18 Nis 2018 13:26
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:10
Sabah yazarı tartışmaya açtı: ‘Survivor’daki ‘dokunulmazlık’ ödül mü, ceza mı?
Sabah yazarı Yüksel Aytuğ, TV8'in reyting rekoru kıran yarışması Survivor'daki dokunulmazlık oyununu kaleme alarak sorguladı.
Survivor'da gönüllülerin bir türlü figüran olmaktan kurtulamadığını
söyleyen Yüksel Aytuğ takımlar değişmiş gibi görünsede adada 'All
Star ruhu' nun dolaşmaya devam ettiğini yazdı. "Bu arada şu
'kişisel dokunulmazlık' ödülünü de tartışmaya açmak istiyorum."
diyen Aytuğ bakın köşesinde neler
yazdı...
İşte Aytuğ'un bugünkü yazısından "‘Survivor’daki ‘dokunulmazlık’ ödül mü, ceza mı?" başlıklı o bölüm:
'Survivor', bildiğiniz gibi... Ne yaptılarsa olmadı. Ünlüler (eski All Star takımı) Gönüllüler'i ezmeye devam ediyor. Bu haliyle 'Survivor', adeta tek kale maça döndü. Ünlüler kendi aralarında eğleniyor, Gönüllüler ise bir türlü figüran olmaktan kurtulamıyor. Gönüllüler takımının ismi neredeyse 'Gömüldüler' olarak değişecek... Ne yazık ki yeni düzenlemenin ardından yaptığım yorumda yanılmadım. Her ne kadar takımlar değişmiş gibi görünse de, 'All Star ruhu' adada dolaşmaya devam ediyor. Aslında çözüm belliydi. Takımlar arasındaki dengesizlik fark edildiği anda yarışma hemen 'bireysele' çevrilecekti. Eğer öyle olsaydı; Nagihan'ın, takımındaki en güçsüz yarışmacı olarak gördüğü gariban Cumali'yi karşı takıma kovalamaya çalışması gibi bir garabet de yaşanmayacaktı. Hazır söz Cumali'den açılmışken; Gönüllüler takımı zayıf halka olarak gördüğü bu arkadaşı göndermek için büyük kumpas kurdu. Karşısına SMS potansiyeli yüksek yarışmacıları çıkartıp biletini kestiler. Yani? 'Yürüyen Adam' ('Survivor'a katılmak için Iğdır'dan İstanbul'a yürümüştü) kurtlar arasında 'yaya' kaldı. Peki Gönüllüler'in başarısızlığının tek nedeni Cumali miydi? Hiç sanmıyorum. İzleyip hep birlikte göreceğiz. Bu arada şu 'kişisel dokunulmazlık' ödülünü de tartışmaya açmak istiyorum. Bilindiği gibi dokunulmazlık oyununu kaybeden ekibin üyeleri, kendi aralarında kişisel dokunulmazlık oyununa çıkıyor. Kazananın ismi konseyde yazılamıyor. Buraya kadar her şey iyi, güzel. Ama konseyde, bireysel dokunulmazlığı kazanan isimden kendi takımından bir de gitme adayı belirlemesi isteniyor. İşte zurnanın zırt dediği yer de burası. Çünkü konseyde isim söylemek, Survivor'daki en büyük ceza! Zira kendinize düşman ediniyorsunuz. Hassas yarışma dengeleri içinde durup dururken düşman kazanmaktan daha berbat bir şey yok. Eğer o yarışmacı konseyde elenmezse, büyük ihtimalle haftaya kendisini elenme adayı olarak gösteren o yarışmacının ismini kağıda yazıyor. Bu durumda da kişisel dokunulmazlığı kazanmak, ödül olmaktan çıkıp, ağır bir 'cezaya" dönüşüyor.
yazdı...
İşte Aytuğ'un bugünkü yazısından "‘Survivor’daki ‘dokunulmazlık’ ödül mü, ceza mı?" başlıklı o bölüm:
'Survivor', bildiğiniz gibi... Ne yaptılarsa olmadı. Ünlüler (eski All Star takımı) Gönüllüler'i ezmeye devam ediyor. Bu haliyle 'Survivor', adeta tek kale maça döndü. Ünlüler kendi aralarında eğleniyor, Gönüllüler ise bir türlü figüran olmaktan kurtulamıyor. Gönüllüler takımının ismi neredeyse 'Gömüldüler' olarak değişecek... Ne yazık ki yeni düzenlemenin ardından yaptığım yorumda yanılmadım. Her ne kadar takımlar değişmiş gibi görünse de, 'All Star ruhu' adada dolaşmaya devam ediyor. Aslında çözüm belliydi. Takımlar arasındaki dengesizlik fark edildiği anda yarışma hemen 'bireysele' çevrilecekti. Eğer öyle olsaydı; Nagihan'ın, takımındaki en güçsüz yarışmacı olarak gördüğü gariban Cumali'yi karşı takıma kovalamaya çalışması gibi bir garabet de yaşanmayacaktı. Hazır söz Cumali'den açılmışken; Gönüllüler takımı zayıf halka olarak gördüğü bu arkadaşı göndermek için büyük kumpas kurdu. Karşısına SMS potansiyeli yüksek yarışmacıları çıkartıp biletini kestiler. Yani? 'Yürüyen Adam' ('Survivor'a katılmak için Iğdır'dan İstanbul'a yürümüştü) kurtlar arasında 'yaya' kaldı. Peki Gönüllüler'in başarısızlığının tek nedeni Cumali miydi? Hiç sanmıyorum. İzleyip hep birlikte göreceğiz. Bu arada şu 'kişisel dokunulmazlık' ödülünü de tartışmaya açmak istiyorum. Bilindiği gibi dokunulmazlık oyununu kaybeden ekibin üyeleri, kendi aralarında kişisel dokunulmazlık oyununa çıkıyor. Kazananın ismi konseyde yazılamıyor. Buraya kadar her şey iyi, güzel. Ama konseyde, bireysel dokunulmazlığı kazanan isimden kendi takımından bir de gitme adayı belirlemesi isteniyor. İşte zurnanın zırt dediği yer de burası. Çünkü konseyde isim söylemek, Survivor'daki en büyük ceza! Zira kendinize düşman ediniyorsunuz. Hassas yarışma dengeleri içinde durup dururken düşman kazanmaktan daha berbat bir şey yok. Eğer o yarışmacı konseyde elenmezse, büyük ihtimalle haftaya kendisini elenme adayı olarak gösteren o yarışmacının ismini kağıda yazıyor. Bu durumda da kişisel dokunulmazlığı kazanmak, ödül olmaktan çıkıp, ağır bir 'cezaya" dönüşüyor.