SABAH GAZETESİ OKURLARININ SIKI MARKAJINA ALINDI!..OKUR TEMSİLCİSİ YAVUZ BAYDAR,GEÇEN HAFTANIN BAROMETRESİNİ ORTAYA DÖKTÜ!..
Okurların 'iktidarın yanına çekildiniz' iddialarını 'Sabah,tam aksi bir çizgiye kaydı' şeklinde cevaplayan Sabah okur temsilcisi Yavuz Baydar,Sabah'ın muhalefet cenahına kaydığını gösteren örnekler verdi.
Sabah 'taraf' mıdır?
Gazeteyi okurlar sıkı markaja aldı. Acaba, iddia edildiği gibi, gazeteniz siyasetin haberi ve yorumunu yaparken bir tarafa fazla eğilecek mi? İşte, geçen haftanın barometresi .
Siyasetin kızışmasıyla, umumi tansiyonun yükselmesiyle birlikte gözler, süreçte mesleki sorumluluğunu hakkaniyetle yerine getirip getirmeyeceği de sorulmakta olan basının da üzerinde.
Doğrucu, dürüst, adil miyiz?
Haberler eğilip bükülüyor mu?
Kalemler hep belli bir tarafa mı yontuyor?
Geçen köşelerden birinde, buradan Sabah'ın okurlarına seslenmiş, "eleştirin ve somut örnekler vermeyi de unutmayın" demiştik.
Seçimler ve sonrasına uzanan süreçte, iktidar-muhalefet ve medya ilişkilerini gözden ırak tutmayacak bir barometre burada hep açık kalacak.
Dolayısıyla "iktidara kaydınız", "muhalefete yattınız", "askere oynuyorsunuz", "dincilerle flörttesiniz" gibi genel eleştiriler yerine, "filanca haber veya başlık taraflılık kokuyor, acaba öyle mi?" tarzı sorgulamalar makbule geçecek, açılan barometreye birebir yansıyacak.
Sert veya yumuşak, fark etmez.
Yeter ki, şikâyetin ayakları yere sağlam bassın.
Bir okurumuz diyor ki:
"İşte size bir örnek: Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladığının ertesi günü yayınlanan manşetinizi okuma şanssızlığına erişmiştim. Laik cumhuriyet düşmanlığı, AKP şakşakçısı ya da kör ve duyarsız topluluktan olanlara hitap ettiğiniz besbelli. Başlığınız 'İşte Yeni Cumhurbaşkanı' ya da 'Cumhurbaşkanımız' gibi bir şeydi. Bence çok talihsiz bir tercih olmuş bu başlık."
Okurumuz başlıkta yanılmış.
Sabah'ın 25 Nisan günkü manşeti İşte Gül Dönemi şeklindeydi.
Biz aramızda hep söyleriz: Gazete denilen ürün 24 saatliktir, ömrü ve hükmü çabucak biter, diye.
Ama, bu köşede ömrü tükenmiş, hükmü kalmamış da olsa, geçmiş sayılardaki siyaset anlatan manşetlere, başlıklara kısaca bakıp ölçü tutmakta fayda var.
25 Nisan manşetinin altındaki spotta "..Gül 11'inci Cumhurbaşkanı olacak" ifadesi vardı. Daha alttaki metinde de "İlk iki turda 367 oy gerektiğinden Gül'ün 9 Mayıs'taki üçüncü turda seçileceğine kesin gözle bakılıyor" yazılıydı.
İçerde de orta sayfa boydan boya Kayseri'nin 'Gül'ü Köşk'e başlığıyla donatılmıştı.
Şimdi geriye bakıldığında, bugüne göre "hayli iddialı", "kendinden emin" başlıklar, öyle değil mi?
Sabah, örneğin, o günlerde de hararetle gelişen 367 tartışmalarının muhtemel sonucunu kale almamış. O yüzden ihtiyat payı kaçmış, denebilir. Olabilir, bu tür değerlendirme kaymaları her gün gazetelerde yaplıyor.
Önemli olan, yapılanlardan ders çıkarmak.
Öte yandan, 29 Nisan günkü Darbeye Hayır ve 30 Nisan günkü (Çağlayan gösterisini anlatan) Demokratik Tepki manşetleri gazetenin temel ilkeleriyle örtüşen, sağlam ve bol övgü toplayan birer tercihi sergiledi.
Şimdi bir de, kısaca, geçen hafta acaba gazete "iktidara veya muhalefete fazla kaydı mı" sorusuna bakalım.
7 Mayıs Pazartesi günü, Solda da Söz Kesildi manşetiyle CHPDSP ittifakı konusundaki gelişmeler aktarılmış. Gül'ün çekilmesi ikinci haber olarak verilmiş. İç sayfa haberlerinde AK Parti, CHP, DSP, Anavatan ve DYP haberleri sakin dilli başlıklarla bol bol sunulmuş.