Sabah yazarından Ahmet Davutoğlu'na: Keşke siz de Bahçeli gibi 'sorumsuz' davransaydınız!
Ahmet Davutoğlu geçtiğimiz günlerde, Bahçeli'ye "Sorunlarınla yüzleş" demişti
Sabah yazarı Melih Altınok, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye
yönelik olarak “Bahçeli’den beklenen, nezaketten ve siyasi
olgunluktan yoksun tavırlar yerine kendi sorunlarıyla yüzleşme
cesaret ve erdemini göstermesidir” diyen eski Başbakan Ahmet
Davutoğlu'na tepki gösterdi. Altınok, "Keşke siz de Bahçeli gibi
'sorumsuz' davransaydınız" ifadesini kullandı.
Melih Altınok'un bugün yayımlanan yazısı
şöyle:
Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, başbakanlık görevinin ardından
yaptığı nadir açıklamalarından birini Devlet Bahçeli'ye ayırdı.
Onca önemli gündeme rağmen, daha önce sadece kendisini Twitter'dan
eleştiren vatandaşlara tepki vermek için konuşan Davutoğlu
geleneğini bozmadı... Bu kez de Bahçeli'nin imalarına cevap
verdi.
Tartışma ilgimi çekmiyor. Ancak Davutoğlu'nun polemikte, 7 Haziran
seçimleri sonrası başlayan koalisyon görüşmelerini hatırlatması,
üzerinde konuşulmaya değer.
Zira Davutoğlu, Bahçeli'nin 7 Haziran seçimleri sonrası koalisyon
kurma çalışmalarına baştan kapıyı kapatmasının "sorumsuzluk"
olduğunu iddia ediyor.
Peki, gerçekten öyle mi?
***
O günleri hatırlayalım.
Davutoğlu'nun genel başkanlığındaki Ak Parti yüzde 40.9 oy alarak
tek başına hükümet kurma gücüne erişememişti.
Seçimlerde yüzde 13 oy alarak dengeleri alt üst eden HDP ise, bu
gücü sokağı da alt üst etmek için de kullanacak ve ortalık
karışacaktı.
O günlerde gün aşırı gerçekleşen terör saldırılarında yüzlerce
vatandaşımızı yitirdik.
İşte o günlerde dönemin başbakanı Davutoğlu merkez medyanın
alkışları eşliğinde koalisyon çalışmalarına başladı.
Ak Parti'nin, 17-25 Aralık komplosu gibi FETÖ operasyonlarına omuz
veren CHP ile koalisyon yapmasının, toplumsal gerginliğin panzehiri
olduğunu söyleyen kimi muhafazakâr yazarlar da kendisine destek
veriyordu.
Böylesine bir koalisyonun çok kısa ömürlü olacağını, dolayısıyla
Türkiye'nin sorunlarını çözmek şöyle dursun derinleştireceğini
söyleyen benim gibi yazarlar ise sekterlikle suçlanıyordu.
Bereket, "istikşafi" diye şirinleştirilmeye çalışılan koalisyon
görüşmeleri sonuç vermedi.
Türk halkı birkaç ay sonraki 1 Kasım seçimlerinde sandıktan
istikrarlı bir hükümet çıkardı.
***
Şimdi siz söyleyin. Devlet Bey o günlerde mahalle baskısına
direnmeyip Davutoğlu'nun istediği gibi "sorumlu" davransa ve bir
koalisyon kurulsaydı neler olurdu, neler olmazdı?
Mesela, Türk devleti, bir bölgesinde hendekler açıp kurtarılmış
bölgeler ilan eden PKK'ya karşı şimdiki gibi etkin mücadele kararı
alabilir miydi? Hükümetin, fiilen HDP'li SezginTanrıkulu gibi
unsurlara rağmen bu mücadeleyi yürütmesi mümkün olur muydu?
Peki ya, Türkiye 15 Temmuz'u istikrarlı, irade gösteren bir
hükümetle değil, darbeye "kontrollü" diyen CHP'nin ortağı olduğu
bir yönetimle karşılasaydı?
Düşünmek bile istemiyorsunuz değil mi?
Evet Ahmet Bey, iyi ki sizin istediğiniz olmamış.
İyi ki Devlet Bey sizin sorumluluk anlayışınıza sahip
değilmiş...
Ve iyi ki Türkiye'yi savunmasız bırakacak bir koalisyona kapılarını
başından kapatmış.
Kaldı ki bizler, sorumlusorumsuz siyasetçilerin kimler olduğunu, 16
Nisan referandumundaki katkılarından ya da suskunluklarından da
biliyoruz.
Çünkü Türkiye'ye bir daha 7 Haziran kaoslarını yaşatmamanın
mücadelesiydi, Devlet Bey'in gür sesle "evet" dediği, kimilerininse
görüş bile belirtemediği referandum günleri.