'SADECE KENDİNE SOL GEÇMİŞ UYDURAMADIĞI İÇİN KIVRANAN BİR TERBİYESİZE CEVAP VERDİM!..' 68 POLEMİĞİNDE İKİNCİ RAUND!..

Oral Çalışlar´ı severim. Ahbabımdır... Hususen görüşmeyiz ama, bir araya geldiğimizde oturup şurdan burdan laflarız.

Nüanslarda farklı düşünsek de, büyük ölçüde anlaşırız.

Haa, iyi bir adamdır da...

Rikkat sahibidir...

Bu `iyi´ ve `rikkat sahibi´ adam, önceki gün `Ahmet Kekeç´in toptancılığı´ diye bir yazı yazmış.

İyi yapmış...

Herkes tatilde... Şu bayram sessizliğinde kendimi `nöbetçi yazar´ gibi hissetmeye başlamıştım, imdadıma Oral Bey yetişti. Maksat, biraz hareket olsun. (Dışarıda `Oral abi´ diyorum ama, polemik yaptığımıza göre daha ciddi takılmam lazım.)

Oral Bey, birçok yazımı severek, gülümseyerek okurmuş.

Esprili bir kalemim, akıcı bir üslubum, sivrilttiğim zaman batıcı olabilen bir yazış tarzım varmış.

Teşekkür ederim...

Ben de onun birçok yazısını, (gülümseyerek değilse de) severek okurum. Ondaki `adalet´ duygusuna da bayılırım.

Gelgelelim, bayram sabahı bir yazımı okurken içinde `isyan duyguları´ oluşmuş ve (herhalde) `Dur şu Ahmet´e işin doğrusunu öğreteyim´ diyerek kağıda kaleme sarılmış.

Çok iyi yapmış...

Bir sürü şey anlatıyor Çalışlar...

68´lilerin durumunu, kendi macerasını (7 yıl hapis yatmış), geçmişteki sol mücadelenin bugün evrildiği istikameti, kontrgerillayı, işkenceleri, devletle işbirliği yapan sağcıları, kimlerin darbecilerin oyununa geldiğini, Mehmet Şevket Eygi´yi, `Babıali´de Sabah´ ve `Bugün´ gazetelerini, köyde ağaya kafa tutan insanların yanına kimlerin koştuğunu, devrimciler olarak fabrikada grev yapan işçileri nasıl desteklediklerini, Kahramanmaraş ve Sivas katliamlarını...

Neler neler...

Fakat, bütün bunları neden anlatıyor, çözebilmiş değilim!

Bir 68 ve 78 eleştirisi (ve genellemesi) yapmadım ki, bana bunları anlatıyor!

Sadece, kendisine bir `sol geçmiş´ uyduramadığı için kıvranan, sonra da oturup `Mahir´ler, Deniz´ler, Ulaş´lar, Mihri Baba´lar, İlhan Abi´ler´ şeklinde romantik yazılar yazan, bir de çok iyi biliyormuş havalarında `şanlı direniş´ gibi laflar eden bir `terbiyesize´ cevap verdim.

Ki, aynı zamanda bir kifayetsiz muhteris olan bu terbiyesiz, henüz `ayı´ ile `kayısı´yı ayıracak zihni sarahate bile sahip değil. Küfretmekten, sağa sola çemkirmekten, mahalle dedikodusu yazmaktan başka bir marifeti yok.

Hulasa...

Oral Çalışlar´ın (kuşağı adına) alınganlık çıkarmasına gerek yok.

Kaldı ki, benim anlatmak istediğim şeyi kendisi de itiraf ediyor.

Diyor ki, `Ben de Ergenekon´u savunan 68´liye, 78´liye, solcuya, sendikacıya kızıyorum. (....) Türkiye´de bazı 68´lilerin, bazı 78´lilerin, bazı sendikacıların, bazı solcuların darbecilere destek verdiği doğrudur. Bu köşede ben de onlara yönelik eleştiriler yapıyorum. Solun darbecilikle akrabalığına dikkat çekiyorum.´

Eh, ben de öyle yaptım.

Bazı isimlerin darbecilikle akrabalığına dikkat çektim.

Hatta, `toptancı´ demesinler diye (buna rağmen dediler), Murat Belge´yi, Ahmet Kahraman´ı, Sarp Kuray´ı, Hasan Cemal´i, Ertuğrul Kürkçü´yü ayırdım. İsimler çoğaltılabilir...

Keşke Oral Çalışlar´ı da ayırsaymışım.

Gerçi Çalışlar 28 Şubat sürecinde hiç iyi bir sınav vermedi, solun darbecilikle akrabalığını teyid eder bir pozisyon içinde kalmayı tercih etti ama, bu kadarcık kafa karışıklığı (ve sapma) kadı kızında da olur.

Hoşgörüyoruz...

AHMET KEKEÇ/STAR