar… Çalışlar’ın, Nuriye Akman’a verdiği röportaj şöyle sunulmuş;
“O transfer ücreti almayan, işyerine şehir hatları vapuru ile gidip gelen bir Genel Yayın Yönetmeni. Taraf’ın yeni lideri Oral Çalışlar, kendisine bir yıllık bir süre tanıyor… Bu süreçte gazetenin yaşadığı mali sıkıntılar aşılamazsa, kendisinden beklenen abilik görevini bırakacak… ‘Zaten yaşım da kemale eriyor artık, temposu bu kadar ağır bir yükü daha fazla taşıyamam’ diyor. Taraf’ın misyonu tamamlandı diye düşünenlere ‘Ben misyoner değilim’ hatırlatmasını yapıyor.”

SİLİKONLU TİRAJLAR!
İşte bu röportajı; “Zaman, Çalışlar’ı parlatıyor!” ya da “Zaman, Taraf’a kıyak yapıyor” diye yorumlamak, biraz olayı çarpıtmak gibi geldi bana… Çünkü Zaman’da, zaman zaman “gazete yöneticileri” ile röportajlar yapılıyor.
Her neyse, mevzu bu değil…
Mevzu, Taraf’taki gelişmeler…
Bilmem farkında mısınız;
Ahmet Altan ve ekibi Taraf’tan ayrıldıktan sonra, “gazetenin tirajı birden bire artmaya” başladı…

“40-45 bin”lerde seyreden “tiraj”ın, hem de Altan’ın gittiği hafta, “iki misli”ne çıkıp, “75-80 bin”lere ulaşması, bana pek inandırıcı gelmedi.
Demek ki;
Birçok gazete gibi, Taraf da “tiraj köpürtmesi” yaptı, ya da “köpük tiraj”a bel bağladı…
Bazı gazeteler, maalesef bunu yapıyor..
Meselâ, bir gazete “35 bin” basıyor, ama “70 bin” satıyor!!! Ya da, “3-5 bin” basıp, tirajını “50-55 bin” gösteren gazeteler var!..
Sorsan, “abone” diyecekler!..
İyi de;
Göster “abone listesi”ni!..
Gösteremiyorlar!..
Taraf”ın da böyle bir yol izleyip izlemediğini bilmiyorum… Ama, “40-45 bin”lerden bir anda “75-80 bin”lere fırlaması, pek de inandırıcı gelmedi bana!..
Gel de inan!..

“Ergenekon ve Balyoz Darbe Plânla-rı”nı yayınladığı günlerde bile “60 bin” satmayan bir gazetenin, hiçbir “atraksiyon” ve “Türkiye’yi sarsan” hiçbir haber yapmadan 75-80 binlere fırlaması, biraz “botoks”, biraz “silikon” gibi geldi bana!..
İyi hoş da;
“Botoks” ve “Silikon” yaptırıp, “köfte dudaklı, montofon memeli” hâle gelip, “güzelleştiğini” sanan bazı kadınlar gibi, Taraf da niye “güzelleşmek” istedi acaba?..
Amaçları “daha fazla reklâm” alabilmek mi, yoksa “cazibe”lerini artırıp, “satış fiyatını yükseltmek” mi?..

SARIGÜL PAZARLAMASI!
Derkeeen…
Oral Çalışlar’ın eski gazetesi Cumhuriyet’in dünkü manşetinde yer alan haber çekti dikkatimi…
Cumhuriyet; “Partiler, İstanbul Büyükşehir adayları için anket üstüne anket yapıyor” diyor ve ekliyordu;
“CHP anketi Sarıgül diyor.”
Haber, şöyle devam ediyordu;
“Erdoğan’ı yenmek için İstanbul’u kazanmak şart” düşüncesiyle hareket eden CHP’nin yaptırdığı “anket”lerden Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’e yüzde 40’ları bulan bir destek çıktı… Gürsel Tekin ve Akif Hamzaçebi’nin oy oranları ise “yüzde 5 düzeyinde” kaldı!..

Hani; “Zaman, Oral Çalışlar ve Taraf’ı parlatıyor” diyenler vardı ya, gelsinler de “parlatma” ve “pazarlama” nasıl yapılırmış, görsünler!..
“Anket sonuçları”nı yorumlayan Cumhuriyet, ne demiş biliyor musunuz;
“Anketler AKP karşısında en iddialı adayın Sarıgül olacağı kanaatini pekiştirdi!.. Sarıgül; CHP seçmeninin yanı sıra MHP ve hatta BDP seçmeninden de oy alabilir!”
Kim ne derse desin;
Cumhuriyet’in haberi bir “parlatma”dır, “pompalama”dır, “pazarlama”dır!..
Resmen ve alenen;
“Sarıgül’ü pazarlıyorlar!”

GÜRSEL TEKİN’İN YAĞLARI!
Ne yalan söyleyeyim;
Cumhuriyet’in haberini okuyunca, Gürsel Tekin adına üzüldüm…
Demek oluyor ki, “Kılıçdaroğlu’na çektiği yağlar” boşa gidecek…
Ocak ayının son günlerinde TRT Türk’te yayınlanan Görüş Farkı programına katılan Gürsel Tekin; İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in sözlerinin ardından parti içinde yaşanan “ulusalcı” tartışmasını değerlendirmiş ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunun tehlikede olduğu yorumlarının gerçeği yansıtmadığını savunmuştu…
Demişti ki;
“Partinin asıl sahipleri il başkanları, kurultay delegeleridir. Sayın Kılıçdaroğlu, tabanda, örgütte Atatürk’ten sonra en güçlü liderdir. Buna Rahmetli Ecevit’i de katıyorum. Bunları 30 yıldır bütün kademelerde görev yapmış biri olarak söylüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu’nu devirmeye kimsenin gücü yetmez.”
Demek oluyor ki;
“Kılıçdaroğlu’na yağ çekme”nin, CHP teşkilatında ve kamuoyunda bir karşılığı yok…
Gürsel Tekin adına üzüldüm…

SARIGÜL TARAF’I ALIYOR!
Biliyorum, diyeceksiniz ki;
“Zaman’daki röportajdan, gazete tirajlarına… Taraf’tan başlayıp, Cumhuriyet’in haberine… Oral Çalışlar’dan başlayıp, Mustafa Sarıgül’e geldin… İyi de, bütün bunlarla Sarıgül’ün ilgisi ne?”
İlgisi şurada efendim;
Kafasına, önce “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı”nı, sonra da “CHP Genel Başkanlığı”nı koyan Mustafa Sarıgül, şu günlerde “Taraf’la pazarlık” halindeymiş!..
Hatta, pazarlık son aşamasına gelmiş… Taraf’ın sahibi Başar Aslan ile Mustafa Sarıgül anlaşmışlar ve “el sıkışma” aşamasına gelmişler.
Anlayacağınız;
Mustafa Sarıgül, Taraf’a “ortak” oluyor… Artık “ortak” mı oluyor, yoksa “sahip” mi, orası tartışılır ama, galiba görüntüde Başar Aslan sahip olacak ama işleri “Sarıgül adına” yürütecek…
Tabiî, asıl patron Mustafa Sarıgül!..
Haa, bu arada;
Başar Aslan’ın, bir de “televizyon” projesi varmış… Hem “maddi sıkıntı” içinde, hem de “televizyon” peşinde!..
Hem “maaş”ları ödeyemiyor, hem de Taraf’ın yanı sıra “ekonomi gazetesi” çıkarma hayalinde!..
Peki, nasıl oluyor bu?..
Dedik ya;
“Mustafa Sarıgül’ün medya desteğine, Taraf’ın da Sarıgül’ün parasal desteğine ihtiyacı var!”
“Tencere” ve “kapak” misali birbirlerini bulmuşlar… Anlaşmaları çok yakın!..

ALTERNATİF APERATİFLER!
Öyle zannediyorum ki;
“Tayyip Erdoğan’a karşı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyen” ancak umduklarını bulamayan çevreler, bundan sonra da Mustafa Sarıgül’e destek verecekler.
Nedendir bilinmez;
“Tayyip Erdoğan’a alternatif” aramaktan bir türlü vazgeçmiyorlar…
Aynısını 2009’da da yapmışlardı…
Ne var ki;
Hepsi de “acınacak” hâllere düşmüşlerdi.
Meselâ, 2009’da yapılan “anket”lerde; “emanetçi”likten başka hiçbir özelliği olmayan Hüsamettin Cindoruk’un DP’si yüzde 3.3 civarında görünüyordu…
Hangi akla hizmetle Rahşan Hanım’a “evet” deyip DSHP’nin başına geçen Hulki Cevizoğlu’nun oy oranı yüzde 2.2 civarında idi… “İlk seçimde tek başıma iktidar olmazsam siyaseti bırakırım” diyen Mustafa Sarıgül’ün TDH’si yüzde 1.7 civarında idi!..
AK Parti’den niçin ayrıldığını hâlâ çözemediğim Abdüllatif Şener’in TP’si “binde iki” civarında, “Bir kibrit çakıp, Samanyolu’nu yakarım” diyerek “Kurtlar Vadisi’nin Cevat’ı”na özenen Osman Pamukoğlu’nun HEPAR’ı, “binde 3” civarındaydı, iyi mi?..
Sizin anlayacağınız, “alternatif”ler yerlerde sürünüyordu… Bunlardan, değil alternatif, “aperatif” bile olmazdı…
Hepsi birleşip bir “kooperatif” kursalar, onu bile yönetemezlerdi…
Ama, “medya”nın ve “bazı mahfil”lerin alternatif arayışları bir türlü bitmiyordu…
Dün;
Baykal’a karşı Kılıçdaroğlu,
Bugün;
Kılıçdaroğlu’na karşı Sarıgül!..
Tabiî, asıl aradıkları;
“Erdoğan’a alternatif!”

SARIGÜL’E BEL BAĞLANIR MI?
Görünen o ki;
Bundan böyle Sarıgül’ü pohpohlayacaklar, yaldızlayacaklar, parlatacaklar ve “Erdoğan’a alternatif” diye pazarlayacaklar!..
Ne var ki;
Hiç kimse “dün”ü unutmasın…
Tarih, 24 Kasım 2009…
Türkiye Değişim Hareketi’nin Başkanı Mustafa Sarıgül, o günlerde Habertürk ekranlarında Fatih Altaylı’nın sorularına cevap veriyor…
Mustafa Sarıgül’ün verdiği “söz”ler şunlardı:
“550 milletvekili adayının yüzde 30’u, yani 155 tanesi bayan olacak ve seçilecek yerlerden aday gösterilecek.”
“İlk seçimde iktidara gelmezsek; sadece genel başkanlığı değil, siyaseti de bırakırım…”
“Partinin kuruluş dilekçesini vermek üzere Ankara’ya gittiğimizde, bizi 50 bin kişi değil de 5 bin kişi karşılarsa, bu iş yürümez demektir.”
“Oyumuz yüzde 17 ile yüzde 47 arasında olacaktır!.. Başbakanlık; Kasımpaşa’dan Şişli’ye geçecektir!..”
“O günlerde; bunları yazın bir kenara” demiştim… Çünkü biz, dün “söz” verip de bugün “kıvırtan” çok politikacı görmüştük… Bakalım, Mustafa Sarıgül hangi “bahane”lere sığınacaktı?..
Demeye kalmamış;
Bu kadar “iddialı” konuşan bir adam, 22 Haziran 2010’da “havlu atmıştı” biliyor musunuz?..
Demek ki, “gözü” yememişti… “Parti kurmaktan vazgeçtiğini, CHP’ye fırsat tanıyacağını” açıklamıştı…
İşin özü, kendisine “umut” bağlayanları satmıştı!..

TARAF SATMAZ, SARIGÜL SATAR!
Bütün bunları aktardım ki;
“Kadir Topbaş’a karşı Mustafa Sarıgül’ü pazarlamak” isteyenler, bir defa daha düşünsünler!..
Çünkü efendim; Taraf’ın ne kadar “sattığını” hemen herkes gibi, bizler de gayet iyi biliyoruz…
Ama;
Sarıgül’ün, kendisine bel bağlayanları “ne zaman satacağı” hiç belli olmaz!..
Dün TDH’lileri sattı,
Yarın da CHP’lileri satar!..
Nasıl şişirirlerse şişirsinler,
Taraf 30-40 binden fazla satmaz,
Ama Sarıgül milyonları satar!..
Daha önce sattığı gibi!..

Adında “halk” var ama “halkçı” değiller! Konu biraz bayatladı, aktüalitesini kaybetti ama, yine de yazmadan edemedim… Efendim; İngiltere Muhafazakâr Partisi’nin Enfield Belediye Meclisi Üyesi Rum kökenli Chris Joannides, sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki sayfasında çarşaflı Müslüman bir kadını çöp torbasına benzetince partiden ihraç edilmiş…

Lütfen dikkat; bu kararı Muhafazakar Parti almış, İşçi Partisi değil… Umarız; bu tavır Türkiye’deki partilere de örnek olur ve kendilerine bir “ders” çıkarırlar… Ama bizim memlekette maalesef zihniyet çok farklı… Bakın, her ne kadar sosyal demokrat olduğunu ileri sürse de Cumhuriyet’in kuruluş ilkelerine bağlılık açısından Türkiye’nin en muhafazakâr partisi olan CHP’nin bir vekilinin söylediklerine…

Süheyl Batum’dan söz ediyorum… Kendisi milliyetçiliğe karşı ama, ulusalcı!.. İşte bu Süheyl Batum, demiş ki;
“Tüm dünya bilir; istatistikler senin söyletmek istediğini söyler. Şimdi kamuda türbana karşıyız, ama şahsen bana ne, senin türban mı yoksa başörtüsü mü taktığından. Ama devletin düzenini halk istiyor diye değiştiremezsin.”
Görüyorsunuz ya; halkın isteği bir şey ifade etmiyor beyefendi için!.. Önemli olan “halk”ın ne istediği değil, “devlet”in ne dayattığı!..

Bunların “halkçı”lıkları da, “demokrat”lıkları da palavra!..

Hasan Karakaya/Yeni Akit