25 Eki 2023 13:33 Son Güncelleme: 25 Eki 2023 13:55

Saadet ve Gelecek Partisi Gazze’ye gitmek için Dışişleri’ne başvurdu

Saadet ve Gelecek Partisi, Gazze'ye gitmek için Dışişleri Bakanlığına ve Mısır Büyükelçiliğine başvuruda bulundu. Detayları genel başkanlar açıkladı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ortak grubu bulunan Saadet ve Gelecek Partisi, haftalık olağan grup toplantısını düzenledi. Kürsüye ilk olarak Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu çıktı.

KARAMOLLAOĞLU: İKTİDAR İNSAN HAKLARI KONUSUNDA BAŞKA BİR YOL İZLİYOR

Karamollaoğlu'nun cümlelerinin satırbaşları şu şekilde:

"Meclis'te insan hakları komisyonu olarak 6 partinin de iştiraki ile Gazze'ye bir heyet göndermeyi arzu etmiştik. Maalesef bu talep Meclis'te iktidar partisinin oylarıyla reddedildi. Bunun üzerine arkadaşlarımız iktidar partisi dışındaki 5 partinin temsilcileriyle bir heyeti Gazze'de olup biteni yerinde görmek üzere gönderme kararı almışlar. Dışişleri Bakanlığı'na bu kararı iletmişler. İnşallah gerekli formaliteler tamamlandıktan sonra Gazze'yi ziyaret edecekler. Bize ilk elden bir takım bilgileri getirecekler.

Bunu önemsiyorum. Çünkü her ne hikmetse insan hakları konusunda bile iktidar ille başka bir yol izlemek istiyor. "Ben varım, size ihtiyaç yok" diyor. Meclis'teki bütün görüşmeler, bütün siyasi partilerin temsilleriyle birlikte yapılırken, Meclis bir bütünken, yurttaşında bizi, Meclis'in tamamını temsilen bir heyetin gitmesine engel olmak kime bir fayda sağlar?

'İNSANLARI KATLETTİLER, KİMSEDEN SES ÇIKMADI'

Maalesef 2023 yılında ve tüm dünyanın gözü önünde günlerdir bir soykırım uygulanıyor. Üç çeyrek asırdır bir ülke adım adım işgal edildi; herkes seyretti ve hala seyrediyor. İnsanları katlettiler, kimseden ses çıkmadı! Emzikli bebekleri, kundaktaki çocukları, hamile kadınları tonlarca kiloluk bombalarla öldürdüler ve yine kimseden ses çıkmadı!

Tüm bunlar yetmedi, hastaneleri, ibadethaneleri, ambulansları bombaladılar; birkaç cılız sesten başka yine kimseden çıt çıkmadı! Sadece şu 18 günde binlerce kardeşimiz şehit oldu; Müslüman ülkelerinin liderleri de sadece kınadı, hatta bir kısmı onu bile yapamadı. Gerçekten merak ediyoruz; daha ne olması gerekiyor? Hep birlikte ayağa kalkmak için başımıza daha ne gelmesi lazım? İsrail ve suç ortağı ABD, daha ne yapmalı ki İslam alemi uyansın?

Adına BOP denilen Büyük İsrail Projesi uğruna dünyayı ateşe veriyorlar, ne zaman farkına varacaksınız? Önceliği demokrasi olanlara soruyorum, ne oldu sizin demokrasi söylemlerinize?

'SUSARAK DAHA NE KADAR BU VEBALE ORTAK OLACAKSINIZ?'

Önceliği insan hakları olanlara soruyorum, ne olacak Filistinlilerin hakları? “Barış istiyoruz” diyenlere sesleniyorum, İsrail’e dur denilmedikçe ve İsrail katliamlarından vazgeçmedikçe kalıcı bir barış mümkün mü? “Önceliğim İslami değerlerdir” diyenlere sesleniyorum, susarak ve sadece kınayarak daha ne kadar bu vebale ortak olacaksınız?

ABD, savaş gemilerini gönderdi, tırlarla, uçaklarla silahlar gönderdi, milyarlarca dolar para gönderdi, yetmedi Dışişleri Bakanını gönderdi, o da yetmedi ABD başkanı Biden atladı geldi. Bununla da sınırlı değil, bu çevreler ABD’de ve dünyanın her yerinde algı üretip, kamuoyu desteği vermeye çalışıyorlar. Hatta bu meseleye dair farklı yaklaşımlar taşıyan ve ABD’nin ileri gelen gazetelerinde yazanları ya işten çıkardılar ya da geri plana çektiler.

'HEPSİNİN ORTAK NOKTASI 'SİYONİZM''

Bush gitti Obama geldi, Obama gitti Trump geldi, o da gitti Biden geldi. Ne değişti? Hiçbir şey. ABD yönetimine kim gelirse gelsin değişen hiçbir şey olmadı, olamaz. Amerika'nın sözde cumhuriyetçileri neyse sözde demokratları da odur. Ülkelerinin asıl vatandaşlarına yani yerlilere ve Afrika'dan getirdiği siyahilere yaptıkları muamele ortadadır. Bir ibret vesilesidir bütün dünya için. Bugün de durum değişmedi. Bunlar için varsa yoksa küçük bir azınlığın çıkarlarıdır. Hepsinin ortak noktası sinsi siyonizmin, ırkçı emperyalizmin ve vahşi kapitalizmin ihtiyacıdır.

O nedenle de “dostum” hitabı ile başlayan cümlelere muhatap olacak kişiler asla değildirler. Kim ki ABD’yi kendine dost görmüşse; başka düşmana ihtiyacı yoktur. Kim ki ABD’yi müttefik kabul etmişse, bilsin ki başı mutlaka belaya girecektir. Bunun içindir ki kim ABD yönetimi ile insan haklarını, demokrasiyi, barışı aynı cümle içerisinde kullanma yanlışına düşmüşse, derhal bu yanlışından dönmelidir.

Dün yamyamlar gibi İstanbul'u Çanakkale'yi kuşatanlar bugün de Gazze'yi kuşatmışlardır. Bu kuşatmayı yarmak hepimizin boynunun borcudur.

'SİZ BIDEN'DAN HİÇ İSRAİL'E DESTEK MİTİNGİ DUYDUNUZ MU?'

Adamlar uçaklarını, gemilerini gönderirken; siz sadece selam mı göndereceksiniz? Adamlar ilk günden itibaren seferber olmuşken; siz 16 gün sonra miting kararı alıp, 3 hafta sonra da miting mi yapacaksınız! Kaybedilen her bir saniyede daha kaç çocuk katledilecek, hiç düşünüyor musunuz?

Bebekler bombalar altında can verirken; bu kararı almak acizliktir daha da ötesi katliama ortak olmaktır. Bu, sadece içeride algı oluşturmaktan başka ne işe yarar?

Daha önce Acil Eylem Planı olarak 16 maddelik bir yol haritası izlenmesi gerektiğini ifade etmiştim, buradan bir kez daha çağrıda bulunuyorum:

İktidar miting yapmaz, atılması gereken adımları tek tek atar, atması gerekir:

1.İslam İşbirliği Teşkilatı, bir an önce sürece gerektiği şekilde müdahil olmalı ve zulmü durdurmak için inisiyatif almalıdır. Bu toplantılar kınama değil icraat toplantıları olmalıdır. Bunun insiyatifini Türki’ye yapmalıdır.

2.D-8 Ülkeleri ve Türk Devletler Teşkilatı acilen toplanmalı; İsrail’e karşı güçlü ve caydırıcı yaptırımlar derhal karara bağlanmalıdır.

3.İslam ülkeleri, İsrail’de bulunan diplomatik temsilciliklerinin faaliyetlerini tamamen durdurmalıdır.

4.Türkiye ve diğer tüm İslam ülkeleri İsrail ile ikili anlaşmalarını, “normalleşme” süreçlerini ve karşılıklı ziyaret programlarını derhal iptal etmelidir.

5.İslam ülkeleri, İsrail'e destek veren Batı ülkelerine petrol gönderimini yavaşlatmayı gündemlerine almalı ve gerektiğinde petrol sevkiyatını durdurmalıdır.

6.Türkiye, özellikle Filistin’e ait enerji kaynakları üzerinde İsrail ile yapılan anlaşmalara derhal son vermelidir.

7.Öncelikle çocuklar ve kadınlar olmak üzere, sivillerin can güvenliği mutlaka sağlanmalı, hastane, yetimhane, okul, ibadet yerleri gibi alanlar acilen koruma altına alınmalıdır.

8.İsrail, Filistin topraklarına ve Filistinlilere yönelik silahlı eylemlerini durdurmadıkça, İsrail ile siyasi, ticari ve sosyo-kültürel bütün ilişki ve etkinlikler sona erdirilmelidir.

9.TBMM’de bir heyet oluşturularak, teknik bir ekiple birlikte, Gazze’de bombalanan hastane ziyaret edilmeli ve oradaki durum hakkında kamuoyu bilgilendirilmelidir.

10.İnsani yardımlar için acilen Mısır Refah sınır kapısında bir koridor açılmalıdır.

11. Ülkemiz ve bölgemiz açısından büyük bir tehdit oluşturan ABD ve İngiltere, İsrail’in haksız işgaline destek vermek üzere Gazze açıklarında konuşlanmış olan deniz ve hava kuvvetleri unsurlarını bölgeden derhal çekmeli; bunun için kararlı ve dirayetli bir duruş sergilenmelidir.

12. BM nezdinde İsrail’in haksız, hukuksuz işgal girişimine karşı gerekli kararların alınması için diplomatik girişimler acilen başlatılmalıdır.

13.İsrail’in mevcut siyasi ve askeri karar verici kurumlarının, makamlarının, kişilerin tamamı hakkında Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinde yargılanma süreci için girişimler başlatılmalıdır.

14.Ayrıca İsrail hakkında “soykırım suçu” temalı yargılama sürecine de başlanılmalıdır.

15.Gazze’ye yönelik büyük bir insani yardım kampanyası organize edilmeli; Gazze’nin yeniden imarı için çalışmalar da süratle gündeme alınmalıdır.

Buradan iktidara sesleniyorum. Miting yapmak yerine bunlardan sadece bir tanesini dahi yapmış olsanız, emin olun çok daha büyük bir iş başarmış olursunuz."

Karamollaoğlu'nun ardından kürsüye çıkan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, gündeme dair açıklamalarda bulundu.

DAVUTOĞLU: İKTİDAR NE YAPIYOR CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI İÇİN?

Davutoğlu'nun açıklamasından satır başları şu şekilde:

"Bu hafta hem bir onur hem de hüzün haftası. Onur haftası; çünkü cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağız. Herhangi bir yıl değil, 100 yıllık bir geçmişi hep beraber muhasebe etme dönemindeyiz. Hüzün haftası; çünkü hala Filistin'de Gazze'de her hanede yanan bir yangın var.

Cumhuriyetimizin 100. yılına giriyoruz. İktidarın herhangi bir hazırlığı var mı? Ne yapıyor cumhuriyetimizin 100. yılı için.

İktidarın propaganda makinası, Türkiye'nin gündemini belirlemeye çalışırken gündemde 100 yılın muhasebesi yok. Türkiye Yüzyılı üzerinden bir hayal üretme çabası var.

'HAFIZASINI KAYBETMİŞ BİR MİLLET GELECEĞİNİ KURAMAZ'

Şimdi tam da vaktiydi; Cumhuriyetimizin gelecek yüzyılı ancak geçmiş yüzyılını anlayarak inşa edilebilirdi.

Hafızasını kaybetmiş bir milletin geleceğini kuramayacağının farkında değiller. Birileri cumhuriyet öncesi geçmişi hafızalardan silmeye çalışırken diğerleri de maalesef bu sürekliliği yok etmeye çalışıyor.

Basit bir Anadolu denklemiyle anlatayım; Komşuda yangın var, 2 bina ötede ve binalar ahşap. O yangının size geleceği belli. Bir grup diyor ki; "Banane bu yangından, bırakalım yansın komşunun evi. Zaten o komşuda geçmişte bize ihanet etmişti." Günlerdir bana ve Karamollaoğlu'na hakaret edenler bu güruhtan. Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden gittiğini söyleyenlere ama bugün İsrail'in yanında duranlara bilsinler ki söyleyecek çok sözümüz var.

'NİYE BU 3 HAFTADA KAN VE GÖZYAŞINI SEYRETTİNİZ?'

"İktidar icraat yapar, miting yapmaz" dedi Karamollaoğlu. Çok doğru. Biz de miting yaptık, biz yaparız çünkü toplumda bir farkındalık oluşturuyoruz. Ve biz miting yaptığımızda 600 milletvekiline de davet gitti, 14 parti il başkanları davet edildi İstanbul'dan. Ayrım yapılmadı. İktidar miting yapıyor; hem de cumhuriyetin kuruluşunun 1 gün öncesinde. Tebrik ederiz, toplumsal bilinç yaratacaksınız. Peki 3 hafta neden beklediniz? Niye bu 3 haftada kan ve gözyaşını sadece seyrettiniz?

Gazze ile ilgili 12 adımlık bir eylem planı yayımladık. Hiçbiri uygulanmadı. Çok basit 2 tanesi vardı, hemen devreye girecek olan; birisi ulusal yas ilan edilsin. Şükür ettiler. Çünkü en kolay olan ulusal yas ilan etmek. İkinci olarak ilk haftadan dedikki; TBMM bir araştırma komisyonu kursun ve derhal Gazze'ye göndersin. Cevap olarak dediler ki; "Böyle bir teamül yok, araştırma komisyonu ülke dışındaki olaylar için kurulamaz." Halbuki daha önce birçok kez kuruldu. Şimdi güzel bir karar almışlar İnsan Hakları Komisyonu kurarak. Ama çok geç. 12 bin 500 bina yıkıldı, yüz binlerce konut hasarlı hale geldi. 206 okul yıkıldı, 23 ambulans vuruldu. Daha yeni gönderiliyor Türkiye'den.

'BU BİR İNSANİ VE MİLLİ MESELEDİR'

Bu bir insani ve milli meseledir. İnsani meseledir çünkü; ortaya çıkan tablolar hepimizin vicdanını yok ediyor.

Birisi dün "Davutoğlu çok istiyorsa Gazze'ye kendi gitsin" demiş. Bak bakalım kayıtlara; sen dün rahat döşeğinde otururken ben bombalar altında Gazze'deydim.

Hattı siyaset yoktur, sattı siyaset vardır. O satıh bütün vatandır."

BEŞ KİŞİLİK HEYETİN İSİMLERİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NA İLETİLDİ

İstanbul'da Filistin mitingi düzenleyen Saadet ve Gelecek partisi Gazze'ye heyet gönderiyor. İki partinin grubu yaşanan insanlık dramını yerinde gözlemlemek için bölgeye gidecek. Heyet Mısır’a oradan da Refah Sınır Kapısı'ndan geçerek Gazze’ye giriş yapmak için Dışişleri Bakanlığına ve Mısır Büyükelçiliğine gerekli çalışmaların başlatılması adına başvuruda bulundu.

Saadet ve Gelecek partisi Meclis grubunun geçtiğimiz hafta Filistin'de yaşanan zulmün yerinde tespit edilmesi ve zulmü dünyaya rapor etmek için TBMM'nde verdiği araştırma önergesinin AK Parti ve MHP oylarıyla reddedilmesinin ardından Gazze için harekete geçti.

Saadet-Gelecek Grubu Milletvekilleri Gazze’de yaşanan insanlık dramını ve insan hakları ihlallerini yerinde gözlemlemek ve mazlum Gazze halkı ile dayanışmalarını göstermek amacıyla Mısır’a gidecek, oradan da Refah Sınır Kapısından geçerek Gazze’ye giriş yapmak için Dışişleri Bakanlığına ve Mısır Büyükelçiliğine gerekli çalışmaların başlatılması adına başvuruda bulundu.

Gidecek isimler arasında Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Mesut Doğan, Sema Silkin Ün, Necmettin Çalışkan ve Hasan Ekici bulunuyor