10 Ağu 2013 09:01 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:20

ŞAMİL TAYYAR 'ŞU AN BAŞBAKAN İÇERİDE OLABİLİRDİ'

AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar: "Darbe davaları açılmasaydı Başbakan cezaevinde olurdu"

AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar, Ergenekon davasındaki kararların vesayet rejimi ve darbeci zihniyete en ağır darbeyi indirdiğini söyledi. Derin yapının tamamen tasfiye edilmediğine dikkat çeken Tayyar, “Bu davalar olmasaydı bugün Silivri’de darbeciler değil, Cumhurbaşkanı ve Başbakan olabilirdi.” diye konuştu.

Zaman'dan Zeki Özçınar'ın haberine göre AK Parti’nin gazeteci kökenli milletvekili Şamil Tayyar, darbelerle ilgili yazı ve kitaplarıyla biliniyor. Ergenekon silahlı terör örgütü davası kararlarını değerlendiren Tayyar, mahkeme tarafından örgütün net bir şekilde tanımlandığını anlattı. Örgütün yönetici kadrosu ve silahlı kanadını oluşturan isimlerin ağır cezalara çarptırılmasının abartılı olmadığını söyledi. Tayyar, “Mesela, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili iddialar belgelerle ve tanık ifadeleriyle desteklendiği için ciddidir. Ümraniye bombalarını ihbar eden Ali Yiğit ile ‘türban eylemi’ gibi göstermek için uyduruk gerekçelerle Danıştay cinayetine eklemlenen Salih Kunter ve Süleyman Esen’in beraati de önemlidir. Bu, Danıştay saldırısının hükümeti devirmeye ve anayasal rejimi değiştirmeye dönük bir eylem olduğunu ortaya koymuştur.” ifadelerini kullandı.

Şamil Tayyar, davada verilen kararlarla darbeci zihniyete en ağır darbelerden birinin indirildiğini belirtti. Ancak uyarılarda bulundu: “Bu, 200 yıllık kirli ve kanlı gelenekten beslenen derin yapının tümden tasfiyesi anlamına gelmiyor. 1999’da BÇG’den görevi devralan Ergenekon dönemi sona ermiştir. Ancak varlığını yeni isim ve kadrolarla sürdürecektir. Yapı 2014’teki cumhurbaşkanlığı seçimine kadar eylemlerini artıracak. Silivri’de yargılananlar Ergenekon’un tamamı değil. Rehavete kapılmadan kesintisiz mücadele sürmeli. Yargıdaki davalara ilave olarak sistem değişiklikleriyle, demokratikleşme süreci hızlandırılmalıdır. Ergenekon’u kuran kadrolar büyük ölçüde tasfiye oldu. Ergenekon’un 1 numarası yargılanmadı ama etkisizleşti, süreç onu doğal olarak tasfiye etti. Örgüt şimdi yeni 1 numarasını arıyor.”

Şamil Tayyar, darbelerle ilgili yargısal süreçlerin Türkiye’nin önünü açtığını belirtti. Tespitleri şöyle: “Eğer, Ergenekon ve Balyoz gibi süreçler olmasaydı, Gezi eylemleri Mısır’daki gibi askerî darbeyle sonuçlandırılabilirdi. Son YAŞ kararlarındaki cesaretin arkasında da darbe davalarının güçlendirdiği demokratik yapı vardır. Demokrasimizin önünü açtı, sivil iradeyi güçlendirdi, ekonomik ve siyasi istikrarı sağladı. Bu davalar olmasaydı AK Parti kapatılabilirdi. Bugün Silivri’de darbeciler değil, Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere seçilmiş insanlar olabilirdi.”

SORUŞTURMA DERİNLEŞMEDİ AMA BUNA DA ŞÜKÜR

AK Partili vekil, özel yetkili mahkemelerin neden önemli olduğunu ise, “Özel yetkili savcı ve mahkemeler olmasaydı süreç bu noktaya getirilemezdi.” cümlesiyle özetledi. “Bu davalarda katkısı olan polislerin, savcıların, hakimlerin önemi çok büyüktür. Daha önemlisi ise bu yargılamaya zemin hazırlayan kararlı siyasi iklimdir. Yani, siyasi iradenin kararlılığıdır.” diyen Tayyar, mahkeme kararını eleştirenlerin önemli kısmının vesayet rejiminin uzantıları olduğunu savundu. AK Parti düşmanlığı üzerinden darbeci kadrolarla işbirliği yapıldığını, iktidarı sandık yoluyla değiştiremeyeceğini gören Gezi ittifakının işlediğini aktardı. Şunları söyledi: “Toplum bu süreci demokratik mücadele olarak görüyor. İtalya’da 7 bin kişi yargılandı. Türkiye’de gerçek manada temiz eller operasyonu olsaydı sayı 2 binleri geçerdi. Daha derinleşmesi gerekirdi. Ülke şartları buna izin vermedi. Siyaset ve yargı kurumu üzerindeki baskılar arttı. Buna da şükür.”