29 Ara 2008 12:06 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:27

'SANA NE LAN!..' ÇİĞDEM ANAD'IN FATİH ÜREK'E SORDUĞU SORU ORAY EĞİN'İ FENA KIZDIRDI!..

Çiğdem Anad, geçen hafta 'Haydi Gel Benimle Ol'a konuk olan Fatih ürek'e "Kadınlara mı erkeklere mi âşık olursun" diye sormuştu


Bunun adı sıradan faşizm



Bir zamanlar Baki Koşar isimli bir muhabir vardı CNN Türk´te. Baki, eşcinselliğini gizlemeyen bir gazeteciydi. Ancak çalıştığı yerlerdeki işlerinde "eşcinsellik temalı haberlerden sorumlu" falan değildi. Batman doğumlu olduğundan Güneydoğu´yu da iyi bilen bir gazeteciydi. Bu tarafı ekrandaki haberciliğinde daha ağırlıklıydı.

Çeşitli yerlerde çalıştıktan sonra CNN Türk´te "Bir Baki Koşar Haberi" sloganıyla kendisini parlatan haberler yapmıştı. Haber merkezinin yıldızıydı.

Baki Koşar bir gün Taksim Meydanı´nda bir çocukla tanışmıştı. Beraber eve gitmişler, çocuk Baki´yi zehirlemiş ve evindeki eşyaları çalmış. O zamanlar anlattığına göre 24 saat baygın kalmış Baki. Haber merkezi de aramış ulaşamamış.

Baki ortaya çıktığında CNN Türk yönetimine sıradan bir yalan uydurmuş ortadan kaybolmasıyla ilgili. Söyleyememiş Taksim Meydanı´ndan birini kaldırdığını. Utanmış. Yargısız infazdan korkmuş, saklamış.

Konu tam kapanmıştı ki, bugün adı Ergenekon´la anılan Vedat Yenerer adlı bir zavallı, internet sitesinde Baki´nin olayını deşifre etti. Bu Yenerer´in insanların özel hayatına ilişkin sapkın bir merakı vardır. Kimi gazetecilere ait seks kasetlerini saklar kasasında, zamanı geldiğinde bunları tehdit unsuru olarak kullanır.

Aynı şekilde, Baki Koşar´ın da durumunu muhatabını küçük düşürecek şekilde internet sitesinde yazdı.

Olay da CNN Türk koridorlarında patladı tabii ki.

Baki Koşar´ı önce kızağa çektiler. Sonra heyetler kuruldu, sorgulamalar başladı, yöneticiler Baki Koşar´ın özel hayatını deşifre etme çabasına giriştiler.

Oysa CNN Türk´ün eski Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav´ın da evine hırsız girmiş, dizüstü bilgisayarı çalınmıştı. Boratav böyle bir sorgulamaya tabi tutulmadı. Ne de olsa heteroseksüeldi ve erkek medyada "azınlık" olamazdı.

Baki´ye karşı yapılan bir tür cadı avıydı. Peki bu cadı avını kim yönetiyordu dersiniz?

Tabii ki o dönem haber merkezinin başındaki Çiğdem Anad.

Anad, Baki Koşar öldürüdükten sonra bu konu açıldığında kendisini "Baki bana yalan söyledi, Emniyet kayıtlarında farklı şeyler söylemişti, Emniyet´e karşı mahcup oldum" diye anlatmıştı. Onun polise rapor veren bir gazeteci olduğunu ve Emniyet´e karşı mahcup olmanın onun için her şeyin üstünde olduğunu o zaman öğrenmiştim.

Oysa hepimiz biliyorduk ki Baki Koşar eşcinsel olduğu için işten atılmıştı. Evinin nasıl soyulduğunu, başına neler geldiğini söylememesi de son derece normaldi. Çünkü ortaya çıksa atılacağını biliyordu; muhabir maaşıyla geçindiği için bu iş onun için çok önemliydi.

Ortaya çıkınca da atılmıştı nitekim. O zamanın parasıyla 9 milyar verip susturmuşlardı.

Üzerinden yıllar geçtikten sonra Baki Koşar´ın atılmasını yeniden gündeme getirmem boşuna değil.

Bugüne kadar bu skandalın "tekil" bir vak´a olduğu, Baki´nin de kurban edildiği düşünülebilirdi.

Ama geçen hafta anladım ki Baki´ye yapılan "sistematik" bir faşizmin yansımasıymış. Ve bu bir kanalın değil bir şahsın bireysel düşmanlığından, homofobisi ve cinsiyet ırkçılığından kaynaklanıyormuş.

Bütün taşların yerli yerine oturması için Çiğdem Anad´ın geçen hafta Fatih Ürek´e "Kadınlara mı erkeklere mi âşık oluyor musun?" diye sorması yetti.

Fatih Ürek, çok güzel çevirdi bu lafı ama normalde Anad´ın hak ettiği "Sana ne lan" diye okkalı bir yanıttı. Ne eksik ne fazla. Tam dozunda bir "Sana ne lan!"

Ondan ötesi gündelik hayat faşizmine girer çünkü. Bu hastalıklı Nazi kafasının ürünü bir sorudur. İnsanları ayırmak fişlemek demektir. Meslek etik´iyle bağdaşmadığı gibi, kanunen de büyük bir suçtur.

Peki bu çürümüşlüğe karşı ne yapılacak?

Herkese eşit mesafeyle yaklaşmasına alıştığımız bir kanalda kabul görmüş müdür bu soru; içtenlikle merak ediyorum. Erman Bey, ne dersiniz?

Peki bu soruyu büyük övünçlere "malzeme bulduk" diye sayfalarına taşıyan gazeteler, İnternet siteleri ne vahim bir suça ortak olduklarının farkında mıdır?

Maalesef değildir. Çiğdem Anad da yaptığının faşizm olduğunu düşünmüyordur zaten.

Zaten cehalet dediğimiz de tam böyle bir şeydir.



ORAY EĞİN/AKŞAM