Sabah yazarı Melih Altınok o fotoğraf için özür diledi
"Çarpıtmalarla iyi niyetleri istismar edilen sokaktaki vatandaşın hassasiyetini anlıyorum, özür dilerim"
Sabah yazarı Melih Altınok, uçağa binecekleri sırada Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ı selamlamak için bekleyen askerlerle verdiği
poza, sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine Sabah Gazetesi'ndeki
köşesinden özür diledi. Fotoğrafı Instagram'dan sildiğini
söyleyen Altınok " Çarpıtmalarla iyi niyetleri istismar edilen
sokaktaki vatandaşın hassasiyetini anlıyorum. Zaten onlardan
da niyetim kötü olmadığı halde özür diledim, diliyorum da. Çünkü
bizi canları pahasına koruyan askerimize, polisimize içimde
saygıdan ve sevgiden başka hiçbir şey yok" ifadesini kullandı.
Melih Altınok'un Sabah Gazetesi'nde "Tartışılan o fotoğrafın
hikâyesi" başlığıyla yayımlanan ( 30 Mayıs 2016) yazısı şöyle:
Cumartesi günü, Bursa'da haftalar önce planlanmış bir panelimi
iptal ederek Diyarbakır'a gidecek gazeteci heyetine katıldım. Çünkü
önemli bir geziydi. Birincisi Cumhurbaşkanı'nın terörden temizlenen
Diyarbakır'a yeni Başbakan'la yaptığı ilk ziyaretti. İkincisi
Ankara, en güçlü şekilde, PKK'nın katliam yaptığı Tanışık köyüne
gidecek ve vatandaşa "biz varız" mesajı verecekti.
Uçağa binmek üzere limana çıktığımızda Cumhurbaşkanı'nı karşılamak
üzere "rahat pozisyonunda" bekleyen selam mangasını gördük.
Selamlaştık. Ardından askerlerin biraz ötesinde bir fotoğraf
çektirdim. Bu esnada askerler yaptığım mizansenin tam olması için
beni önlerinde serili halının üzerindeki daireye davet ettiler.
Yaklaştım ve bir poz daha çektik.
İnstagram'a koyduğum fotoğrafın altına da mizansene uygun olarak
"Nasılsın asker" yazdım. Sanki asker de bana cevap vermiş gibi de
"Sana ne" diye ekledim. Askerlere teşekkür edip vedalaştıktan sonra
uçağa bindim.
Fotoğraf instagram'da binlerce beğeni aldı. Herkes heybetli bir
şekilde duran askerlerimiz karşısında kendimi tiye aldığım bu
pozumu sempatik bulmuştu. Diyarbakır ziyaretimizin ardından dönüş
için Ankara'ya hareket ettik. Yolda, PKK'lı hesapların 16 köylünün
katledildiği Tanışık'a askerlerle gittiğimiz için beni ve
heyettekileri "devlet gazetecisi" olmakla suçlayan tweet'lerini
okuyordum.
Tam bu esnada ekranıma, bu gruptan olmayan ancak "Şehitlik diye bir
makam yoktur" şeklindeki mesajlarla Twitter'de sivilcilik oynayan
bir trolün mesajı düştü
PKK'lılar katliam yaptıkları Tanışık'a destek için gitmemi
eleştirirken, bu trol ve ekibi, Selamlama heyetiyle çektirdiği
fotoğrafı paylaşıp askere saygısızlık yaptığımı iddia ediyorlardı!
Anında Twitter'da bir linç kampanyası başladı. Karanlık oda
internet siteleri, Cemaatçiler bu çarpıtmayı "gazeteciden askere
saygısızlık" diye haberleştirdiler. 7 Haziran öncesi Kandil'e
muhabir gönderip "PKK'lılar yere sigara izmariti bile atmıyor. Çok
çevreciler" manşetleriyle HDP'ye oy toplayan Dündar'ın Cumhuriyet'i
falan da boş durmadı tabii.
Evet, hafta sonundan beri özellikle sosyal medyada tartışılan
resmin net hikâyesi budur. Sevgimi gösterdiğim karşılama
heyetindekiler de kendilerine bir saygısızlığımın olmadığının
şahididir. Zaten içlerinden biri de bu haksızlığa dayanamayıp
instagram'a bir mesaj attı. Fotoğrafta "Hazır ol"da olmadıklarını,
bana resmi selam vermediklerini, zamanzaman vatandaşların benim
gibi fotoğraf çektirmelerine izin verdiklerini tüm açıklığıyla
anlattı. Okumuşsunuzdur
Her gün ekrandayım, yazılarımı okuyorsunuz. Sokakta karşılaştığım,
askerlerin, polislerin ve ailelerinin "ekranlardaki tek sesimizsin"
iltifatlarını sıralamayacağım. Teröre, PKK'ya, askerimize,
polisimize karşı tavrımı sizlere bir daha anlatmama gerek yok
sanırım. Peki, niçin terör örgütlerinin tehditleriyle yaşadığımız
halde bu iftiralara, çarpıtmalara maruz kalıyoruz? Aslında cevap
sorunun içinde. Evet, tam da bu sebepten, terör örgütlerinin hedefi
olduğumuz için!
Bizi seven, izleyen, teröre karşı olan, yurtsever insanların
gözünde bizi etkisizleştirmek için. Liberal pozlarında sinsi sinsi
yeniden çözüm süreci pazarlayıp PKK'yı diriltmek isteyenlerin
maskesini düşürdüğümüz için, ekmek tekerlerine çomak soktuğumuz
için.
Bilen biliyor işte. Yine de resmi instagram'dan sildim. Çünkü
çarpıtmalarla iyi niyetleri istismar edilen sokaktaki vatandaşın
hassasiyetini anlıyorum.
Zaten onlardan da niyetim kötü olmadığı halde özür diledim,
diliyorum da. Çünkü bizi canları pahasına koruyan askerimize,
polisimize içimde saygıdan ve sevgiden başka hiçbir şey yok.