SABAH YAZARI TELEVİZYON DÜNYASININ ALTINI ÜSTÜNE GETİRDİ
Cine5 ekranlarında Ece Vahapoğlu'nun sunduğu “Uzun Lafın Kısası” programına ünlü TV Eleştirmeni-Gazeteci Yüksel Aytuğ konuk oldu.
Televizyon dünyasının konuşulduğu programda Yüksel Aytuğ, ekranlardaki dizi ve programlarla ilgili görüşlerini tüm açıklığı ile paylaştı.
“Muhteşem Yüzyıl tarih kitabı yerine geçti”
Ekranlarda fırtınalar estiren “Muhteşem Yüzyıl” dizisini başladığı andan itibaren ilgiyle izlediğini ve takip ettiğini belirten Aytuğ, “Televizyon sektöründeki aktörler, yapımcı, yönetmen ve kanal yöneticileri bana göre biraz daha sorumlu davranmalılar. Televizyon aşamasında hükümetin müdahalelerinin çok karşısında değilim. Mesela “Muhteşem Yüzyıl” neredeyse tarih kitabı yerine geçti. İnsanlar Osmanlı tarihini orada öğrenir oldular. İlkokul, ortaokul çağındaki çocuklar Osmanlı Padişahlarını haremde kadın kovalayan, çocuklarını boğduran insanlar olarak tanıyor. Tarih bu kadar entrikalı değildi. Zarar vermesi söz konusu olduğu için biraz frene basıldı, halvet dizisi olmaktan çıktı. Şu andaki durumda her şey yolunu buldu.” diyerek diziyle ilgili düşüncelerini paylaştı.
“Huzur Sokağı’nı sadece muhafazakarlar izlemiyor”
Son günlerin çok konuşulan muhafazakar dizisi “Huzur Sokağı” hakkındaki düşüncelerini de anlatan Aytuğ, “Huzur Sokağı” çok alternatif, çok değişik cesur bir hamle. Bu diziyi sadece muhafazakarlar izlemiyor. Öteki dünyada neler olduğunu merak edenler dirsekledikleri, sırt döndükleri çok da merak ettikleri yaşam biçimlerine misafir oldular.” dedi.
“Meryem Uzerli hiddeti şiddetle karıştırıyor”
Yüksel Aytuğ, Ece Vahapoğlu’nun dizilerdeki yabancı oyuncularla ilgili sorusu üzerine “Yabancı aktristlerin kırık dökük Türkçe konuşması her zaman hoşumuza gider. Dizilerde de böyle. Meryem Uzerli’yi oyuncu olarak çok başarılı buluyorum. Bazen eleştirdiğim noktaları da oluyor. Meryem’in şöyle bir yanlışı var. Hiddeti şiddetle karıştırıyor, hiddetlendiğini ortaya koyarken vücut dilini mimiklerini şiddet çizgisine taşıyor, o zaman da iliştirme duruyor, gerçeklikten sapıyor. Mimik kontrolüne ihtiyacı var.” diyerek güzel oyuncuyu bu konuda eleştirdi.
“Yalan Dünya reklam kampanyalarının dizisi oldu”
Gülse Birsel’in yaptığı işleri başarılı bulduğunu belirten Aytuğ, “Yalan Dünya dizisinde bir tane bile normal adam yok diye eleştirilebilir. Karikatürize olmayan bir tek Beyaz kaldı. Dizinin en çok eleştirilen noktası karikatürize karakterler. Ama Gülse Birsel’in yoğurt yiyişi bu. “Yalan Dünya” reklam ajanslarının işine geldi, karakterlerin hepsi bir reklam kampanyasının yüzü oldu.” dedi.
“Acun, Televizyon dünyasının dahi çocuğu”
Acun Ilıcalı’nın televizyondaki el attığı her projeyi başarıyla sonuçlandırdığını söyleyen Yüksel Aytuğ “Acun’un en büyük özelliği Türk halkının alışkanlıklarından haberdar olması. Türk halkının içinde olmuş, boşuna vakit harcamamış bunu işine uyarlamış. Gerçekten “televizyonun dahi çocuğu” kimsenin tutturamadığı formatları tutturuyor.” diyerek Acun Ilıcalı’yı övdü.
“Popstar’ın eski tadı yok”
Son günlerin tartışılan yarışması Popstar’ı da değerlendiren Aytuğ, “Popstar da eski tadı bulamadım. Bülent Ersoy ve Orhan Gencebay tarafı ağır basarken, Demet Akalın ve Serdar Ortaç tarafı havada kalıyor. Jüride denge yok. Alaturka ruhunu yitirdikten sonra sıradan bir müzik yarışması haline geldi. Özünde alaturka olmalıydı, bu seferki sesler bana çok sıradan geldi. Bu tür yarışmalarda jüriler oluşturulurken bir formül vardır. Bir akil insan seçilir, orada Orhan Gencebay müziği, performans ve felsefesiyle ortaya koyuyor. Bir tane de mahallenin delisi lazım olur. Kontr her şeyi eleştiren, herkesin ak dediğine kara diyen. Muhalif tavrıyla şu andaki jüride biraz Bülent Ersoy bunu üstlenir gibi. Bir tane fettan kadın, cazip, işveli, beş dakika sonra ne diyeceği hesaplanamayan sanırım o kategoride Demet Akalın var ama çok tutuk kaldı. Bülent Ersoy’la kapışmak niyetinde olmadığı için “kantarın topuzu kaçar” diye ayağı frende gidiyor. Serdar Ortaç ise mahallemizin çocuğu. Ahmet Kaya ile ilgili açıklamasını geç olsa da samimi buldum.” diyerek düşüncelerini paylaştı.
Televizyonun Türkiye’de eğitici bir yönü olduğunun altını çizen Yüksel Aytuğ, kanal yöneticilerinin ve yapımcıların bu konuda daha dikkatli ve duyarlı olması gerektiğinin de altını çizdi.