05 Ara 2014 12:11
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:58
Russell Crowe: Türklerden utandım
Yeni Zelanda doğumlu Avustralyalı aktör ve yönetmen Russell Crowe, Çanakkale Savaşı’nda yaşananlara daha önce hiç Türklerin perspektifinden bakmadığı için utandığını söyledi.
Yeni Zelanda’da yayınlanan The New Zealand Herald gazetesi muhabiri
Russell Baillie’nin sorularını cevaplayan ünlü oyuncu, çekimleri
Türkiye’de yapılan ve 26 Aralık’ta vizyona girecek olan ‘The Water
Diviner’ filmine değindi.
“BİR DAKİKA BİLE TÜRKLERİN TARAFINDAN BAKMADIĞIMI FARK ETTİM”
Geçtiğimiz günlerde yaptığı başka bir açıklamada, “Gelibolu’da bağımsız bir ulusu işgal ettik” itirafında bulunarak ülkesinde tartışmalara yol açan Russell Crowe, son demecinde ise şu ifadeleri kullandı:
“Filmin ana karakterinin, daha geniş kapsamda Avustralya ve Yeni Zelanda’nın Birinci Dünya Savaşı sonrası tecrübe ettiği kederi hissettim ve anladım. Ancak asıl beni canlandıran, aynı anda hem ilham verici hem de özünde utanç verici olan şey, durumu bir dakika bile Türklerin perspektifinden düşünmediğimi fark etmek oldu. Durumu hiç bu açıdan değerlendirmemiştim. Utandım.”
“GELİBOLU’DAKİ SICAK KARŞILAMAYA ŞAŞIRDIM”
Senaryoyu okuduğunda hem bu filmin içinde olmayı hem de filmi yapmayı istediğini kaydeden Russell Crowe, “Hazırlık aşaması için Gelibolu’ya geldiğimde bana gösterilen sıcak karşılamaya şaşırdım. Sadece bir film yıldızı olduğum için değildi bu. Mezarlıkları dolaşırken yanıma birisi geldi ve nereli olduğumu sordu. Yeni Zelandalı olduğumu söyledim. Konuşmayı sürdürmek istedi. Bu, varsaymadığım bir derinlikte onlarla kişisel bir bağlantı gibi oldu” diye konuştu.
Merakla beklenen ‘The Water Diviner’ filminde, Birinci Dünya Savası sırasında Gelibolu’ya giden ve bir daha haber alamadıkları oğullarını aramak için Çanakkale'ye gelen Avustralyalı bir adamın yaptığı yolculuk anlatılıyor. Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan da filmin kadrosunda yer alıyor.
“BİR DAKİKA BİLE TÜRKLERİN TARAFINDAN BAKMADIĞIMI FARK ETTİM”
Geçtiğimiz günlerde yaptığı başka bir açıklamada, “Gelibolu’da bağımsız bir ulusu işgal ettik” itirafında bulunarak ülkesinde tartışmalara yol açan Russell Crowe, son demecinde ise şu ifadeleri kullandı:
“Filmin ana karakterinin, daha geniş kapsamda Avustralya ve Yeni Zelanda’nın Birinci Dünya Savaşı sonrası tecrübe ettiği kederi hissettim ve anladım. Ancak asıl beni canlandıran, aynı anda hem ilham verici hem de özünde utanç verici olan şey, durumu bir dakika bile Türklerin perspektifinden düşünmediğimi fark etmek oldu. Durumu hiç bu açıdan değerlendirmemiştim. Utandım.”
“GELİBOLU’DAKİ SICAK KARŞILAMAYA ŞAŞIRDIM”
Senaryoyu okuduğunda hem bu filmin içinde olmayı hem de filmi yapmayı istediğini kaydeden Russell Crowe, “Hazırlık aşaması için Gelibolu’ya geldiğimde bana gösterilen sıcak karşılamaya şaşırdım. Sadece bir film yıldızı olduğum için değildi bu. Mezarlıkları dolaşırken yanıma birisi geldi ve nereli olduğumu sordu. Yeni Zelandalı olduğumu söyledim. Konuşmayı sürdürmek istedi. Bu, varsaymadığım bir derinlikte onlarla kişisel bir bağlantı gibi oldu” diye konuştu.
Merakla beklenen ‘The Water Diviner’ filminde, Birinci Dünya Savası sırasında Gelibolu’ya giden ve bir daha haber alamadıkları oğullarını aramak için Çanakkale'ye gelen Avustralyalı bir adamın yaptığı yolculuk anlatılıyor. Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan da filmin kadrosunda yer alıyor.