Sabah’ın yandaş yazarından tarihi çarpıtma! Salih Tuna’dan yandaşlık dersi!
Medyaradar'ın usta yazarı Varol Ersoy, Sabah yazarı Salih Tuna'nın dünkü yazısında 14 Mayıs seçim sonuçlarına dair yaptığı saptamayı eleştirdi.
Sabah Gazetesi’nin AKP’li ve Recep Tayyip Erdoğan hastası yazarlarından Salih Tuna dünkü yazısında Türk basın ve siyaset tarihine geçecek bir saptamada bulundu.
“CHP İttifakı'nın (14 Mayıs'a kadar kalp işareti yapsalar da) kalplerinde sadece nefret vardı. Motivasyonları nefretten ibaretti. ‘Erdoğan nefretinin’ kazanmasını istiyorlardı.
Cumhur İttifakı ise ‘Erdoğan sevgisinin’ kazanacağına inanıyordu. Haliyle 14 Mayıs'ta olması gereken oldu: Sevgi, nefrete galip geldi. İşin özeti budur.”
*
Eyvallah…
Yorum, sahibini bağlar…
İyi de merak ettiğim bazı noktalar var:
Madem CHP İttifakı (!) sadece Erdoğan nefretine, Cumhur İttifakı ise Erdoğan sevgisine dayanıyor ve nefret sevgiye yenildi…
İyi de o zaman bizim vatandaşımızın mı psikolojisi bozuk, yoksa Salih kardeşin yağ çekmekten başı mı dönmüş?
Bir insan gerçeklerden nasıl bu kadar uzaklaşmış olabilir?
Ağzından, “kardeşlik, barış, dayanışma, demokrasi, özgürlük, eşitlik, hak-hukuk-adalet”ten başka bir söz çıkmayan bir lidere destek verenler, atılan taşlara, kurşunlanan parti merkezlerine, yalan kasetlere, iftiralara, hakaretlere ragmen ağzını ve üslubunu bozmayanlar, Salih arkadaşa göre güçlerini “nefret”ten alıyor…
Ama…
“14 Mayıs’ta bunlara öyle çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar!” diyen…
Çeşitli konuşmalarında kendisi gibi düşünmeyenlere, “çapulcu, sürtük, çürük, terörist, eşkiya, geri zekalı, haysiyet fukarası, haysiyetsiz, onursuz, sefil, gafil, zavallı, sanatçı müsveddesi, edep fukarası, kan emici” diye küfür ve hakaret eden adam, toplum tarafından “seviliyor…”
Bu yüzden de onu seçenlerin sevgisi, nefreti yenmiş oluyor.
*
Salih kardeş…
Siyaset sahnemizde hakaret, kin, düşmanlık, nefret arıyorsan yukarıda yazdığım sözleri bir daha oku…
Tamam, senin söylediklerini takan yok, sırf iyi taklalar attığın için sahiplerin tarafından seviliyorsun…
Ama “direnişin kutsallığı”na saygı duymayı da öğren; nefret deyip geçme…
Biliyorum sen “teslimiyetin ve güçlüden yana olmanın güvenini” tercih edenlerdensin…
Ama Müslümansın ya…
En azından montaj kasetlere, yalanlara, iftiralara, hakaretlere tepki gösteriyormuş gibi yap…
Bizi kandıramazsın ama belki öbür dünyada sorgu meleklerini ikna etmeye çalışırken işine yarar!