"SANSÜRCÜ MOLLA!..SERDAR TURGUT RTÜK BAŞKANI ZAHİT AKMAN'A FENA YÜKLENDİ!..
Adam halkın beğenisini çok kazanmış diziyi bir kalemde silip attı.Üstelik neyi nasıl yaptığı konusunda bir araba yalan da söylüyor.`Sansürcü molla´ görevini başarıyla yapar, göze girerse `molla´dan `Ayetullah´a bile terfi eder haspa.
Birçok toplumda beğenileri, genel kültürel ortamı yönlendiren, belirleyen insanlar vardır. Burada toplum derken sadece gelişmiş ülkeleri kastetmiyorum. Kenya´daki Masai Mara kabilesinde bile durum budur. Masai Mara´ların arasında bir kişi saygınlığı ve bilgisi ile ön plana çıkar, kabilesinin yaşama kültürünü belirleyici, yönlendirici olur.
Ülkeler arasında bir tek Türkiye´de bu tür kişiler bileklerinin hakkıyla yaptıkları işi hak etmezler ve o göreve `Kanun Hükmünde Kararname´yle atanırlar. RTÜK denilen kurum ve başındaki kişi bizlerin neyi seyredip neyi seyredemeyeceğimizi, hangi haberi nasıl alabileceğimizi belirlemeye çalışıyor. Masai Mara kabilesindeki göreve atanma kriterleri burada geçerli değil. Adamın bilgisi, kültürü, medeniyet düzeyi nedir, benim, sizin tercihlerimizi belirleme hakkını neden ona vermeyi kabul etmemiz gerekiyor ki; bu konuda tek bir ipucu yok. Birçok toplumda bu tür beğenileri yönlendirenlere, tercihleri belirleyen kişilere çeşitli adlar verilebilir. İster `trend-setter´, isterseniz `culture guru´ deyin, ne derseniz deyin, onların ortak yönü, tercihler piyasasındaki belirleyici olma rolünü bileklerinin hakkıyla almış olmalarıdır.
Bizde hak ederek görevi almak gibi bir şey söz konusu olmadığından. o kişiye ne ad vereceğimi de tam bilemedim. Sonra, bizdekine `tercih mollası´ denilmesinin doğru olacağını düşündüm. Bu `molla´ lafı, adın takıldığı adamın yaşam ve düşünüş biçimine uygundur. Yakın çevresi onun `molla´ diye çağrılmaktan çok hoşlandığını söylüyor zaten. Bunun dışında `tercih mollası´ sıfatı günümüzün anlam ve önemine uygun bir görev tanımıdır. Çünkü RTÜK Başkanı lafının görev tanımı ne olursa olsun yine de modern bir algılanma tınısı olabilir. Şimdiki başkanın görevi yapma biçimi, davranışları ve hayata bakış biçimi `molla´ tanımına cuk oturuyor.
Adam halkın beğenisini çok kazanmış diziyi bir kalemde silip attı. Üstelik neyi nasıl yaptığı konusunda bir araba yalan da söylüyor. Şahitler olmasa, yalanını da yutacağız. Bakın görün; bu `molla´ durmayacak, özgür irademize devamlı müdahale edecek, tercih hakkımızı elimizden alacak. Çünkü alışmış kudurmuştan beterdir. Adam yıllardır sürmüş olan ezilmişliğinin, itip kakılmışlığının öcünü alıyor. Kendisini dindar olarak tanımlıyor ya; dindar değil diye gördüklerine karşı savaş açmış durumda. `Sansürcü molla´ görevini başarıyla yapar, göze girerse `molla´dan `Ayetullah´a bile terfi eder haspa. İşte böyle bir durumda böyle bir ülke yapıldı Türkiye...
Siz cumhurbaşkanlığını, seçimi filan tartışın bakalım istediğiniz kadar... Şunu unutmayın ki; ülkeye asıl kötülük küçük adamlar, kifayetsiz muhterislerden gelir. Efendileri işlerine yaradıkları sürece besler onları. Sonra bir tekmeyle hak ettikleri kulübelerine sokarlar tekrar. Olan biten bu Türkiye´de... `Molla´ zihniyetinin özgür düşünceli insanlara karşı açmış olduğu bir savaş var ortada. Bu aynı zamanda sınıfsal bir savaştır da... Özgür düşünceli insanlar tarafında, modern Türkiye´nin bu ülkeyi yükleyip geleceğe taşıyacak insanları bulunuyor. Tek istedikleri, özgür bir demokraside tercih haklarının elinden alınmaması. Öteki tarafta ise tasması başkalarının elinde olan, hayatları boyunca itilmiş, kakılmış `RTÜK mollası´, sansürcü gibi adamlar yer alıyor. Tercih sizin... `Molla´nın arzuladığı türde bir ülkede yaşamak istemiyorsanız, bu insanlara karşı direnin, yasal haklarınıza ve yaşam tercihlerinize sahip çıkın. Çünkü `moll