ŞAFAK PAVEY'İN YAŞADIĞI TREN KAZASINI AVUKATI ANLATTI!
Sol kolu ve sol bacağı protez olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey'in 19 yaşındayken geçirdiği kazanın ayrıntıları ortaya çıktı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Şafak
Pavey’in Perşembe günü TBMM Genel Kurulu’nda ilk kez başörtülü
vekillerin de yer aldığı toplantıda yaptığı konuşma Türkiye’de
büyük tartışma yarattı. Konuşmanın bir bölümünde Pavey, 19
yaşındayken başından geçen bir kaza nedeniyle meydana gelen engelli
olma durumuna da atıf yaptı.
Sol kolu ve sol bacağı protez olan Pavey, konuşmasında bu durumuna,
şu sözlerle değindi:
"Size bu konuşmayı; her şeyin yasak olduğu Genel Kurul’da
yapıyorum. Ortalama yaşın 50 olduğu bir Meclis’te su içmenin dahi
yasak olduğu bir Genel Kurul’da çalışıyoruz. Yaşlı haklarının,
hasta haklarının bile düşünülmediği bir Genel Kurul’dan söz
ediyorum. Turist olarak bile gitmediğiniz coğrafyalarda,
Afganistan’da, Yemen’de, İran’da, yıllarca türban kullanmaya mecbur
edilmiş biri olarak yapıyorum. Meclis’te pantolon giymesi, bir
erkek vekil tarafından engellenmiş, bir kadın vekil olarak
yapıyorum. Olmayan bacağı, erkekler tarafından siyaset sohbetine
dönüştürülen biri olarak yapıyorum."
Konuşmanın ardından Türkiye’de Pavey’in başına gelen tren kazası da
gündeme geldi.
Hürriyet’ten Zeynep Gürcanlı Pavey’in kaza geçirdiği İsviçre’de
1996 yılından itibaren onun avukatlığını üstlenip, yasal süreci
takip eden avukatı Atılay İleri’ye ulaştı.
Avukatlık yapmaya devam ettiği İsviçre’den telefon ve mail yoluyla
Hürriyet’in sorularını yanıtlayan İleri, Zürih İstinaf
Mahkemesi’nin 27.8.2004 tarih ve LB0107/U numaralı ve İsviçre
Federal Mahkemesi’nin 13.1.2006 tarih ve 5C.213/2004 numaralı karar
ve tutanaklarına dayanarak, kazanın nasıl olduğunu anlattı.
Söze, "Şafak Hanım’ın 24 Mayıs 1996 tarihinde Zürih şehrinde vuku
bulan kaza ile ilgili avukatı olarak bana sırlarını size
gerekli ölçüde ifşa etme izni verdikten sonra, bilgi veriyorum"
diyerek başlayan İleri, Şafak Pavey’in o gün yaşadığı kazayı
mahkeme tutanaklarına dayanarak şöyle anlattı;
"O dönemde Şafak Hanım’ın eşi Paul Pavey müzisyen olarak Zürih’de
çalışmaktadır. Şafak Hanım Zürih’e eşinin yanına gelir ve onunla
aynı evde ikamet eder. Paul Pavey’in bir meslek arkadaşı, çek
vatandaşı Miroslav Hess, beyin tümörü teşhisi ile tedavi
görmektedir. Kendisine Cenevre’deki bir kanser uzmanı doktora
gitmesi tavsiye edilir. Durumu ağırdır. Denize düşen yılana sarılır
misali Zürih’e gelir ve Pavey ailesinde bir gece misafir olur.
Ertesi günü saat 09.03 treni ile Zürich ana istasyonundan
Cenevre’ye gitmeye karar verir. Hess’in sağlık durumunun ağır
olması nedeniyle Şafak Hanım kendisine refakat etmeyi teklif eder.
Miroslav Hess bu teklifi kabul eder. Ertesi günü, 24.5.1996 da
beraberce Zürih istasyonuna giderler. Ancak Miroslav Hess
beynindeki tümörün etkisiyle hareketlerini koordine edemediği ve
zamanında hazırlanamadığı için istasyona geç gelirler. Hess yavaş
yürüdüğü için Şafak Hanım kendisine perona gidip trene binmesini
tavsiye eder ve gişeye biletleri almaya gider. Gişe kalabalık
olduğu için Şafak Hanım da gecikir. Biletlerle perona gelen Şafak
Hanım trenin hareket etmeye başladığını ve en son vagonun açık
kapısında Hess’in kapıyı açık tutup kendisine el salladığını
görür."
"ŞAHİTLERİN İFADELERİNE GÖRE OLİMPİYAT KOŞUCUSU
GİBİ KOŞTU..."
Mahkemede şahitlik yapanların ifadelerine göre, Şafak Pavey’in
"bir olimpiyat koşucusu" gibi trene koşmaya başladığını vurgulayan
İleri, şöyle devam etti;
"Şafak Hanım, hiç tereddüt etmeden (tutanaklara ve şahitlerin
ifadelerine göre) " bir olimpiyat koşucusu" gibi hiç olmazsa
Hess’in biletini kendisine vermek için koşturur. Tren hız aldıkça
Şafak Hanım da hızlanır. Tam Hess’in seviyesine gelip bileti vermek
üzereyken ayağı kayar ve peronla tren arasına düşer."
HÜRRİYET'TE YER ALAN HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN
TIKLAYIN