Sadece Öğle Yemekleri İçin 6 Bin Lira Ödenek Alan Genel Yayın Yönetmeni Kim?
En sonda söyleyeceğimi batan söyleyeyim:
“Gazeteci patronlar” döneminde, gazetelerin sahipleri bile “patronluk yapmamaya”, “patron gibi yaşamamaya” özen gösterirlerdi…
Şimdi bırakın gazete-televizyon sahiplerini, genel yayın yönetmenleri, yazıişleri müdürleri, hatta haber müdürleri bile, gazeteci olduklarını unutup “patronluk” yapmaya soyunuyorlar…
Her yıl sonunda, yani zam aylarında; “mali güçlükleri” gerekçe gösterip, birlikte çalıştıkları arkadaşlarının ücretlerine zam yaptırmamak ya da göstermelik bir artışla durumu kurtarmakla yetiniyorlar…
Ama sıra kendi maaşlarına ve lükslerine gelince; patronla pazarlıkta yaman bir “sendikacı” kesiliyorlar…
Sözü havada bırakmayacağım; bir de yakından bildiğiniz bir holdingin küçük bir gazetesinden somut bir örnek vereceğim…
Bu gazetenin tirajı hiçbir zaman arzu edilen tiraj seviyesine çıkamadı… Çalışanlarının sayısı da 50-55 kişi!
Bu 50-55 kişiye geçtiğimiz Ocak ayında göstermelik bir zam yapıldı… Zam oranı o kadar göstermelikti ki; 50-55 kişinin aldığı toplam ücret, aylık bazda 5 bin lira… Evet; yanlış okumadınız, sadece 5 bin lira arttı!
Hayatlarını mesleğe adamış o gazeteciler de; “gidecek başka bir yerleri olmadığı” için, boyunlarını kırıp oturdular…
Çünkü bu gazetenin başındaki genel yayın müdürü gayet sert ve her fırsatta, “Beğenmeyen istifa eder, gider” diyor…
Ama kendisi için hiçbir sınır tanımıyor!
Çalışanların yarısının dörtte birinin aldığı kadar maaşı tek başına alıyor; bu da yetmezmiş gibi her türlü masrafını gazeteden karşılıyor…
Durun daha bitmedi:
Toplamda sadece 5 bin lira zam alabilen çalışanlar, birkaç gün önce öğrendikleri bir bilgiyle neye uğradıklarını şaşırdılar.
Çünkü öğrendiklerine göre; bu “cimri” genel yayın müdürü “ağırlama ödeneği” olarak her ay ekstradan 6 bin lira daha alıyor ve gazetenin hiçbir ağırlama gideri olmadığı için bu paranın tamamını kendisinin “öğle yemekleri”nde kullanıyordu.
Yani çalışanlarının evinde akşamları peynir ekmeğe talim edilirken; o, her gün lüks lokantalardan yemek sipariş etmeyi ihmal etmiyordu!
Duyduk ki; bu genel yayın müdürü, bu haksızlık karşısında yakınmaya başlayan 15 mesai arkadaşının adını bir listeye yazmış ve işten atılmaları için medya grubunun İnsan Kaynakları Grup Başkanı’na göndermiş…
Ama aldığı yanıt, “Sen onları işten çıkarmayı bırak da harcamalarına biraz daha dikkat et… Çünkü asıl senden çok sayıda şikayet var” olmuş!
Bu genel yayın müdürünün adını yazmayacağım… Dilerseniz; medya dünyasında küçük bir araştırma yaparak, kendiniz de bulabilirsiniz…
Takvimlerin 2011’i gösterdiği bir yılda; kölelik ve ağalık sistemin bir gazetede hayat bulması sadece meslek adına değil, ülke adına da büyük bir ayıp…
Eğer bu arkadaş o 6 bin lirayı lüpletmek yerine birlikte çalıştığı arkadaşlarına paylaştırma özverisinde bulunabilecek kadar insan olsa; hem daha fazla sevilecek, hem de gazetesi atağa kalkacak…
Tam da bu noktada; bütün medya patronlarına bir çağrıda bulunmak istiyorum:
Gazetecilik bir ekip işidir… Sadece size yalakalık yapan “amele başları”nı besleyerek hiçbir yere varamazsınız…
Unutmayın; liberal ekonominin özü “demokrasiye” dayanır… Demokrasiyi kendi bünyelerinde hayata geçiremeyen kurumlar ise; feodal ilkellikten asla kurtulamaz!