30 Ara 2013 08:15 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:50

Sabah deşifre etti! Cemaat'in 'medya imamı' kim?

Osman Hilmi Özdil'in paralel devletin imamı olduğunu iddia eden Sabah gazetesi yine çok konuşulacak bir haberle okurların karşısına çıktı.

Sabah Gazetesi ile Zaman arasında yaşanan gerilimde yeni gelişme. Sabah, bir sürö önce manşetten haberini yaptığı 'Emniyetin İmamı'nın Zaman'ı ziyaret ettikten sonra operasyonun başladığını iddia etti..

İşte Sabah'ı o haberi :

SABAH, Türk basınında ilk kez bulup görüntülediği paralel devletin imamı Kozanlı Ömer lakaplı Osman Hilmi Özdil'in yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun başladığı 17 Aralık 2013 tarihinden bir gün önce, 16 Aralık'ta Zaman gazetesini ziyaret ettiğini belgeledi.

Özdil'in, Zaman Gazetesi'ni sadece ziyaret etmiş olması değil, bu ziyaretin Türkiye'yi sarsan 17 Aralık operasyonundan yalnızca bir gün önce gerçekleşmiş olması anlamlı. Yanındaki arkadaşı ile birlikte Volkswagen Passat marka aracıyla Zaman Gazetesi'nin Yenibosna'daki binasına giden Özdil, burada iki saat kaldı. Binaya saat 13:40 sularında protokol kapısından giriş yaptı, saat 15:47 sularında yine protokol kapısından çıktı. Özdil'in, içeride gazetenin üst yönetimi ile görüştüğü tahmin ediliyor. SABAH Özel İstihbarat Bölümü'nün edindiği bilgilere göre Osman Hilmi Özdil, ayrıca 17 Aralık operasyonundan sonra Emniyet Teşkilatı'nda görevden almalar olunca Emniyet mensupları ile de buluştu. Osman Hilmi Özdil'in, Zaman Gazetesi başta olmak üzere basınla temasında aracı isim ise cemaatin medya imamı H.S. Medya imamı H.S.'nin en önemli görevi, cemaatin yürüttüğü operasyonların başlamasından sonra emniyet ve yargıdan bilgi/belge alıp gazetelere, kimisi virgülüne kadar yazılmış metinler ya da bilgi servis etmek. Çok gizli bilgi/belgeler teknik takibe takılmasın diye mail yoluyla değil, flash belleklerle adresine ulaştırılıyor.
MART AYINDA DUBAİ'YE GİTMİŞ
Osman Hilmi Özdil, zaman zaman yurtdışına da çıkıyor. SABAH'ın edindiği bilgilere göre Osman Hilmi Özdil, 14 Mart 2013'te Atatürk Havalimanı'ndan çıkmış ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Dubai'ye gitmiş. Dubai'nin Körfez bölgesinde önemli bir finans merkezi olduğu düşünüldüğünde Osman Hilmi Özdil'in yapmış olduğu bu seyahati anlam kazanıyor. Özdil'in cemaat içinde de bir paralel yapılanmaya gittiği ve kimi 'abi'leri dinlemeden tasarruflarda bulunduğu da ileri sürülüyor. Bir önceki polis imamı Kemalettin Özdemir'in ayrılmasından sonra cemaatin devletteki kadrolarının çizgisinde değişim yaşanmasının temel sebebinin de bu olduğu belirtiliyor. Hiçbir resmi sıfatı olmamasına rağmen Özdil, Ergenekon soruşturması ve davasından başlayarak son altı yıla damgasını vuran bütün dava ve soruşturmaları etkileyen isimlerden biri.
HANEFİ AVCI KAVGANIN KURBANI
Eski polis şefi Hanefi Avcı ve gazeteciler Nedim Şener ile Ahmet Şık'ın tutuklanmasının hem hükümetle cemaat arasındaki çatışma, hem de cemaat içi çatışmayla ilgili olduğu biliniyor. Hanefi Avcı'yı bu çatışmada hedef haline getiren Haliç'te Yaşayan Simonlar / Dün Devlet, Bugün Cemaat adlı kitaptı. Şener'i hedef haline getiren sadece Dink Cinayetinde İstihbarat Yalanları kitabı değil aynı zamanda Ergenekon Belgelerinde Fethullah Gülen ve Cemaat kitabıydı. Ahmet Şık'ı hedef haline getiren de İmamın Ordusu adlı basılmamış kitaptı.
KOZMİK BİLGİLERİ ULUORTA PAYLAŞIYOR
Osman Hilmi Özdil'in adını ilk açıklayan kişi olan Hanefi Avcı'nın Haliç'te Yaşayan Simonlar / Dün Devlet, Bugün Cemaat başlıklı kitabında Özdil'in en kozmik bilgileri uluorta paylaşan biri olduğu belirtiliyor. Kitapta, cemaatin kendi içinde hazırladığı bir değerlendirme raporuna atfen Özdil'in bu özelliği şöyle anlatılıyor. "1- Ömer Bey ve ekibinin büyük çoğunluğunda Kur'an-ı Kerim, Sünnet ve eserlere ilişkin müktesebat resmi arkadaşlarımızı tatmin etmekten uzaktır. Ekibin zaman zaman ABD'ye büyüğümüzü (Fethullah Gülen'i kast ediyor.) ziyaret dışında herhangi bir beslenme mekanizması bulunmamaktadır. Kendilerini kabul ettirme büyük ölçüde çok mahrem bilgilerin uluorta arkadaşlarla paylaşılması ile sağlanılmaya çalışılmaktadır. Hatta bazı arkadaşlarımız manevi boşluklarını telafi etme adına çeşitli dini gruplar ile Emniyet Hizmeti dışındaki birimler ile irtibata geçmiştir. 2- Tayin, terfi atamalarda hizmetin rolü arkadaşlar üzerinde bir baskı ve korku aracı olarak kullanılmaktadır. Arkadaşlara adil davranılmamakta ve teşkilat teamüllerine aykırı tayinler yapılmaktadır. 3- Resmi arkadaşların maaşlarından toplanan himmetlerinin kullanımında gerekli özen gösterilmemektedir. Örneğin Ömer Bey ve ekibinin Makedonya ve Almanya programlarından yapılan harcamalar kullanılan lüks telefonlar ve laptoplar. 4- Büyümüzün büyük ağabeylerle ilgili tasarruflarının '...ilgili operasyon tamamlandı, işleri bitirildi' gibi ifadeler ile anlatılması ve durumun arkadaşlar nezdinde ağabeylerle ilgili su-i zanna sebebiyet vermesi... (H.T., M.Ö., A.K. gibi) 5- Çeşitli dönemlerde teşkilatta vazife yapmış ve önemli hizmetleri olmuş kişilerle düşmanca uğraşılmakta ve haklarında iftiralar atılarak sürekli yıpratılmakta ve bu hususlar en alt seviyedeki gruplara kadar konuşulmaktadır."