Salih Memecan sosyal medyayı sallayan o karikatür için konuştu: Vicdanları kanatmadım vicdanların sesi oldum!
Ermenek'te 18 işçinin madende kaldığı kazanın ardından çizdiği karikatür ile büyük tepkiler alan Sabah Gazetesi karikatüristi Salih Memecan Medyaradar'ın usta röportajcısı Alev Gürsoy Cimin'e konuştu.
Türkiye, Karaman'ın Ermenek ilçesinde madende mahsur kalan ve
kurtulmaları mucizelere bağlı 18 işçiye ağlarken, Sabah gazetesi
çizeri Salih Memecan'ın konuya ilişkin karikatürü sosyal medyada
büyük tepkiyle karşılandı. Sosyal medya kullanıcıları, karikatürün,
maden kazasına yönelik tepkiler ve halkın yaşadığı üzüntüye yönelik
bir küçümseme ve çarpıtma içerdiğini öne sürerek Memecan’a tepki
gösterdi. Ben de Sayın Memecan’ın çizdiği o karikatürü saatlerce
inceledim ama ne anlatmak istediğini anlayamayınca kendisini
aradım. Sayın Memecan, tepkilere tepkiyle karşılık veriyor.
“Ben orada bir acıya vurgu yaptım, acıdan gözyaşları sel
oldu” demek istedim ama sosyal medyadaki bazı art niyetli kişiler
yine bu konuyu kötü emellerine alet etti"diyor. İktidar
yalakası olduğu yönündeki eleştirileri ise "ben sadece
işimi yapıyorum. İktidarlar geçici ama bizler
kalıcıyız" şeklinde cevaplandırıyor... İşte
Memecan’ın tepkilere verdiği çarpıcı yanıtlar…
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
TWİTTER: gazetecialev
Mail: [email protected]
Salih Bey, Karaman'daki maden faciasını çizdiniz ama
duymadığınız söz, almadığınız tepki kalmadı, aslında siz o
karikatürde ne anlatmak istediniz de anlaşılamadınız?
Biliyor musunuz “o kadar üzüldük ki gözyaşlarımız sel oldu,
kurtarmaya gidenler bile gözyaşları içerisinde, böyle bir acı yok.”
demek istedim. Anlatmak istediğim çok basitti ama demek ki anlamak
işlerine gelmedi. Ben o karikatürleri çizerken kafama göre direkt
yayınlamıyorum gazetedeki kişilerle de paylaşıyorum. Sosyal medyada
beni eleştiren kişilerin niyetleri farklı, durduk yere bir insanı
linç etmek istiyorlar. O karikatürün tartışılacak hiçbir konusu
yok. Adamlar o kadar üzülüyor ki gözyaşları sele karışıyor, daha
nasıl anlatılır bu büyük acı.
“ÇİZDİĞİM KARİKATÜRDE BİR TUHAFLIK
YOK”
Yani bu tepkileri hak etmiyorum mu demek
istiyorsunuz?
Hak etmiyorum tabii. Bu kadar açık ve net bir karikatürü bile
anlamıyorlarsa ben hiç çizmeyeyim daha iyi. Madendeki mahsur
işçileri kurtarmaya gidenlerin bile gözyaşları sel olmuş, üzerine
de yazı yazmışım daha bunu ne kadar açık anlatayım ki?
Peki, burada bir kinaye var mıydı?
Hayır, hiçbir kinaye yok. Madencileri kurtarmaya giden ekiplerin de
ağlaması kadar doğal bir şey olamaz. Karikatürde öndeki şefleri
“arkadaşlar işi zorlaştırıyorsunuz” diyor. O da onların ağladığını
ve işlerinin daha da zorlaştığını anlatmak istiyor. Ağlamaları sel
olmuş orada kurtarma ekiplerinin. Daha ne yapayım bilmiyorum.
“KARİKATÜRİST OLARAK AZ ANLAYANA GÖRE
ÇİZERSEM KALİTE DÜŞER, ESPRİ BİTER”
Salih Bey, size olan bu tepki ilk değil daha öncede Ali
İsmail Korkmaz ile ilgili çizdiğiniz “Sen de öleceksin” karikatürü
vardı ve o da büyük tepkiler almıştı. Sizde de bir kusur yok
mu?
O da yanlış anlaşıldı. Orada “Sen de öleceksin” diyen adam ben
değilim ki, ben diyeni eleştiriyorum. Bu çocukların ölümlerini göz
göre göre siyasete alet ediyorlar. Bu hep yapılan bir şey. 70’li
yıllarda benim neslim bundan çok çekti. Aynı silahı bir ona
verdiler, bir ona verdiler ve çocuklar öldü. Bunlar da siyasi prim
yaptı, darbe yaptılar. Ölen askerler için bağırıp çağırdılar prim
yaptılar, dağdaki ölen çocuklar için birileri bağırdı pirim
yaptılar. Bu çocuklar kullanılıyor, ölümleri kullanılıyor. Birileri
bekliyor ki olay yaratalım çocuklar ölsün biz de prim buradan
yapalım; bu çok aşağılık bir şey. Bunu da eleştirmem kadar doğal
bir şey olamaz. Ama birileri gocunduğu için güya oradaki kişinin
Ali İsmail Korkmaz olduğunu söylüyor. Kaldı ki ben o karikatürü bir
çocuk çatıdan atıldıktan sonra yaptım ve Ali İsmail’e benzetmemek
için de özel çaba harcadım. Eskiden karikatürü belli bir kesim
okuyup zevk alıyordu şimdi bu sosyal medya ile anlayan anlamayan
herkes yorum yapıyor ve karikatürü farklı anlatıyor. Ama şimdi ben
karikatürist olarak en az anlayan düzeye göre karikatür yaparsam
kalite düşer, espri biter. O zaman ben hiç çizmeyeyim daha iyi.
“İŞİMİZ GİDEREK
ZORLAŞIYOR”
İktidara yakın bir gazetede çiziyorsunuz peki bu tarz
olaylarda iktidar cephesinden ya da gazeteden nasıl tepkiler
alıyorsunuz? Hiç çekindiğiniz anlar oluyor mu neticede sizin işiniz
de zor.
Hem de çok zor ve daha da giderek zorlaşacağa benziyor. Gazeteler
gittikçe taraftar olmaya başladı. Bu da yazarlar için yorumcular
için çok zor bir şey. Her gazete bir yeri destekliyor, bu böyleyken
gazetede çalışanlar nasıl iş planlaması yapar onu düşünün ya da
işini nasıl kolay yapar?
“KİMSE BANA İKTİDAR KARİKATÜRİSTİ
DİYEMEZ”
Eskiden gülümsetirken düşündüren bir Salih Memecan vardı
ama şimdi baktığımızda daha çok tepki alan, eleştirilen bir Memecan
görüyoruz.
Eskiden de inanın çok tepki alıyordum şimdide alıyorum. Bunun
iktidarla hiçbir ilgisi yok. Benim karikatürlerime bakın iktidar
karikatüristi diyemez kimse. Sadece bazı şeylerde farklı
düşünüyorum ben. Mesela başörtüsü konusunda ben 80’li yıllardan bu
yana hep çiziyorum. Bu kadınların, kızların mağdur edildiğini
düşünüyorum. Bunu söylüyorum diye de kıyamet koptu. Hakkımda
söylenmeyen kalmadı. Karikatüristlerin aldığı tepkilere bakıyorum
bir de kendime, haksızlığa uğradığımı düşünüyorum.
İyi çizdiğinizi düşünüyor musunuz?
Elbette. Ben sadece çizmiyorum toplumun kanayan yaralarına el
basıyorum, duyarlılık içinde mesaj veriyorum. İnsanların konuları
farklı bir yerden düşünmesini sağlamaya çalışıyorum.
“İKTİDARIN KARİKATÜRİSTİ
DEĞİLİM”
Karikatür deyince akla hemen mizah geliyor ama bu ülkede
sanırım mizah da git gide zorlaşıyor.
Evet, zorlaşıyor ama sadece mizah değil, her şey zorlaşıyor.
Medyanın dünyadaki durumundan dolayı mizah dünyada çok zor hale
geldi sadece Türkiye’de değil.
“ÇİZDİĞİM TÜM KARİKATÜRLERİN
ARKASINDAYIM”
İktidara yakın bir karikatürist olarak anılmayı nasıl
karşılıyorsunuz?
İktidara yakın bir karikatürist olarak anılmak saçma. Ben algılara
göre hareket etmiyorum. Ben neyi doğru biliyorsam onu yapıyorum,
neyi düşünüyorsam onu çiziyorum. İktidarla hiçbir ilgisi yok benim
çizdiklerimin. İktidar bugün var yarın yok. İktidarın her şeyini de
tasvip ettiğimi söyleyemem. Ben dün neysem bugün oyum ve şimdiye
dek çizdiğim tüm karikatürlerimin arkasındayım. Tüm
karikatürlerimin sorumluluğu da bana ait.
“VİCDANLARI KANATMADIM VİCDANLARIN SESİ
OLDUM”
Bu karikatürle vicdanları kanattığınız söyleniyordu ama siz
bunu kabul etmiyorsunuz değil mi?
Hiç düşünmediğim gibi ben bilakis vicdanları kanatmak yerine
vicdanların sesi olduğumu düşünüyorum. Bu son karikatürde de öyle.
Yanlış anlaşılmasını anlamıyorum, kabul de etmiyorum. Art niyetli
insanlar olarak değerlendiriyorum bu eleştirileri yapanları. O
karikatürlerimi anlayan anladı ya da anlaması gerekenler.
Madem bu kadar eleştiri alıyorsunuz size medyayı da sorayım
çünkü medya da çok eleştiriliyor. Tabii sizin bulunduğunuz gazete
de...
Medyanın durumu sadece Türkiye değil dünyada da tartışılır hale
geldi. Medyanın kurtulmak için yaptığı şeylerden biri çok fazla
taraftar olmak. Ülke olarak bu çok fazla taraftarlığa çözüm olarak
çeşitliliği görüyorum. Medyada çeşitlilik artmalı. Her fikir de
kendine göre bir medya organı bulmalı. 30 yıl önce sadece bir
kesimin sesi olan medya vardı şimdi durum farklılaştı. Herkes
kendine ve kendi düşüncesine uygun çalışacak medya kurumlarını
bulabilmeli bu da çeşitliliğin artması ile olacak.
İktidar yalakası diyenlere cevabınız ne olur?
Saçmalıyorlar ve karikatürlerimi iyi anlayamıyorlar. Hiçbir zaman
olmadım, ben 25 yıl öncede vardım ve çiziyordum ve hala nerde
duruyorsam yine aynı yerdeyim. Hiçbir yere savrulmadım.