07 Tem 2008 13:04 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:09

SABAH'IN '7 TEMMUZ SUİKAST PLANI' MANŞETİ HATALI MIYDI?..İŞTE GAZETE OMBDUSMANININ YORUMU!...

Sabah ve bazı rakiplerinde çıkan "7 Temmuz suikast planı" gibi haberlerin "fos" (yani yalan) olduğu iddia ediliyor.Muhabirler ve yazı işleri ise kaynakların doğru haber verdiğinde ısrarlı.Bu haberleri sorgulayanlar iki şey söylüyor:

Sabah Okur Temsilcisi Yavuz Baydar'ın yazısının ilgi bölümü...


Ergenekon soruşturmasıyla ilgili çıkan haberler doğruluk ve manipülasyon gibi açılardan sorgulanıyor. Örneğin, Sabah ve bazı rakiplerinde çıkan "7 Temmuz suikast planı" gibi haberlerin "fos" (yani yalan) olduğu iddia ediliyor.

Muhabirler ve yazı işleri ise kaynakların doğru haber verdiğinde ısrarlı. Bu haberleri sorgulayanlar iki şey söylüyor:

- Soruşturmanın gizliliği esastır. Bunları haber yapmak suçtur.
- Bu bilgileri sızdıranlar kullanılmaktadır.

İlki, halkı yanıltan bir ısrardır. Gazetecilik sadece hukuktan ibaret değildir. Öyle bilgiler gelir ki, gazeteci bunu kamu yararı ve menfaati adına halkla paylaşmak zorunluluğunu hisseder. Bunun için hapse girmeyi tazminat ödemeyi göz alır. Bu ahlaki tutumdur, geçmişte bu ülke basınında örnekleri çoktur. Onun için bu "gizliyse yayınlanamaz" safsatasına kulak vermeyin. Buna kanun değil gazeteci sağduyusunu kullanarak karar verir, kamu adına risk alarak.

Kullanılma meselesi ise karışıktır. Bu çoğu kez zamanla ortaya çıkar. Mesela, 28 Şubat'ta, 6-7 Eylül'de bunlar yaşanmış, sonradan anlaşılmıştır.

Acaba, son "7 Temmuz suikast planı" veya benzeri haberler yalan mı? Okur Temsilcisi olarak şu anda sağlıklı bir yorum yapmak mümkün değil. Bunu ancak Ergenekon dava iddianamesi ortaya çıkınca anlayacağız.

Gerekirse en net eleştiriyi, hesap sormayı o zaman bu köşede okuyacaksınız.

Peki, tersi çıkarsa, yani sorgulanan, yalan damgası yiyen haberler doğru çıkarsa, acaba onları önyargıyla veya artniyetle damgalayanlar hesap verecek mi?

İşte bundan emin değilim. Neden?

Çünkü, işaret ettiği köklü medya bağlarıyla, Ergenekon davası, medyanın içine sızan demokrasi düşmanlığının, bağımsız bir dördüncü kuvvet olamayışının ve özgürlükler öncüsü yerine engeli oluşunun da hesaplaşması olacak gibi görünüyor. Bunda yanılmayı çok isterim.

Sevgili SABAH okurları, meslek ilkeleri gözetilerek verilmeye çabalanan haber ve yorumlar karşısında beliren bu hırçınlığı, öfkeyi ve direnişi böyle görmenizde yarar var.

Böyle görün ama eleştirilerinizi de esirgemeyin.