Salih Tuna'dan Ahmet İnsel'e sert sözler: Lağımcı profesör
Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, Ahmet İnsel'in 2012'de yazdığı ve Karakaya'nın ölümü ardından anımsattığı Lağımcı Gazetecilik tanımlamasına takıldı ve köşesinden sert bir yanıt verdi
Prof. Dr. Ahmet İnsel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suudi
Arabistan gezisine katılan ve Medine'de geçirdiği kalp krizi
sebebiyle hayatını kaybeden Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın
Koordinatörü Hasan Karakaya hakkında Birikim Haftalık'ta bir yazı
kaleme almıştı.
2012'de Karakaya'nın gazeteciliğini 'lağımcı gazeteciliği' olarak
tarif ettiğini hatırlatan İnsel, "Davutoğlu’nun belirttiği gibi,
Hasan Karakaya 'cesur ve etkin bir kalemdi'. Cesaretine diyecek bir
sözümüz yok. Etkinliğine gelince, lağımcı gazeteciliğinin olduğu
türden bu etkinlik görünen o ki İslâmcı muhafazakârlığın etkinlik
anlayışını yansıtıyor" ifadesini kullanmıştı.
Radikal gazetesinde 2012'de yayımlanan yazısında İnsel "Lağımcı
gazeteciliği" şöyle tanımlıyordu:
"... Osmanlıcada lağımcı, kuşatma sırasında yeraltından tünel kazan
askerlere verilen addır. Daha sonra askeriyede bu sınıfa istihkamcı
dendi ve kelimenin sadece diğer anlamı kullanılır oldu.
Sanırım, Türkçede bazı gazetecilik faaliyetlerini tanımlamak için
kullanabileceğimiz uygun iki anlamlı bir kelime bu: Lağımcı
gazeteciliği.
Bu, on yıllardır bildiğimiz bir gazetecilik türü. Bunun en güçlü
örnekleri, devletin apoletli ve apoletsiz istihbarat bürokrasisinin
güdümünde yapılanlar.
Kara propaganda yöntemlerinin kullanıldığı, dönemine göre mecra
değiştiren, yeraltından beslenen, kirli gazetecilik türü.
İşi açıkça tehdit etmeye kadar götürmekten sakınmıyor. Gizli ve
yasadışı ortam dinlemeler ve benzeri her türlü lağımcılık
yöntemlerinden elde edilenleri kullanıyor. (...)
Lağımcı gazeteciliğinin Türkiye’de aktif manipülasyon konusunda
etkili olmasına karşı yasaklar mı koymak gerekir?
Zannetmiyorum.
Demokrasinin temel direklerinden olan ifade özgürlüğü ilkelerine
sadık kalarak, bunları yapanları teşhir etmek ve bu pis kokulu
faaliyetlere aldırmadan, asli demokratik değerleri, dik durarak,
sakin bir kararlılıkla savunmaya devam etmek yegâne çaredir.
Lağımcı gazeteciliği bir kesime özgü değildir. ... İslami basının
bir parçası olan bu tür gazete ve internet sitelerini,
‘mahallemizin haylaz ve arsız çocukları’ muamelesi yaparak, sessiz
biçimde geçiştiren, “Bir gün bir yerde lazım olur” düşüncesiyle
arada başını okşamayı ihmal etmeyenlerin de bir sorumluluğu var bu
cenahtaki lağımcı gazeteciliğinin gelişmesinden."
SALİH TUNA'DAN AHMET İNSEL'E KÜFÜRLÜ SALVO
Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, Ahmet İnsel'in 2012'de yazdığı ve
Karakaya'nın ölümü ardından anımsattığı Lağımcı Gazetecilik
tanımlamasına takıldı ve köşesinden sert bir yanıt verdi:
Hasan Karakaya'nın vefatı bunlara artık nasıl koyduysa günler geçti
hâlâ bitmek tükenmek bilmiyorlar.
Sosyal medyadaki linç kampanyalarına, o “Viagralı soysuzlar" da
iftiralarına tam gaz devam ederken, kimi akademisyenler ve kimi
köşe yazarları da kafalarını uzatmaya başladı.
Bunlardan biri, bir profesör, merhumun gazeteciliğine, “lağımcı
gazeteciliği" demiş.
Efendim, Osmanlı'da “lağımcı" demek…
Lan?
Ona bakarsan, Azerice “pezevenk" demek de… Neyse, burdan
gitmeyelim, bize yakışmaz.
Profesörün kendisine yakıştırdığından gidecek olursak da birçok
örnek vererek, “bunların gazetecilik tarihi lağımdan ibaret" demek
zorunda kacağız ki, bu da pek hoş sayılmaz.
İyisi mi bu “lağımcı profesöre" hiç dokunmamak…
ULAN NE DEĞİŞİK ADAMLARSINIZ...
Tuna, yazısını şöyle tamamladı:
Ulan ne “değişik" adamlarsınız…
Millet oy verir, kömür makarna için, dersiniz; taziye telefonu
açar, terfi için dersiniz.
Kılıçdaroğlu da Akit gazetesine taziye telefonu açtı, söyle bakalım
“a değişik" ne için; terfi için mi, makarna için mi?