08 Şub 2014 10:14
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:55
Sabah'tan Hürriyet'e tehditli cevap; Karartmayı yapan bedelini öder!
Hürriyet gazetesi, paralel yapının üç işbirlikçisinden birinin kendileri olduğunu iddia eden Sabah gazetesine yanıt vermişti. Kavga büyüyor.
Sabah'ın Hürriyet'in dünkü yazısına 'Kirli ittifak' başlığıyla
verdiği cevapta "Evrensel standarlarda gazetecilik yapmak"
gerçekleri karartmakla olmaz. Karartmayı yapan bedelini öder."
vurgusu yapıldı. Doğan Grubu'na geçmiş hatırlatılarak "Yoksa Doğan
Medya Grubu'nun geride bıraktığı alacalı-akçeli ilişkileri mercek
altına almak işten bile değil. Hileli satış, kağıt kaçakçılığı,
borsa manipülasyonları, POAŞ'ta yaşanan usülsüzlükler... Hangisiyle
uğraşalım?" denildi.
İşte o yazı:
'KİRLİ İTTİFAK'
Lafı hiç eğip bükmeye gerek yok. 17 Aralık sonrasında yaşanan gelişmeler tam bir turnusol oldu. Kimin gazetecilik yaparak halkın haber alma özgürlüğüne saygı gösterdiğini, kimin Türkiye'yi kuşatan paralel çeteye teslim olduğunu ortaya koydu.
"Bu savaşın ne tarafıyız ne de avukatıyız" diyen Hürriyet gazetesi ve Doğan Medya Grubu'nun 17 Aralık darbe girişiminden sonra yaptığı yayınlar ve attığı manşetler ortada. Objektif ve yansız yayıncılık "Ben yaptım oldu" mantığıyla yürümüyor.
"Tarafsız habercilik paralel çetenin hukuk dışı operasyonlarına sözcülük yapmak mı? "haberden yana taraf olmak" yargı, emniyet, medya ve iş dünyasını ahtapot gibi saran çeteye ilişkin ortaya çıkan gerçekleri karartmak mı? yasa dışı yöntemlerle yapılan dinlemelerin tapelerini yayımlamak mı? Soruşturmayla ilgili gizli bilgilere yayın yasağı getiren mahkemenin kararına itiraz etmek mi? Tehditlere, şantajlara boyun eğmek mi?
Bu neyin korkusu? Bu neyin ittifakı?
Sabah, ülkeyi ve demokrasiyi tehdit eden bu paralel yapının ilişki ağını sonuna kadar deşifre etmeye devam edecek. Kendisine atılan iftiralara da aldırış etmeden..
Yoksa Doğan Medya Grubu'nun geride bıraktığı alacalı-akçeli ilişkileri mercek altına almak işten bile değil. Hileli satış, kağıt kaçakçılığı, borsa manipülasyonları, POAŞ'ta yaşanan usulsüzlükler... Hangisiyle uğraşalım?
"Evrensel standartlarda gazetecilik yapmak" gerçekleri karartmakla olmaz. Karartmayı yapan bedelini öder. Bu kirli ittifakın hesabını millete veremez. Okurlarına hiç veremez. Bizden hatırlatması..
İşte o yazı:
'KİRLİ İTTİFAK'
Lafı hiç eğip bükmeye gerek yok. 17 Aralık sonrasında yaşanan gelişmeler tam bir turnusol oldu. Kimin gazetecilik yaparak halkın haber alma özgürlüğüne saygı gösterdiğini, kimin Türkiye'yi kuşatan paralel çeteye teslim olduğunu ortaya koydu.
"Bu savaşın ne tarafıyız ne de avukatıyız" diyen Hürriyet gazetesi ve Doğan Medya Grubu'nun 17 Aralık darbe girişiminden sonra yaptığı yayınlar ve attığı manşetler ortada. Objektif ve yansız yayıncılık "Ben yaptım oldu" mantığıyla yürümüyor.
"Tarafsız habercilik paralel çetenin hukuk dışı operasyonlarına sözcülük yapmak mı? "haberden yana taraf olmak" yargı, emniyet, medya ve iş dünyasını ahtapot gibi saran çeteye ilişkin ortaya çıkan gerçekleri karartmak mı? yasa dışı yöntemlerle yapılan dinlemelerin tapelerini yayımlamak mı? Soruşturmayla ilgili gizli bilgilere yayın yasağı getiren mahkemenin kararına itiraz etmek mi? Tehditlere, şantajlara boyun eğmek mi?
Bu neyin korkusu? Bu neyin ittifakı?
Sabah, ülkeyi ve demokrasiyi tehdit eden bu paralel yapının ilişki ağını sonuna kadar deşifre etmeye devam edecek. Kendisine atılan iftiralara da aldırış etmeden..
Yoksa Doğan Medya Grubu'nun geride bıraktığı alacalı-akçeli ilişkileri mercek altına almak işten bile değil. Hileli satış, kağıt kaçakçılığı, borsa manipülasyonları, POAŞ'ta yaşanan usulsüzlükler... Hangisiyle uğraşalım?
"Evrensel standartlarda gazetecilik yapmak" gerçekleri karartmakla olmaz. Karartmayı yapan bedelini öder. Bu kirli ittifakın hesabını millete veremez. Okurlarına hiç veremez. Bizden hatırlatması..