SABAH TV YAZARI YAZDI; HUZUR SOKAĞI MODAYA DÖNÜŞECEK, KAYGILIYIM!
Sabah tv yazarı Yüksel Aytuğ, atv'nin iddialı dizisi Huzur Sokağı'nın reyting sırrını yazdı.Peki Aytuğ'un kaygısının sebebi ne?
Bir tatlı huzur almaya geldik
Yeni sezon
başlamadan önce dizilerle ilgili tahminlerde bulunurken atv'deki
Huzur Sokağı'nın en çok konuşulacak dizi olacağını söylemiştim.
Aynen öyle oldu. Dizi sosyal medyanın da, reyting listesinin de
zirvesine oturdu. Huzur Sokağı'nın cuma geceleri gibi tüm
kanalların ağır toplarını ateşlediği bir günde Dila Hanım, Adını
Feriha Koydum, Behzat Ç. gibi iddialı dizileri geride bırakıp
reyting listesinde birinci sıraya yerleşmesi bana hiç de sürpriz
olmadı.
Peki, Huzur Sokağı neden bu kadar çok izleniyor? Bir kere 'test
edilip onaylanmış' bir senaryosu var. Şule Yüksel Şenler'in romanı,
yayınlandığında büyük ilgi görmüş, çok geniş kitleler tarafından
benimsenmiş ve içselleştirilmişti.
Peki çok satan her romandan iyi dizi çıkar mı? Tabii ki çıkmaz,
çıkmıyor da ama önemli olan romanın 'ruhunu' ekrana taşıyabilmek,
onu okurların düşsel algısından ustalıkla devşirip televizyonun
altın kurallarına ters düşmeden, 'masumiyet' ile çerçeveleyebilmek.
Huzur Sokağı dizisi öncelikle bunu başardı.
KİRİNDEN ARINMA İHTİYACI
Bana göre dizinin
bu kadar geniş kitlelerce kabul görmesinin en büyük nedenlerinden
biri, insanların 'huzura' duydukları özlemin reyting listelerine
yansıması... Dizi; ülkenin adeta kanla yıkandığı, her gün şehit ve
kadın cinayeti haberlerinin geldiği, haber bültenlerinin
'izlenemez' durumda olduğu bir döneme rast gelince, insanlar huzur
ve maneviyatın önde tutulduğu bu diziyle 'yıkanmak' ve kirinden
pasından arınmak ihtiyacı hissetti. Yani çoğunluk, 'bir tatlı huzur
alabilmek için' Kalamış'a geldi.
Peki Huzur Sokağı'na gösterilen ilgi, ülkenin muhafazakarlaşma
sürecinin bir uzantısı ya da sonucu mu? Bu konuda iri kıyım laflar
etmeyi sosyologlara ve politika uzmanlarına bırakıyorum ama
yıllardır insanların televizyon izleme alışkanlıklarından sosyal
çıkarımlarda bulunmaya çalışan bir televizyon yazarı olarak minik
gözlemimi de paylaşmadan edemeyeceğim:
Bu diziyi sadece muhafazakâr kesimin izlediğine inanmıyorum.
Yıllardır ısrarla 'ötekileştirilen' mahalle komşularının yaşamına
göz atma ihtiyacı hisseden 'meraklılar' da ekran başında.
İki farklı yaşam biçiminin arasında sıkışıp kalmış yeni çağın
Romeo-Jüliet'inin sonunu merak edenler de, ekranda 'katıksız' aşka
hasret kalanlar da, kendini boşlukta hissedip tutunacak yeni bir
dal arayanlar da...
KAYGIM MODAYA DÖNÜŞMESİ
Eğer tahminlerim
beni yanıltmazsa; Huzur Sokağı, tıpkı ağalı diziler gibi yeni bir
dizi döneminin miladı olacak. Büyük kanallarda benzer temaları
işleyen pek çok dizinin, bu kulvarda kendine şans aradığı günleri
göreceğiz. Zira bu reyting başarısı, eminim şimdiden pek çok
yapımcının, kanal yöneticisinin iştahını kabartmıştır. Tek kaygım,
bunun tamamen ticari kaygılarla donanmış bir 'modaya' dönüşüp
maneviyatın, Reyting Hazretleri'ne kurban edilmesi... Zira sizin de
çok iyi bildiğiniz gibi bizim sahte Hazret'in tahammül edemediği
şeylerin başında masumiyet ile samimiyet gelir...
Yüksel Aytuğ/Sabah Günaydın