Sabah yazarı sordu: 'Karargah rahatsız' manşeti Aydın Doğan'ın vize başvurusu muydu?
Sabah gazetesi yazarı Melih Altınok, Hürriyet gazetesinin 'Karargah Rahatsız' manşetinin, 'akaryakıt kaçakçılığı' davası öncesi bir "vize başvurusu" olduğunu iddia etti.
New York Times'ın "Erdoğan'la tartışan medya patronu mahkemeye
çağrıldı" haberini hatırlatan Melih Altınok, bu haberin, Aydın
Doğan'ınve akıl hocalarının manşet planının kodlarını deşifre
ettiğini savundu.
O manşet atıldığında Aydın Doğan'ın 'kaçakçılık davası'nın kapıya
dayandığını hatırlatan Melih Altınok, "Evet, Aydın Bey büyük
oynadı. Herkesin sert tepki vermesi için 'karargâh rahatsız'
haberine olur verdi! Ayrıca bu manşetten attığı bu taşla iki kuş da
vurabilirdi. Kim bilir belki ordu ve siyaset arasında ikilik
yaratabilir, cuntacı artıklarını yüreklendirebilirdi." dedi.
O MANŞET AYDIN BEY'İN VİZE BAŞVURUSU MU?
Mutlaka etkilidir ama Hürriyet'in "karargâh rahatsız" manşeti
atmasını yalnızca aptallıkla açıklamak mümkün değil.
Söz konusu manşetin seçmenin 15 Temmuz hafızasını tazelediği ve
referandumda çıkacak evet oylarına katkı yaptığı için "danışıklı
dövüş" olduğu tahminleri yapanlar da var.
Ancak Doğan'ın karşısında Hürriyet'te bir pozum çıksın, övgü dolu
röportajlarım yayınlansın diye can atan ezik bir siyasi yok. Anlı
şanlı CNN röportörlerinin bile genelde ayakkabısının altını gördüğü
Erdoğan var!
Zaten en sert tepkiyi de o verdi. Hatta "asker de suç duyurusunda
bulunmalı" diyerek "yalandan vurmadığını" açıkça gösterdi.
Böyle danışıklı dövüş mü olur Allah aşkına?
Biz bu deli soruyla cebelleşirken yanıt New York Times'dan
geldi.
Gazete, "Erdoğan'la tartışan medya patronu mahkemeye çağrıldı"
ifadeleriyle Aydın Bey'in ve akıl hocalarının manşet planının
kodlarını deşifre etti.
Çünkü Doğan, stajyer bir muhabirin bile ortalığı epeyce sarsacağını
tahmin ettiği o manşeti, tarihi belli mahkeme günü gelip çatınca
işte bu haberler çıksın, uluslararası destek gelsin diye
attırmıştı.
Zira yıllardır yargılandığı akaryakıt kaçakçılığı davasının duruşma
günü de belliydi, yasalar da... Kıytırık bir mal beyanı vermesek
kapımıza polis gönderen yargı, kaçakçılıkzanlılarına elbette "bir
zahmet mahkemeye gelin" diyecekti.
Ayrıca Aydın Bey'e sıkıştığı köşede yardım edebilecek yargıçların
çoğu FETÖ'den içerideydi. Bu darbeci çeteyle ilişki kurdukları
iddia edilen yöneticileri de...
Evet, Aydın Bey büyük oynadı. Herkesin sert tepki vermesi için
"karargâh rahatsız" haberine olur verdi!
Ayrıca bu manşetten attığı bu taşla iki kuş da vurabilirdi. Kim
bilir belki ordu ve siyaset arasında ikilik yaratabilir, cuntacı
artıklarını yüreklendirebilirdi.
ABD Başkanı Trump'ın bile yalancı dediği, parayı verenin hele bir
de Türkiye karşıtıysa mutlaka öttürdüğü NYT de işini yaptı...
Gazete, Doğan hakkındaki zorla getirilme kararı sanki manşet
yüzünden alınmış gibi "yalanlaştırdı."
Belli ki manşetin hemen ardından apar topar "alışveriş yapmaya
gittim" dediği İngiltere'de mağdur edebiyatının kendisine yardımcı
olacağını düşündü Aydın Bey.
Öyle ya, istediği kadar kalır Aydın Bey İngiltere'de; kime ne?
Alışverişe gittim cumadan sonra döneceğim
Aydın Bey İngiltere'ye gider de bizler gibi iki kruvasan yiyip, bir
çift ayakkabı aldıktan sonra Big Ben'in önünde fotoğraf çektirip
döner mi?
Hayır, tabii ki. O daha büyük alışverişler peşindeymiş. Alışveriş
merkezi alacakmış.
"Lüküs hayat" işte.
Bu arada hakkında açılan FETÖ soruşturmasının ardından medyasının
kapısına "tatile gittim cumadan sonra döneceğim" yazıp İngiltere'ye
uçan Akın İpek de aylar oldu hâlâ dönmedi.
Hayır, belki bunca sürede orada epey çevre yapmıştır İpek,
hemşerisine yardımcı olur alışverişlerinde, o yüzden söyleyeyim
dedim.
Biz olsak kovarlar üstüne de dava açarlardı
Hâlâ Aydın Bey'in "karargâh rahatsız" manşetinden haberi yoktu.
Kendisi o gün "meşhur pijamalarını giymiş erkenden yatağa girmişti"
diyenlere sormak lazım.
Aydın Bey'in manşetin ardından holdinginin hisselerinin onlarca
puan kaybetmesinden de mi haberi yok?
Yoksa patronlar, çalışanlarının milyon dolarlık hatalarını geç fark
edince kızmazlar mı?
Öyle ya ben çalıştığım şirketi milyonlarca dolar zarara uğratan bir
yazı yazsam, kovulurum, üstüne bir de tazminat davası yerim.
Peki, Aydın Bey, görevi Fikret Bila'ya devredeceği önceden
açıklanmış olan gazetenin GYY'si Sedat Ergin'e gazetede köşesini
yeniden açmaktan başka ne yaptı?
Yemeyin bizi.