Sanki tepkiler test ediliyor! Yeni bir “Gezi Olayı” çıkar mı?

Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasından dolayı oluşan kitlesel tepkilerin yeni bir “Gezi olayı” na dönüşüp, dönüşmeme ihtimalini analiz etti…

Efendim; Ortada bana göre tuhaf bir durum var. Birinin bu tepkilerin doğabileceğini öngörememesi mümkün olmayacağına göre acaba “0 halde bunlar zaten istenen tepkiler miydi?” diye bile sorulabilir. (Yoksa ben mi yanılıyorum. Ortalık öngörüsüz kaynıyor da!) Öyle ki sen bunca zaman muhtemel bir “Gezi fobisi” ile yaşa, üç kişi bir araya gelse “Bunlar yeni bir Gezi olayı peşindeler mi?” diye kuşkulan, sonra git bu tarz büyük toplumsal olaylara yol açabilecek tepkilere meydan ver. Olacak şey değil!..

Bunu bir süre önce uyarı amaçlı ben söyleseydim “Vay sen ne demek istiyorsun?” diye ensemde boza pişirirlerdi herhalde. O halde böylesi tepkileri tetikleyeceğini bildikleri halde niye bu gözaltı dalgasını başlatarak buna fırsat verdiler acaba? Akıl edememekten mi yoksa tam tersine bile isteye mi? Ya da belli bir raddeye kadar göze mi alındı?..

Birkaç İhtimal Olabilir!..

Dünkü Süreçten CHP - İmamoğlu Kârlı Çıkar! Yeni ‘Mağdur Lider Tasarımı’ mı Hazırlanıyor?başlıklı yazımda anlatmaya çalıştığım gibi olayın zamanla ortaya çıkacak bambaşka hedefleri olabileceğini zaten belirtmiştim. Şimdi sorumuzu soralım; “Buradan Yeni Bir “Gezi Olayı” Çıkar mı?..”

Önce bunu cevaplamaya çalışayım. Kesinlikle “Çıkar” diyemeyeceğim gibi kesinlikle “Çıkmaz” da diyemem. Fakat potansiyel olarak mümkün. Daha doğrusu belli şartlara bağlı. Birincisi; dün dediğim gibi devlet içinde “Derin bir yapı” ya da klik yeni bir yol ayrımı doğduğunu, Tayyip Erdoğan’ın misyonunu tamamladığını, bunun için alternatif bir “Mağdur lider” olarak Ekrem İmamoğlu’nun hazırlandığını, Erdoğan yıpratılırken diğerinin parlatmak istediğini düşündüğünü söylemiştim. Halende o fikirdeyim.

O yüzden şayet Erdoğan iyice yıpratılmak hatta mümkünse iktidardan uzaklaştırılmak isteniyorsa gösterilerin dozu arttırılmak istenebilir. (Ancak ben bu yapının mümkün olduğu kadar –şimdilik- “Yumuşak geçiş” istediğini, ilk hedefin Erdoğan’ı “Baskın bir erken seçim” e toplumsal dengeleri de fazla sarsmadan zorlamak olduğunu, imajı iyice güçlenmiş İmamoğlu’nun ve CHP’nin yeni restorasyon misyonu ile sahaya sürüleceğini düşünüyorum. O yüzden gösterilerin şu an için “Kontrollü” olduğunu, daha üst boyutlara sıçramamasına çalışıldığını söyleyebilirim.

Provokasyona Dikkat!..

Ancak bunun istisnaları da var. Kitle hareketleri tehlikelidir. Mümkünse onunla oynanmamalıdır. O yüzden birincisi olaylar kontrolden çıkabilir ve “Spontane” (Kendiliğinden) boyutu daha ön plana çıkabilir. Kitle denen olgunun kendi aklı olmadığı için tamamen içgüdüsel duygularla hareket edebilir. Öfke ana yakıtıdır. Kitle hareketleri sel gibidir. Baraj yıkılırsa önüne kattığı her şeyi sürükler!..

İkincisi olayları yönlendiren odak şu ana kadarki eylemlerle istedikleri sonucu alamayacaklarını görürlerse dozu arttırabilirler. Yahut karşıt bir odak -devlet içindeki ekipler savaşından faydalanarak- belli provokatif hareketler tezgâhlayabilir. Etki – tepki yasasından faydalanarak bazı şiddet hareketleri kışkırtılır yahut doğrudan tertiplenebilir. Artık kısmetinize ne çıkarsa!..

“Hassas Sinirler”e Dokunabilirler!..

Şimdilik olmayan yakıp – yıkma, muhtelif vandallık hareketleri, polisle daha sert çatışmalar, yaralanmalar hatta ölümlerle ortam iyice kızıştırılabilir. Ortama “Kan” bulaştırmak isteyebilirler. En olumsuz senaryo budur!..

“Türkiye Komplolar ve Provokasyonlar Tarihi” üzerine yoğunlaşmış ve bu konuda kitabı da olan bir yazar olarak bunu rahatlıkla ve ikaz amaçlı söyleyebilirim. Bu işler -maalesef- küçük bir kıvılcıma bakar. Bu işin uzmanı “Profesyonel odaklar” bunu bilir ve “Hassas sinirler” i kaşırlar!..

Tepkiler mi Test Ediliyor?..

Ancak şu an için (Eğer kademeli bir plan hazır değilse ya da uyulmuyorsa) tüm tarafların nabzı ölçtüğünü, tepkilerin yoğunluğuna göre bir strateji çizeceklerini düşünüyorum. Bu anlamda aynı odak veya odakların tepkileri “Test ettiklerini” bile söyleyebilirim. Bundan sonra izleyecekleri yolu ona göre çizeceklerini söyleyebilirim.

Eğer olaylar kafalarındaki limitleri aşmamışsa geri adım atmayacaklardır. Eğer aşarsa politikalarını revize ederler. Şu an gözlem, veri toplama ve değerlendirme aşamasındalar. Ondan sonrası bahtınıza kalmış!..

Yeni Bir Gezi Olur mu?..

Şu an için olaylar nerelere kadar sıçrar, sıçrar mı, daha da alevlenir mi, söner mi meçhul. (Hatta İmamoğlu’nun ve içerdekilerin kaderi bile bir ölçüde buna bağlı diyebilirim) Alınabilecek tavırlar ortaya çıkacak eğilime ve doza göre şekillenecektir. Eğer tepkiler kontrol edilebilir ya da bastırılabilir bulunursa baskı politikası daha da sertleşebilir, riskli ve tehlikeli bulunur ise daha yumuşak formüller gündeme gelebilir. Burada ters orantı vardır. Şu an yaşanan iki ucu keskin bıçak durumudur…

Bilemiyorum; gerçekten buradan bir “Gezi” çıkar mı? Çıkabilir de, çıkmayabilir de. (Kişisel eğilimim bir kitle hareketi yükselişi olsa da bunun bir “Gezi” ye dönüşmeyeceği yönündedir. Gene de kesindir diyemem. İmamoğlu’nun akıbetine göre sertleşip yumuşayabilir) Lakin emin olduğum bir durum var. Olaylar bir kez belli bir noktaya gelirse –şu veya bu yönde- oradan her şeyi çıkarmaya meyyal kesim ve odaklar her zaman olacaktır. Dolayısıyla olayların bundan sonra alacağı boyut önemlidir. Şu kadarını söyleyeyim: bazı açılardan kritik bir aşamaya girdik. Lütfen dikkat!..

21. 03. 2025

NOT: Dün bir yakınımla sohbet ediyordum. Bana olayların daha da sertleşip sertleşemeyeceğini sordu. Onu sakinleştirici birkaç şey söyledim. Öyle politika ile ilgili bir tip değildir. Ancak toplumda gidişatı merak eden çok sayıda kişi var anladığım kadarıyla. Fakat onların asıl kaygısının İmamoğlu’na ne olacağı değil, daha ziyade ekonominin gidişatını, dövizi, altını, piyasaları, çarşıyı pazarı nasıl etkileyeceği sanırım. Toplumun endişeleri çok farklı galiba!..