Sabah yazarından Bakan Albayrak'la ilgili olay iddia! 'Nefes bile aldırmıyorlar'
Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın ekonomik konularda üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini belirtti.
Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat
Albayrak'ın ekonomik konularda üzerine düşeni fazlasıyla yerine
getirdiğini belirtti. Müderrisoğlu, "Lakin Albayrak'a nefes bile
aldırmayan bir dirençli lobi de faaliyet gösteriyor. Ve bu sinsi
gücün hem deşifre edilmesi hem de elinin kırılması önem taşıyor"
ifadesini kulllandı.
Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu, "Küresel kirli oyuna karşı
milli duruş" başlığıyla yayımlanan yazısında döviz kuruna
yönelik olarak "Madalyonun arka yüzünde küreselleşmeye karşı
hamleler yapan, korumacılığı savunan yeni ABD politikası, Erdoğan'a
ceza kesmek isteyen İsrail'in parmağı ile Ankara'nın Rusya ve
Çin'le geliştirmek istediği yeni ilişki formatından sancılanan
çevreler bulunuyor" görüşünü dile getirdi.
"Teknik olarak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak üzerine
düşeni fazlasıyla yerine getiriyor" diyen Müderrisoğlu, bugünkü
yazısında şunları kaydetti:
Yer, Arjantin'in başkenti Buenos Aires. G 20 Ekonomi ve Maliye
Bakanları Toplantısı. Oturumun başlangıcında konuşan isim Christine
Lagarde. "Arjantiniçin güneşli ve açık günler başladı" diyor. Bu
sözlerin sahibi, kısa bir süre önce Arjantin'e, 50 milyar dolarlık
destek karşılığında adeta deli gömleği giydirenUluslararası Para
Fonu'nun başkanı. Lagarde, IMF ile anlaşma imzalayanArjantin'i
övdüğü sırada, dışarıda binlerce insan protesto gösterileri
yapıyor, "IMF defol!" pankartları ile yürüyor. Arjantin'in adeta
ruhu çekilmiş. Sokaklar, eğlence mekanları, alışveriş
merkezlerindeki manzara dramatik. Derken Lagarde, "Diğer ülkeler de
yaklaşan fırtına öncesi evinin kapısını,penceresini tahkim etmeli"
uyarısı ile sözlerini noktalıyor!
İşte bugün Türkiye, kendisini kıskaca almak, ekonomik ve siyasi
bağımsızlığına ipotek koymak isteyen ülke ve kurumlara karşı
mücadele veriyor. Başkan Tayyip Erdoğan'ın ısrarla bu noktayı
vurgulamasını sadece bizlerin değil, ekonomik operasyonların hedefi
haline gelebilecek her ülkenin ciddiye alması gerekiyor. Ki bunun
ilk sinyalini İtalya verdi. Alman Şansölyesi Merkel de Türkiye'nin
istikrarını önemseyen beyanatlar vermeye mecbur kaldı.
İçinden geçtiğimiz türbülanslı ortamın anlaşılması için "siyasi,
teknik ve toplumsal" yönleri ile "iletişim" boyutuna dikkat etmekte
fayda var.
Kur saldırısının arka planında dış siyasi faktörler ağır basıyor.
Meselenin görünen yüzünde, ABD ile karşı karşıya geldiğimiz "papaz
sorunu" ve Başkan Trump'ın bir müttefik ülkeye karşı göze
alınamayacak akıl dışı kararları yer alıyor. Madalyonun arka
yüzünde ise küreselleşmeye karşı hamleler yapan, korumacılığı
savunan yeni ABD politikası, Erdoğan'a ceza kesmek isteyen
İsrail'in parmağı ile Ankara'nın Rusya ve Çin'le geliştirmek
istediği yeni ilişki formatından sancılanan çevreler bulunuyor.
Teknik olarak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak üzerine düşeni
fazlasıyla yerine getiriyor. Lakin Albayrak'a nefes bile aldırmayan
bir dirençli lobi de faaliyet gösteriyor. Ve bu sinsi gücün hem
deşifre edilmesi hem de elinin kırılması önem taşıyor. Son 4 günde
yapılan hazırlıklar, Merkez Bankası, BDDK ve SPK'nın aldığı
önlemler bu şartlar altında doğru adımlara işaret ediyor. Psikoloji
değişiyor. Türkiye'nin bankaları ve bankacıları, ötekilerden
ayrışarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sorumluluğu ile davranarak,
bu ekonomik saldırıya karşı yüzde 100 yerli ve milli pozisyon
alıyor.
Toplumsal olarak bakıldığında... İçeride ne tür kavgamız olursa
olsun dışarıdan gelen saldırılara karşı yek vücut olmamız, her
türlü tezgahı bozacak yegane güç olarak karşımıza çıkıyor. Ülkenin
ekonomik huzurunu bozanların maksadının siyaseti dizayn etmek
olduğu aşikarken, siyaset dışı her türlü aracı ve gayri meşru
yöntemi elimizin tersi ile itmemiz gerekiyor. Kimin ne derdi varsa,
işte sandık yine geliyor. Ya gerçekleri görür ekonomiye ve
demokrasiye sahip çıkarlar ya da kinlerinin esiri olarak savrulup
giderler.
Ve son nokta...
Doğrusal, samimi iletişim. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın
kuruluşunun ne kadar doğru olduğu ortaya çıktığı gibi ekonomiye
karşı ihanet cephesine mühimmat taşıyan, sosyal medyadan faili
meçhul kimlikle saldıranlara karşı hukuki takibat başlatılması da o
kadar doğru duruyor.
Özet...
Bu vatan bizim. Bu da gelir, bu da geçer! Az sabır...